Modern Töre
Modern Töre
Töre diye bildiğimiz kavram yaşam ve bilim içerisinde geleneksel toplumların çıktısı olarak yazılı olmayan, sözde düzeni sağlayan kurallar olarak anımsanır. Ancak günümüzde modernize edilmiş haliyle gizil bir şekilde varlığını halen koruduğu apaçık bir gerçektir. Doğu toplumlarında ağırlıkta olmak üzere cinayetleri, bekaret savaşları ya da namus savunmaları ile akla gelen töre kavramının, ilişkileri düzenlemek, gelenek göreneklerin devamlılığını sağlamak gerekçesiyle Türk toplum yapısında ve modern dünyanın içerisinde varlığını fark etmek gerekir. Türk toplumu için töre kurallarının bugün git gide izlerini kaybetmiş gibi görünse de, en basit örnekle halen çocuk yaşta gelin olan kız çocuklarının varlığını yok saymamak gerekir. Bugün töre ve onun getirilerini görünür kılmak, törenin mağduriyetini en çok yaşayan kadının ikincilliği ve erkeğin egemenliği ile somutlaştırarak mümkün olacaktır.
Bazı toplumlara göre evliliğin başlangıcı ile yapılan dini ve resmi anlaşma olarak tanımladığımız nikahın gerçekleşmesi evlenen çiftlerin aynı evde yaşayabilmesi için yeterli değildir. Gerekli şartlar doğrultusunda düğün töreninden birkaç ay önce nikahı kıyılan bir çiftin düğünden önce aynı evde yaşamaya başlamış olması el alem deyimiyle evlilik dışı birliktelik olarak tanımlanır. Hem de bu modern dünya üzerinde (!) Nedendir bilinmez bu tarz görece anormallikler kız babalarının yüzünü kızartır, başını öne eğer. Neden peki? Evlilik nikah ile başlar, boşanma ile bitmez mi? Öyle ama aileler tarafından evliliğin yüz kızarmadan, baş eğilmeden gerçekleşmesi için başka bir gereklilik vardır. Yani kızının/oğlunun evlendiğini nikah ile resmiyete, dini nikah ile Allaha bildirmiş olsa dahi evliliğin gerçekleştiğini anlı şanlı düğün törenleri ile el aleme ispat etmek gerekir. Düğün olmadan önce evlilik başlamış sayılmaz.
Bu örneğe “Eş dost ne der? Bizi ayıplarlar” zorbalığı ile maddi imkanı olmadığı için evliliğin herkese ilan edildiği düğün töreninde takı olarak gelinine sahte altın hediye eden, ödeyemeyeceği borçlara imza atarak eşrafı ikna etmeye çalışan aileler de eşlik eder. Törenin varlığını kabul etmek için uğruna cinayetler işlenmesi gerekmez. O bazı insanları da ölmek için yaşamaya mahkum edecek güce sahiptir ve artık adı modern töredir.
Anne-babamızın anlattığı, yaşamının çocukluk dönemi hikayelerinden “Kız çocuğu okuma-yazma bilmesin, sevgilisine mektup yazar” bahaneleri ile okutulmadıklarını dinliyoruz, biliyoruz. Bugün aynı bahaneler “Kız evladını bin bir türlü masraf ile meslek sahibi yaparak evlendiği adamı mı zengin edelim?” şeklinde evrildi. Geleneksel törede istenmeyen biri ile evlenmesin diye okutulmayan kız çocukları modern töre ile farklı bir ailenin soy devamını saylayacağı için uğruna masraf etmeye layık görülmez. Bu değişimi fark etmek için zaman ve gelişmişlik olarak çok geriye gitmek gerekmiyor. Yüksek statü sahibi aileler, eğitim seviyesi yüksek topluluklarda bu durumun gözlemi oldukça mümkün durumdadır. Fakat töre kuralları modernizmin gücü ile sanki hiç yokmuşçasına izini kaybetmeyi başarır. Toplumumuzda mevcut olan erkek egemenliğinin temelleri yorumlanır ancak o temelleri kimler nasıl attı bilinmez. Ama modern ya da geleneksel, törenin her şekline karşı gelip kim ne dedi diye başını yere eğmeyen babaların kızları, törenin kurbanı olan ya da olacak olan özellikle kadın ve çocuklar için modernliğin arkasına saklanan ve hiçbir yerde yazmayan kuralları yıkmaya hazırdır.