Modern Dünya Çıkmazı
Kredi Notu Yükselirken Toplumsal Güven Puanımız Düşüyor!
Eskiden dayanışma ve hatır, çocuk bakımı, ekonomik destek, duygusal paylaşım aracılığıyla ailenin ve neredeyse toplumsal ilişkilerin tamamında hayatın akışını belirleyen temel bağlardandı. Modern dünyanın yeni insanı ise artık kimseye muhtaç olmamakla gurur duyuyor. Bir takım hayati ihtiyaçların sistem ve hizmetler üzerinden giderilmesi modern dünya imkanlarının cazibesi olmuş durumda. Örneğin artık kredi başvurusu yapmak bir yakınından borç istemekten daha az utandırıcı hale geldi. Bir fincan tuza ihtiyacınız varsa komşunun kapısını tıklamak yerine market uygulamasından sipariş vermek insanlara artık daha bağımsız ve gurur verici geliyor. Çocuğumuzu büyükanneye değil kreşe emanet etmek daha tercih edilir halde. Çünkü modern dünyanın kolaylıklarıyla hizmet satın almak, birinden ricada bulunmaktan daha güvenli hissettiriyor. Oysa aile, yalnızca birlikte yaşanan bir alan değil; güvenin, paylaşımın ve duygusal onarımın mümkün olduğu yerdir. Modern birey, kimseye yük olmamak uğruna en çok bu alanı işlevsizleştiriyor. Ev içinde bile yardım istemek, anlaşılmayı beklemek, zamanla “yük olmak” anlamına gelir hale geliyor.
Zygmunt Bauman konuyla ilgili şöyle der: “Modern insan, bağ kurmaktan korkar; çünkü her bağ bir sorumluluk getirir.” Kredi notu da bir örnek olmakla birlikte bu korkunun ifadesidir. Kimseye söz vermeden, kimseye yük olmadan “güvenilir” görünmenin sayısal ifadesi… Oysa toplum, sadece birlikte yaşayan bireyler topluluğu değil, birbirine güvenmeyi göze alan insanların hikayesidir. İnsanlar bu bireyselleşmenin kaynağını “hatır” üzerinden ya da insanlarla iyi ilişkiler kurmak üzerinden değil, bankalarla iyi geçinmek, en iyi market uygulamasını en güvenilir kreşi seçmek ve maddi sermaye oluşturmakta buluyor. Böylelikle toplumsal ve ailevi dayanışma da sistem ve hizmetler tarafından yürütülüp giderek ikinci plana atılmakta.
Bu ikincillik hali modern bireyin bağımsızlığını korumak isterken bağ kurma becerisini de kaybetmesine yol açtığı gözle görülür durumda. İşlevini yitiren bağ kurma becerisi bireyin yalnızlaşmasıyla birlikte ailenin sessiz dönüşümüne de zemin hazırladığı örneklerle açıklanabilir. Aynı evde yaşayan ama farklı ekranlara bakan bireyler artık birbirlerine değil sistemlere bağlı. Hatırın yerini kredi notu, dostun yerini ChatGPT, paylaşımın yerini uygulama bildirimleri aldı. Modern insan, kimseye muhtaç olmamakla övünürken, aslında en temel ihtiyacı olan anlaşılma ve ait olmayı yavaş yavaş yitiriyor. Hatırın ihtiyaç duyulmadığı, insanın insana sığınmadığı yerde kurumlar ve sistemler iş görebilir belki ama güven sessizce çekip gider.
Geride tıkırında işleyen sistemler kalır. Ama pamuk ipliğinden örülmüş aile bağlarıyla…