12 Eylül Darbesi, 12 Eylül 1980 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından gerçekleştirilen askeri bir müdahaledir. 80 Darbesi "Kanlı Darbe" olarak geçmektedir.

Darbe Nasıl Başladı?

Darbe, 12 Eylül 1980 gecesi saat 03.00'te TRT, PTT ve diğer iletişim kurumlarına el konularak başlamıştır. Bu müdahale sırasında İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Başbakan Süleyman Demirel’in konutu gibi önemli hedefler de kontrol altına alınmış ve saat 04.00'te radyo yayınları aracılığıyla tüm ülkeye duyurulmuştur. İlk bildiride, harekâtın amacı olarak "ülke bütünlüğünü korumak, milli birlik ve beraberliği sağlamak, muhtemel bir iç savaşı ve kardeş kavgasını önlemek, devlet otoritesini ve varlığını yeniden tesis etmek ve demokratik düzenin işlemesine mani olan sebepleri ortadan kaldırmak" ifadeleri yer almıştır. Saat 13.00’te ise Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren, radyo ve televizyondan yaptığı konuşmada darbenin gerekçelerini ve hedeflerini açıklamıştır.

Haber Resmi

Darbeden Sonra Ne Oldu?

Bu müdahale sonucunda Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Süleyman Demirel’in başkanlığındaki hükümetin faaliyetlerine son verilmiş, parlamento üyelerinin dokunulmazlıkları kaldırılmış ve ülke genelinde sıkıyönetim ilan edilmiştir. Yurt dışına çıkışlar yasaklanmış, Kenan Evren devlet başkanı olmuş ve yasama yetkisini kullanmak üzere Kenan Evren başkanlığında bir Millî Güvenlik Konseyi kurulmuştur. Bu dönemde siyasi partiler kapatılmış ve parti liderleri askeri üslerde gözetim altında tutulmuştur. Daha sonra bazıları yargılanmış ve 1961 Anayasası yürürlükten kaldırılmıştır. Türkiye’nin siyasi yapısı yeniden düzenlenmiş ve 7 Kasım 1982'de yapılan referandumda kabul edilen 1982 Anayasası ile Kenan Evren’in cumhurbaşkanlığı onaylanmıştır.

Darbe sonrası resmi rakamlara göre 650.000 kişi gözaltına alınmış, 230.000 kişi askeri mahkemelerde yargılanmış ve cezaevlerinde işkence sonucu 171 kişi dahil yaklaşık 300 kişi ölmüştür. Ayrıca, 48 kişi idam edilmiş ve 1.683.000 kişi fişlenmiştir.

Darbe sonrası Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya hakkında açılan davada, Yargıtay'ın verdiği kararlara göre, sanıkların ölümünden dolayı davanın düşmesine karar verilmiştir. Bu karar, Evren ve Şahinkaya'nın mal varlıklarına el konulması ve rütbelerinin geri alınmasına dair taleplerin ise reddedilmesine neden olmuştur.