Milli Eğitim Müdürü Konuşuyor, Okul Müdürleri Dinlemiyor

Okulların açılmasına günler kala velilerde sevinçten çok endişe hâkim. Çünkü veliler, “çocuğum okula başlayacak” heyecanını yaşamak yerine, “bu yıl kayıt için ne kadar para ödeyeceğim?” kaygısıyla boğuşuyor. Defter-kitap, kıyafet, servis, yemek derken zaten aile bütçesi darma duman olmuş durumda. Şimdi bir de “bağış” adı altında zorunlu kayıt paraları gündemde.
Meserret İnan İlkokulu’nda mahallede oturmayan velilerden 150 bin TL, mahallede oturanlardan ise 50 bin TL talep edildiği iddiaları dilden dile dolaşıyor. Nene Hatun Anaokulu’nda ise velilere 8 bin TL bağışın zorunlu tutulduğu konuşuluyor. Bu rakamları okuyunca insan kendi kendine sormadan edemiyor: Bu mudur ücretsiz eğitim? “Bağış” denilen şey gönüllülüğe dayanır. Kim isterse, gücü yeterse katkı sunar. Ama bugün sahadaki tabloya bakıyoruz, bağış gönüllülükten çıkmış, resmen zorunlu ödemeye dönüşmüş durumda. ‘Bu yüzden Bağış adı altında zorunlu kayıt parası’ ifadesini kullanmak yanlış bulmuyorum. Daha geçen gün bizzat şahit olduğum bir olayda, bir okulda veliden 50 bin TL talep edildiğini gördüm. İnsan ister istemez soruyor: Bu ülkede gerçekten eğitim parasız mı, yoksa sadece kâğıt üzerinde mi?
Millî Eğitim Müdürü Ne Diyor?
Geçtiğimiz günlerde Eskişehir İl Millî Eğitim Müdürü Sinan Aydın, bu konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Açıklamasında, “Bakanlığımızca öğrenci kayıt parası uygulaması kesinlikle yok. Bağış olabilir ama ‘kayıt parası’ diye bir uygulama yok. Öğrenciler okula kayıt için geldiklerinde hiçbir yönetici ‘kayıt parası vermeniz lazım’ diyemez. Okullarımızın bağışa ihtiyacı var ama bu, okullar başladıktan sonra gündeme gelmeli. İlçe müdürlerimize ve okul müdürlerimize, kayıt sırasında bağış talep etmeyin dedik” ifadelerini kullandı. Kâğıt üzerinde doğru, kulağa hoş geliyor. Ama sahaya baktığımızda bu sözlerin hiçbir karşılığı yok. Veliler hâlâ aynı baskıyla karşı karşıya. Açıkçası Sayın Müdür’ün sözleri okul yöneticilerine geçmiyor. Geçmediği için de veliler hâlâ kapı kapı “zorunlu bağış” yapmak zorunda kalıyor.
Sorunun Kaynağı Nerede?
Burada iki ihtimal var: Ya Millî Eğitim Müdürü’nün söyledikleri okul müdürleri tarafından hiçe sayılıyor,
ya da “bağış” adı altında istenen bu paralar göz ardı ediliyor. Her iki durumda da mağdur olan yine veliler. Kimi zaman çocuklarını kaydettirememe korkusuyla, kimi zaman “çocuğuma öğretmen veya sınıf sıkıntısı çıkar” endişesiyle bu paraları mecburen ödüyorlar. Eğitim hakkı, bağış pazarlığına kurban ediliyor.
Sayın Vali’ye Çağrımdır
Buradan hem Eskişehir İl Millî Eğitim Müdürü’ne hem de Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy’a sesleniyorum:
Eğer bu iddialar doğruysa, sadece basına açıklama yapmakla olmaz. Sözünüzün sahada da geçerli olması gerekir. Aksi halde veliler neye güvenecek? Sayın Valim, bu konuda kamuoyunu aydınlatmak ve velilerin şikayetlerini gidermek sizin görevinizdir. Okullarımızda derhal denetim yapılmalı, “bağış” adı altında zorunlu para toplayan okul yöneticileri hakkında işlem başlatılmalıdır. Çünkü anlaşılan o ki İl Millî Eğitim Müdürü’nün sözü, okul müdürleri üzerinde etkili olamıyor.
Eğitim Hakkı, Ticaret Değildir
Unutulmamalı: Eğitim bir ticaret konusu değildir. Anayasal bir haktır. Çocuğunu okula göndermek isteyen bir aile, cebinden binlerce lira çıkarmak zorunda kalmamalıdır. Bağış yapmak isteyen gönüllü olur, destek sunar; ama zorunlu bağış, bağış değildir, resmen haraçtır. Bugün velilerden 8 bin, 50 bin, 150 bin TL talep edenler, yarın hangi rakamları isteyecek? Bu işin sonu yok. Çocuklarımızın geleceği üzerinden kimse rant devşiremez. O yüzden buradan bir kez daha açıkça söylüyorum: Eğer bu iddialar doğruysa yetkililer derhal harekete geçmeli. Velilerin sırtına yüklenen bu haksız yük kaldırılmalı. Çocuklarımızın eğitimi, “bağış” adı altında pazarlık konusu olamaz! Ayrıca zorunlu olarak yapılan ödemelerde iade edilmelidir.