AK Parti Sınıfta Kaldı

Sevgili okurlarım,
İnsanoğlu ne gariptir; hem bir şeyden şikâyet eder hem de o şikâyet ettiği şeyi bizzat kendisi yapar. Kurumlar, kuruluşlar, partiler de böyle işte. Bugün tam da bunun üstüne konuşacağız. Konu Eskişehir’deki AK Parti yöneticileri…
Bilen bilir, AK Parti’nin Eskişehir’deki temsilcileri yıllardır en çok basından yakınır. “Eskişehir basınını memnun etmek zordur”, “Yanlı yayın yapıyorlar” falan filan… Bizzat kendilerinden duydum bu serzenişleri. Hatta öyle ki bazıları çıkıp “Kapımız herkese açık, bir telefon kadar yakınız” diyerek şov yapar. İş lafa gelince mangalda kül bırakmazlar, ama uygulamada pek de öyle olmuyor. Bakın, ben basın mensubuyum. Ocak ayından bu yana sadece iki defa AK Parti İl Başkanı ile görüşebildim; o da basın toplantısında ayaküstü. Yani öyle dendiği gibi “bir telefon kadar” değiliz. Demek ki o kapı, herkes için değil, belirli yayın organları için açık.
Kendi gözümle gördüm, yaşadım: Basın arıyor, demeç almak istiyor, yayın yapmak istiyor. Siz “tabii” diyorsunuz, “tamam” diyorsunuz ama sonra öncelediğiniz hep başka. Öncelik, sizinle aynı çizgide yayın yapanlara. Böyle yaparak geri kalan basını küstürüyorsunuz. Sonra da çıkıp “Eskişehir basını yanlı!” diye veryansın ediyorsunuz. Kusura bakmayın da o yanlılığı siz kendiniz körüklüyorsunuz. Siz arayana cevap vermez, ulaşılmaz olursanız, sadece hoşunuza giden kanallara demeç dağıtırsanız; geriye kalan basını da mecburen sizden uzaklaştırırsınız. Ondan sonra da “Basın bize karşı” diye mağdur rolüne bürünmek, kusura bakmayın ama inandırıcı değil.
Diyeceğim şu ki; Eskişehir’de AK Parti yöneticileri bu konuda sınıfta kaldı. Bu notu da onlara ben, bir gazeteci olarak veriyorum.
