Eskişehir İl Sağlık Müdürü Yaşar Bildirici tarafından 1.derece sağlık hizmetleriyle ilgili bilgilendirme yapıldı. Sağlık Bakanlığı'nın 2024-2028 stratejik planını paylaşan Bildirici, plandaki temel amaçlardan birinin 1. basamak sağlık hizmetleri sunumu ve toplum sağlığının geliştirilmesi olduğunu dile getirdi. Sağlıklı yaşamın teşvik edilerek vatandaşlara sağlıklı yaşam bilinci ve alışkanlıklarının kazandırılmasının önemine dikkat çeken Bildirici; bahsi geçen sağlıklı yaşam kavramının bağımlılıktan obeziteye, ruh sağlığının korunmasından anne ve bebek takibine kadar pek çok başlık içerdiğini aktardı.
Bildirici, 1. basamak sağlık hizmet sunumunun güçlendirilmesinin temel amaçlardan biri olduğunu belirterek, vatandaşın sağlık hizmeti gereksinimlerini öncelikli olarak 1. basamaktan sağlamayı hedeflediklerini dile getirdi. “Sağlık Bakanlığı aile hekimi başına düşen hasta sayısını azaltmayı hedefliyor. Bugün Türkiye'de aile hekimi başına düşen nüfus sayısı 3 binin üzerinde” diyen Bildirici; Bakanlığın 2028'e kadarki hedefinin bu rakamı 2500'lere kadar düşürmek olduğunun bilgisini verdi. Eskişehir'de aile hekimi başına düşen hasta sayısını da 3 bin olarak açıklayan Bildirici, toplam sağlık muayeneleri içinde aile hekimlerinin tercih oranının da %40'larda olduğunu belirtti. Bakanlığın, 2028'e kadar aile hekimlerine müracaat oranını %55'lere çekmeyi hedeflediğini söyleyen Bildirici; “Eskişehir'de de bu oran yüksek. 100 kişiden 50'si aile hekimlerini tercih ediyor” şeklinde konuştu.
Eskişehir'de 85 civarında Aile Sağlık Merkezi ve buralarda çalışan yaklaşık 312 aile hekimi bulunduğunu belirten Bildirici; bu noktada 110 civarında aile hekimine kayıtlı nüfusun ise yaklaşık 3500-4000'e yakın olduğunu aktardı. “Bu rakamın hızlıca düşürülmesi gerekiyor. Bunun yolu da yeni Aile Sağlık Merkezleri açmak ve aile hekimliği kadroları tahsis etmektir” diyen Bildirici, konuyla ilgili çalışmaların devam ettiği bilgisini paylaştı. Bildirici ayrıca, il ve ilçe merkezlerinde yeni Aile Sağlık Merkezlerinin açılacağının duyurusunu yaparak “meslektaşlarımız kamu binalarında daha konforlu bir hizmet sunabilecek. Bu şekilde aile hekimlerimizin de sayısı artmış olacak” dedi. Yanı sıra Bildirici, 2025 yılında Bakanlık tarafından 1000 yeni Aile Sağlık Merkezi ve 100 yeni Sağlıklı Hayat Merkezi açılmasının planlandığını da dile getirdi. İl ve ilçe merkezlerindeki aile hekimleriyle iletişim kurarak sorunlarına çözüm getirmek amacıyla çalıştıklarını aktaran Bildirici, bu noktada aile hekimliğinin yeni sistemiyle ilgili bilgiler verdi.
“Nüfus bazlı ödeme sisteminden değer bazlık ödeme sistemine geçiliyor" diyen Bildirici, detayları şu şekilde verdi: “100 vatandaşımızdan yaklaşık 6 tanesi hastalık sürecinde yanlış polikliniğe müracaat ediyor. Türkiye'de günlük muayene sayısı ise 2 milyonun üzerinde. Bu rakamlar içindeki yanlış muayene sayısını siz düşünün.”
Bildirici, açıklamasına şu sözlerle devam etti: “Bir yandan da nüfusumuz giderek yaşlanıyor. Türkiye'de 65 yaş nüfus oranı ortalama %10; Eskişehir'de ise %12 civarında. Bizim nüfusumuz yaşlanırken kronik hastalıklarımızın sayısı da artıyor. Örneğin Türkiye şeker hastalığı konusunda Avrupa'da ilk sırada yer alıyor. Benzer şekilde hipertansiyon ve obezite gibi hastalıklar nüfusumuzun %25-30'unu kapsıyor. Bu rakamlar gerçekten çok yüksek.”
Bakanlığın aile hekimi başına düşen nüfus sayısını azaltma planının faydalarına yönelik ise Bildirici, vatandaşın hekiminden daha uzun süreli hizmet alabileceği noktasına dikkat çekti. Bunun doğru polikliniğe gitme ve doğru tedavi açısından büyük önem taşıdığının altını çizen Bildirici; benzer şekilde bunun kronik hastalıkların takip ve izlemi açısından da gerekli bir sistem olduğunu belirtti. “Hizmet veren meslektaşlarımızdan beklentimiz halk sağlığının korunması ve geliştirilmesi” diyen Bildirici, bu şekilde hekimlerin tarafından kendi nüfusuna düşen bireylerin kronik hastalıklarının takip ve izleniminin daha kolay ve daha sağlıklı olarak yapılabileceğini dile getirdi.
Hastalık tespit ve takibinin öneminde özellikle kanser hastalığına vurgu yapan Bildirici, bunların en önemlilerinin başında meme kanseri, rahim ağzı kanseri ve kalın bağırsak kanserinin geldiğini aktardı. Bildirici, bu kanser türlerinin toplumda en sık görülen türler olmasına ve ölüm nedenleri arasında sıklıkla yer almalarına rağmen erken tanıyla birlikte önlenebilir hale geldiğine dikkat çekti. Eskişehir'deki kanser tarama oranlarının oldukça yüksek olduğunun altını çizen Bildirici, “Bakanlık, aile hekimlerini de kanser taramaları için teşvik ediyor. ‘Eğer siz kendi nüfusunuza düşen bireylerin kanser taramalarına teşvik eder, yapar ve yapan merkezlere yönlendirirseniz ben sizi ödüllendireceğim’ diyor.” ifadelerini kullandı. Devamında Bildirici, “Sağlık Bakanlığı aile hekimlerine ‘nüfuslarınıza düşen yaşlı, obez, hipertansiyon hastalarını, kardiyovasküler hastalık açısından risk taşıyan grupları ve yeni doğanları takip edip izlerseniz sizi ödüllendireceğim diyor’.” şeklinde konuştu.
“Buradaki temel sorun nüfusun yoğunluğuydu; ancak yeni Aile Sağlık Merkezleriyle birlikte bu sıkıntı da giderilecek” diyen Bildirici, hekimlere bu alanları yönetebilecek zaman ayrılacağına da ayrıca değindi. Eskişehir'de 82 Aile Sağlık Merkezi'ndeki muayene oranlarının 20-25 binlerde olduğunu dile getiren Bildirici; yeni sistemle birlikte koruyucu ve önleyici sağlık hizmetlerine de aynı şekilde yoğunluk verileceğini söyledi.
Aile Sağlık Merkezleri'nde artık ilaç yazılmayacağı noktasında da açıklamalarda bulunan Bildirici, “biz reçetelerinde ortalamanın çok üstünde antibiyotik yazılan bir ülkeyiz” vurgusu yaptı. Konuya ilişkin Bildirici, “antibiyotiklerin doğru yerde, doğru hastalıklarda, doğru sürede ve doğru düzeyde kullanılması lazım. Türkiye'de aile hekimliği sistemi içinde yazılan reçetelerin yaklaşık %22'sinde antibiyotik var. Bizim ilimizde bu oran daha düşük ve %19 civarında. Aynı zamanda 2. v2 3. basamak sağlık hizmetlerinde de bu oran yaklaşık %35. İl ortalamamız bu yüzdelerin altında kalsa bile yine de bu oran çok yüksek.” ifadelerini kullandı. Gereksiz ve fazla antibiyotik kullanımının vücuttaki yararlı bakterilerin ölümüne yol açtığını aktaran Bildirici; geri kalan birçok bakterinin de bu antibiyotiklere karşı direnç kazanmasına neden olduğunu söyledi. ”Her ateşli hastalığımızda antibiyotik kullanmaya çalışıyoruz" diyen Bildirici, “oysa ki 2 yaş altındaki çocukların hastalıklarının büyük bir kısmı grip, nezle gibi üst solunum yolu enfeksiyonlardan kaynaklı. Bu hastalıklara antibiyotiklerin hiçbir etkisi yok." sözleriyle gereksiz antibiyotik kullanımının yoğunluğuna bir kez daha dikkat çekti. Bildirici, yapılan açıklamayı örnek göstererek “Bakanlık, eğer antibiyotik yazmada il oranı, bir önceki yılın altında kalmış olursa ben seni ödüllendireceğim diyor.” ifadelerini kullandı.
“Vatandaşlarımız istedikleri ilacı yazdırabilirler. Biz hiçbir aile hekimimizi ilaç yazdı diye cezalandırmıyoruz” diyen Bildirici, bu noktada sağlık otoritelerinin doğru ilaç yazma ve akılcı ilaç kullanımına teşvik ettiğini referans gösterdi. Bildirici, "toplumumuzu kronik hastalıklardan korumamız lazım" diyerek "ne kadar az kronik hastalık, o kadar iyi ve sağlıklı yaş almaktır" sözlerine yer verdi. “Türkiye'deki yaşlı nüfusunun %85'inin bir tane, %65'inin ise 2 tane kronik hastalığı var” diyen Bildirici; “biz bu yönetmelikle birlikte nüfus bazlı sistemden vazgeçip değer bazlı sisteme yöneliyoruz. Meslektaşlarımızı da bu noktada kronik hastalıkların takibini yapma ve antibiyotik yazarken daha dikkatli olmaları konusunda uyarıyoruz” şeklinde konuştu.
Yakın zamanda Kırka ve Ertuğrulgazi'de yeni Aile Sağlık Merkezleri açıldığını dile getiren Bildirici, Han'da bu yıl sonunda ve Sarıcakaya'da 2025 yılının ilk çeyreğinde bitirilmesi planlanan bir ASM olduğunun da bilgisini verdi. Ayrıca Bildirici, Deliklitaş, Şirintepe ve Şarhöyük'te ise hem Aile Sağlık Merkezi hem de Sağlıklı Yaşam Merkezi açılacağını belirtti. Bunlarla birlikte Bildirici, 2025 yılında temelinin atılması planlanan Uluönder, Vadişehir, Dede Korkut Parkı ve Şair Fuzuli'deki yeni ASM'lerin bilgisini paylaştı.
“Planımız bu yeni Aile Sağlık Merkezleriyle birlikte 2025 sonunda hekim başına düşen nüfus sayısını 2500'ün altına çekmek” diyen Bildirici, bu noktada Sağlıklı Hayat Merkezlerinin önemine de dikkat çekti. Bildirici, konuya ilişkin “Sağlıklı Hayat Merkezleri 1. basamakla 2. ve 3. basamak arasında köprü görevi görecek. Örneğin oralarda sigara bırakma polikliniklerimiz, gebe okullarımız, fizyoterapistlerimiz, çocuk gelişim uzmanlarımız, diyetisyenlerimiz ve en önemlisi kanser taramalarımız olacak.” açıklamasını yaptı. Erken dönem teşhisle birlikte özellikle meme kanserinde hiçbir kadının kaybedilmemesi gerektiğine dikkat çeken Bildirici; vatandaşlara kanser taramalarında dikkatli olmaları konusundaki çağrısını yineledi.
Son olarak Eskişehir'in sağlık hizmeti sunumu konusunda oldukça yeterli bir il olduğunu dile getiren Bildirici; Valilik katkısıyla yapılan “Kadın Sağlığı Eğitim Projesi”yle birlikte Eskişehir'deki yaklaşık 350 bin kadının %55-60'ına ulaştıklarını ve kanser taraması başta olmak üzere kadınların gebelik, lohusalık ve obezite gibi konularda bilgilendirildiğini ifade ederek açıklamasını noktaladı.