“Engelliler İçin Farkındalık Artmalı”
ETO Meclis Üyesi Ali Yüce, yaklaşan 3 Aralık Dünya Engelliler Günü kapsamında özel gereksinimli bireylerin topluma kazandırılması konusuna dikkat çekti. Yüce, özel eğitim alanında Eskişehir’in Türkiye genelinde öncü bir şehir olduğunu vurgulayarak, “Şehrimizde özel eğitime yönelik kurumlarımız nitelikli hizmet sunuyor. Ancak bu çocuklarımız, toplumda hâlâ olumsuz algılarla karşılaşıyor. Bu çocuklarımız, bebeklikten itibaren yoğun ve nitelikli bir eğitim aldıklarında topluma uyum sağlayabilmekte ve özellikle hizmet sektöründe önemli bir iş gücü potansiyeli taşımaktadırlar.
Eskişehir, bu konuda oldukça şanslı bir şehir. Özel eğitim alanında öğretmen yetiştiren iki üniversitemiz bulunmaktadır ve bu üniversiteler bünyesinde araştırma ve uygulama bölümleri mevcuttur. Ayrıca, özel eğitim kurumlarımız Türkiye standartlarının üzerinde nitelikli eğitimler sunmaktadır. Bu durum, Eskişehir’i özel eğitimin merkezi haline getirmekte ve şehrimize özel eğitim göçü yaşanmasına sebep olmaktadır. Bu göç, şehirde çocuklarımız ve aileleri için ciddi bir hizmet kitlesi oluşturmaktadır.
Başta eğitim camiamız olmak üzere, Eskişehir Ticaret Odamız ve çevresindeki diğer kuruluşların sağlayacağı farkındalık, özel çocuklarımız, onların aileleri ve toplumumuz için önemli faydalar sağlayacaktır. Odamız, bu konuda her türlü destek ve iş birliğine açıktır. 3 Aralık vesilesiyle bu farkındalığı artırmak istedim" dedi.
“Festivallerde Eskişehir Esnafı Korunmalı”
Meclis Üyesi Müslüm Okan ise Eskişehir’de düzenlenen bazı festivalleri eleştirerek, bu etkinliklerin yerel esnafı mağdur ettiğini belirtti. Okan, "Son zamanlarda Eskişehir’de yapılan bazı festivallerle ilgili birkaç konuyu paylaşmak istiyorum. Bu festivallerin illegal olduğunu ifade etmek istiyorum. Örnek vermem gerekirse, Gaziantep’i tanıtma amacı taşıdığı iddia edilen ancak aslında Gaziantep Lezzetleri adı altında düzenlenen bir festival gerçekleştirildi. Bu etkinliği takip ettim ve ne yazık ki oldukça kötü bir organizasyondu. Bir Gaziantep Derneği yöneticisi olarak, bu etkinlikle hiçbir bağımız olmadığını özellikle belirtmek isterim. Bu festivalde, Eskişehir halkına yanıltıcı bilgiler verildi ve adeta bir kandırma girişiminde bulunuldu. Oysa bu şehirde katma değer üreten birçok kıymetli esnafımız varken, bu tür etkinliklerin düzenlenmesine nasıl müsaade edildiğini anlamakta zorlanıyorum. Bu durumu şehrin yetkili yöneticilerine iletmemize rağmen gereken hassasiyetin gösterilmediğini üzülerek görüyorum. Eskişehir Ticaret Odası adına Sayın Başkanımızın bu konudaki destekleri için kendisine teşekkür etmek istiyorum. Eskişehir esnafının hakkını savunma noktasında gösterdiği duyarlılık, bizler için çok değerli. Örneğin, bu etkinlikte 250 TL’ye sucuk satıldığını gördük. Ancak bu sucukların kaynağı, üretim süreci ve kalitesi belli değil. Bugün bir dananın karkas fiyatı 380-400 TL seviyesindeyken bu şekilde bir ürünün bu fiyatlara satılması mümkün değil. Bu durum hem Eskişehir halkının sağlığını hem de yerel esnafımızın emeğini tehlikeye atmaktadır. Şehrin idarecilerinin, bu tür konulara en az bizim kadar hassasiyet göstermesi gerektiğini düşünüyorum. Bunun yanı sıra, odamız tarafından yapılan itirazların etkili olduğunu ve Eskişehir halkının bu tür organizasyonlara fazla itibar göstermediğini görmekten memnuniyet duyuyorum. Bu konuda duyarlılık gösteren Eskişehir halkına da teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.
“Ticari Hayatta Zorluklar Artıyor”
Meclis Üyesi İbrahim Eldem, ticari işlemlerde IBAN zorunluluğunun ve yeni nesil ödeme cihazlarının kullanımıyla ilgili sorunları gündeme taşıdı. Eldem, "Sözlerime bir sitemle başlamak istiyorum. Bugün, bir meclis üyesi arkadaşımızın ağabeyinin vefatını, Metin Bey’in bir tweetinden öğrenmiş bulunuyorum. Meclis üyeleri olarak kullandığımız bir WhatsApp grubumuz var. Bu gruba bu tür önemli bilgilerin yazılmasının zor olmadığını düşünüyorum. Bu durum beni gerçekten çok üzdü. Olayı öğrendikten sonra hem Mithat Bey’i hem de çok yakın arkadaşım olan Nejat Yatır’ı aradım. Ancak görüyorum ki bazı bilgiler yalnızca yönetim kurulunda veya gruplar arasında paylaşılıyor ve bu nedenle meclis üyesi arkadaşlarımızın çoğu bu cenazeden haberdar olmadı. Bu WhatsApp grubunun daha aktif kullanılması gerektiğini düşünüyorum.
Senetle alışveriş miktarının 7 bin liranın üzerindeki işlemlerde mutlaka IBAN ile ödeme yapılması gerektiğini belirtti. Bu benden alışveriş yapan bir kişinin 10 aylık taksitlerle ödeme yapması durumunda, her ay IBAN üzerinden ödeme yapmasının zorunlu hale geldiği anlamına geliyor. Eskiden büyük miktarlı senetler bankalara verilirdi ve süreç daha kolaydı. Şimdi ise bankalar bu işlemleri kabul etmemeye başladı. Türkiye’de hâlâ birçok emeklinin ATM’den para çekemediği bir gerçek. Bu durum, ticari hayatımızı zorlaştırıyor.
Geçen yaptığımız toplantıda, Sayın Başkanımız gerçekten çok güzel sunumlar yaptı. Ancak maalesef bu bilgilerin sadece kendi aramızda kaldığını düşünüyorum. Ticaret odası üyelerinden sıkça “Ne iş yapıyorsunuz?” sorusunu duyuyoruz. Oysa başkanımızın attığı tweetler ve yaptığı açıklamalar çok önemli konuları içeriyor. Ancak sosyal medyayı kullanmayan birçok arkadaşımız olduğu için bu bilgiler üyelerimize yeterince ulaşmıyor.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nden gelen bir mesajda, yeni nesil ödeme kaydedici cihazların banka şubelerinden temin edilebileceği belirtilmiş. Ancak ticaret odası üyelerimizin çoğu bu cihazları satıyor ve bu mesaj doğrudan üyelerimizin işine zarar veriyor. Ticaret odası olarak üyelerimizi korumamız gerektiğine inanıyorum. Bu tür mesajların paylaşılmasında daha dikkatli olunması gerektiğini düşünüyorum" dedi.
“Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi Yük Getiriyor”
ETO Başkan Yardımcısı Özgür Alp, yılbaşında yürürlüğe girecek olan ulusal taşıt tanıma sistemi hakkında bilgi verdi. Alp, "Ulusal taşıt tanıma sistemi hakkında birkaç noktayı açıklığa kavuşturmak isterim. Bildiğiniz üzere, birçok şirket veya bireysel kullanıcı, akaryakıt dağıtım şirketleriyle taşıt tanıma sistemleri üzerinden anlaşmalar yaparak yakıt alımını düzenlemekte ve belirli avantajlar sağlamaktaydı. Bu sistem sayesinde araçlara tanımlanan cihazlarla yakıt alımı yapılır, belirli dönemlerde cari akaryakıt ödemesi gerçekleştirilir ve indirimlerden faydalanılırdı. Ancak Hazine Bakanlığı, vergi kaçaklarının önlenmesi ve yakıt alımlarının doğrudan araca fatura edilmesi amacıyla ulusal bir taşıt tanıma sistemi oluşturulması gerektiğini düşündü. Bu sistemle birlikte, alınan yakıt, doğrudan fiş veya faturasıyla araca işlenecek. Böylece bireysel araç sahiplerinin yakıt alımlarını ticari gider olarak göstermesi gibi durumların önüne geçileceği düşünülüyor. Bu sistem Darphane aracılığıyla yürütülüyor. Darphane, her araç için karekodlu bir sistem geliştirdi. Bu sistem, araçların plaka bilgilerini içeren bir barkod yapısına dayanıyor ve yetkilendirilmiş servisler tarafından araçlara takılıyor. Bu uygulama yılbaşına kadar ticari araçlar için, Temmuz 2024’ten itibaren ise bireysel araçlar için zorunlu hale getirildi. Yılbaşından itibaren üretilen tüm bireysel araçlarda bu karekodlu sistem, üretim aşamasında dahil edilerek satışa sunulacak.
Akaryakıt istasyonlarına getirilen yük ise oldukça ağır. Her akaryakıt istasyonu, bu sisteme dahil olabilmek için her yıl düzenli olarak Darphane’ye 60 bin TL ödeme yapmak zorunda. Bu ücret, her yıl artış gösteriyor. Eğer bu ödeme yapılmazsa, taşıt tanıma sistemi üzerinden yakıt satışı yapılamayacak. Ayrıca, her pompa için ayrı bir ücret ve pompada bulunan her tabanca için tanımlama sistemi kurulması gerekiyor. Bu sistemle ilgili kullanılan cihazların henüz Türkiye’de üretilmemesi, servis ve garanti desteğinin olmaması da büyük bir sorun teşkil ediyor.
Başlangıçta bu uygulamanın ileri bir tarihe ertelenmesi beklentisi vardı. Ancak şu an görünen o ki, sistemin yılbaşından itibaren yürürlüğe girmesi planlanıyor ve herhangi bir erteleme söz konusu değil. Bununla birlikte, bu sistemin sektörde kaçakçılığı önleyeceği düşünülüyor. Ancak uygulamanın, sektörde başka sorunlara yol açacağı da açıktır. Ulusal taşıt tanıma sistemi olmayan araçlar, yılbaşından itibaren alınan yakıtı gider olarak işleyemeyecek. Bu durum, gerek işletmeler gerekse bireysel kullanıcılar açısından büyük bir mali yük oluşturacaktır. Bu konunun daha dikkatle ele alınması ve uygulamada yaşanacak aksaklıkların önlenmesi büyük önem taşımaktadır” ifadelerini kullandı.
“Enerji ve Vergi Düzenlemeleri Küçük İşletmeleri Zorluyor”
ETO Başkanı Metin Güler ise enerji fiyatlarındaki artış ve enflasyon muhasebesine dair düzenlemelerin küçük işletmelere ciddi yük getirdiğini belirtti. Güler, “Bugün burada dile getirilen konuların her biri camiamız için son derece önemli ve üzerinde hassasiyetle durulması gereken meselelerdir. Ancak bu süreçte daha etkili bir iletişim mekanizması oluşturmanın, sorunlarımızı daha geniş kitlelere duyurmanın ve çözümler üretmenin gerekliliği de açıkça görülmektedir.
Son dönemde sosyal medyanın gücünden faydalanarak kamuoyunda farkındalık yaratma noktasında önemli adımlar atıyoruz. Örneğin, bir milyonun üzerinde görüntülenme alan tweetler paylaşıldı. Ancak bu başarıyı daha geniş bir alana yaymak ve üyelerimize daha iyi anlatabilmek için sosyal medya kullanımını daha etkin hale getirmemiz gerekiyor. Paylaştığımız sorunlar ve öneriler sadece yerel değil, ulusal düzeyde de ilgili makamlara iletilerek çözüme kavuşturulmalıdır. Bu noktada, her birimizin kendi sektöründe bu iletişimi sağlaması büyük önem taşıyor.
Yakın zamanda Ankara’da Sayın Cevdet Yılmaz ile gerçekleştirilen toplantıda birçok önemli konu gündeme geldi. Özellikle e-ticaretle uğraşan firmalarımızı ilgilendiren düzenlemeler, pazar yerlerinde faaliyet gösteren işletmelere yönelik yeni uygulamalar ve maliyet artışlarının sektörel etkileri detaylı bir şekilde tartışıldı. 2025 yılı itibarıyla bu alanlarda ciddi değişiklikler olacak ve üyelerimizin bu değişikliklere hazırlıklı olması gerekecek. Bu süreçte, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin karşılaşacağı zorluklar bizi endişelendiriyor. Artan maliyetler ve vergiler, işletmelerin rekabet gücünü azaltırken, enflasyona da olumsuz bir etki yapacaktır.
Bir diğer önemli konu ise enerji fiyatlarındaki artış ve bunun işletmelere yansımasıdır. Elektrik ve doğalgaz tavan fiyat uygulamaları küçük işletmeler için ciddi yükler getirecek. Örneğin, 14.000 kilovat saatlik elektrik kullanımına kadar belirli bir fiyat uygulanırken, bu sınırın aşılması durumunda fiyatlarda büyük artışlar yaşanacak. Bu konuda gerekli makamlara birebir anlatımlar yapıldı ve öneriler sunuldu. Ancak bu düzenlemelerin küçük işletmeler üzerindeki etkilerinin hafifletilmesi için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğine inanıyorum.
Ayrıca, enflasyon muhasebesi konusundaki düzenlemeler de ciddi bir sorundur. Bu konuda Maliye Bakanlığı’na ve diğer ilgili kurumlara gerekli itirazlar yapılmış ve çeşitli toplantılarda dile getirilmiştir. Eğer bu girişimler olmasaydı, işletmelerimiz çok daha büyük yüklerle karşı karşıya kalacaktı. Ancak bu süreçte, üyelerimizin yaşadığı sorunları bizlere daha hızlı iletmesi ve sektör temsilcilerinin aktif bir şekilde sürece dahil olması büyük önem taşıyor. Sizlerden gelecek geri bildirimlerle biz de sorunları en üst makamlara taşıyabilir ve çözüme katkı sağlayabiliriz.
Son olarak, asgari ücret ve vergi düzenlemeleri de işletmelerimizi yakından ilgilendiren bir diğer konudur. Yıl başında belirlenen maaşların yıl sonunda aynı alım gücünü sağlayamaması, işverenleri ve çalışanları zor durumda bırakmaktadır. Bu noktada, hem çalışanların haklarını korumak hem de işverenlerin üzerindeki yükleri hafifletmek adına yeni düzenlemeler yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu konuda da tüm sektör temsilcilerinin desteğiyle ilerlemek durumundayız" ifadelerini kullandı.
“Etkili İletişim ve Ortak Çözüm Şart”
ETO Başkanı Güler, toplantının sonunda iletişim kanallarının daha etkin kullanılmasının önemine dikkat çekerek, “Sosyal medyayı daha aktif kullanarak sorunlarımızı geniş kitlelere duyurmalıyız. Üyelerimizden gelen geri bildirimlerle çözüm yolları bulabiliriz” dedi.