Eğitim-İş Eskişehir Şube Başkanı Fadime Arslan, Anadolu Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde yaptığı basın açıklamasında, Türkiye’deki üniversitelerin siyasal baskılar altında özgürlüklerini kaybettiğini, akademik liyakatin yerini yandaşlığa bıraktığını, gençlerin nitelikli eğitimden, akademisyenlerin ise özgür bilim üretme ortamından mahrum kaldığını ifade etti. YÖK’ün kaldırılması gerektiğini belirten Arslan, üniversitelerin yeniden özerk ve demokratik kurumlar haline getirilmesi gerektiğini söyledi. Açıklama sırasında “Laik, bilimsel, demokratik eğitim”, “Kayyum rektör istemiyoruz” ve “Birleşe birleşe kazanacağız” sloganları atıldı.
Eğitim-İş Eskişehir Şubesi, Anadolu Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde üniversitelerin mevcut durumu ve yükseköğretim politikalarına ilişkin basın açıklaması yaptı. Açıklamayı Eğitim-İş Eskişehir Şube Başkanı Fadime Arslan gerçekleştirdi.
Arslan, yaptığı konuşmada Türkiye’de üniversitelerin tarihinin en ağır kuşatması altında olduğunu belirterek, “Yükseköğretimin, akademik özgürlüğün, bilimsel liyakatin, düşünce özgürlüğünün ve gençliğin geleceği gasp ediliyor. Ve biz Eğitim-İş olarak diyoruz ki: Bu karanlığa teslim olmayacağız!” ifadelerini kullandı.
“Üniversiteler bilim değil, rant üretiyor”
Arslan, akademik kadroların liyakatle değil, siyasi yakınlıkla belirlendiğini belirterek, apartman dairelerine sıkıştırılmış üniversitelerin bilimsel üretim yerine ticari kaygılarla hareket ettiğini söyledi. Arslan, “Gençlerimiz nitelikli eğitim hakkından, akademisyenlerimiz özgür bilim üretme ortamından mahrum bırakılıyor” dedi.
“Rakamlar yalan söylemez”
2024/2025 dönemine ait verileri paylaşan Arslan, Türkiye’de 208 üniversitede 185 bin akademik personelin görev yaptığını, 6.8 milyon öğrencinin öğrenim gördüğünü ancak bu büyük yapının artık bilim üretme fonksiyonunu kaybettiğini söyledi. “Bilimsel yayın yapmamış isimler rektör olarak atanırken, ilerici akademisyenler soruşturma, baskı ve sürgünlerle susturulmaya çalışılmaktadır” dedi.
“YÖK, bilimin önünde 44 yıllık engel”
Yükseköğretim Kurulu’nu eleştiren Arslan, Avrupa Üniversiteler Birliği’nin 2024 raporuna göre Türkiye’nin akademik özerklik bakımından 35 ülke arasında son sırada yer aldığını hatırlattı. YÖK’ün 12 Eylül darbesinin mirası olduğunu vurgulayan Arslan, kurumun kaldırılması gerektiğini ifade etti.
“Rektör atamaları anayasal ihlal boyutunda”
Rektör atamalarının Cumhurbaşkanı tarafından yapılmasını eleştiren Arslan, Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen 56 üniversiteye atama yapıldığını ve bunun açık bir anayasa ihlali olduğunu söyledi.
“Eğitim kalitesi düşüyor, diplomalar geçersiz hale geliyor”
Arslan, 2016 yılında ilk 1000’e giren üniversite sayısının 18 olduğunu, bu sayının 2023’te 9’a düştüğünü belirtti. Türkiye’nin bilimsel yayın kalitesinde birçok Orta Doğu ülkesinin gerisine düştüğünü söyleyen Arslan, “Bu gidişle Avrupa ülkeleri, Türkiye üniversitelerinden alınan diplomalara denklik vermeyecek” dedi.
“İdari personel unutuldu”
Üniversitelerde görev yapan idari ve teknik personelin de mağdur edildiğini belirten Arslan, görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarının düzensiz yapılmasını, mülakat uygulamalarının ise ayrımcılığa yol açtığını ifade etti.
“Üniversiteler kurtarılmalı”
Eğitim-İş olarak üniversitelerin özerk, demokratik ve özgür kurumlar haline gelmesi için mücadele ettiklerini vurgulayan Arslan, üniversite yönetimlerinin Cumhurbaşkanı tarafından değil, üniversite bileşenlerinin ortak iradesiyle belirlenmesi gerektiğini söyledi. Yükseköğretime daha fazla bütçe ayrılması, akademik özgürlüklerin teminat altına alınması ve liyakatin esas alınması gerektiğini dile getirdi.
Basın açıklamasının ardından “Laik, bilimsel, demokratik eğitim”, “Kayyum rektör istemiyoruz”, “Birleşe birleşe kazanacağız” sloganları atıldı.
