Eskişehir’de Depremzede Öğrenci ile Müdür Konusunda Gelişme
Eskişehir'de, Özel Çağdaş Okulları'na kaydını yaptırmak isteyen depremzede öğrenciyi başörtüsü nedeniyle okula kaydetmediği iddiasıyla yargılanan özel okul müdürü hakkında verilen beraat kararı ile ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istinaf başvurusu yapıldığı öğrenildi.
Eğitim-Bir-Sen Eskişehir 1 No'lu Şube Başkanı İbrahim Akar ve Eğitim-Bir-Sen'in gündeme taşıdığı iddia ile ilgili adli ve idari soruşturmalar açılmış, konu yargıya taşınmıştı.
Eskişehir 8. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davanın 26 Mayıs'taki karar duruşmasına, tutuksuz sanık okul müdürü İ.S, öğrenci ağabeyi M.R.İ. ile taraf avukatları katıldı. Mütalaasını yineleyen savcı, sanığın "halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama" suçundan cezalandırılmalarını talep etti.
Mahkeme beraat kararı verdi, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı karara itiraz ederek istinafa taşıdı
Sanık ve müşteki avukatlarının da beyanlarının alınması sonrası kararını açıklayan mahkemenin hakimi, suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle sanığın beraatine karar verildiğini açıkladı.
Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı, mahkemenin beraat kararına itiraz ederek dosyayı istinafa taşıyıp sanığın cezalandırılması talebinde bulundu.
Başsavcılık: Sunulan gerekçeler hukuki değildir
İstinaf başvurusunda, mahkemenin başörtü nedeniyle kayıt işleminin yapılmamasının onaylanmayan bir davranış olduğunu kabul etmesine rağmen kararın çelişkili olduğu belirtilerek, "sırf başörtülü olması nedeniyle derslere girmesinin mağdur için zorluklar oluşturacağı" ve "akran zorbalığına maruz kalacağı" yönündeki gerekçelerin hukuki olmadığı kaydedildi.
Başvuruda, öğrencinin söz konusu okula kabul edilmemesinin temel anayasal hak ve hürriyetlerden eğitim hakkının, inanç ve ifade hürriyetinin engellenmesi ile kamu barış ve toplum huzurunun bozulmasına yol açan, meşru bir amaca yönelik olmayan ve temel hakların özüne müdahale niteliğinde bir davranış ve eylem olduğu belirtildi.
"Mahkeme sosyal inceleme raporu ya da psikolojik bir rapor talep etmemiştir"
Mahkemenin dosyaya ilişkin sosyal inceleme raporu ya da psikolojik bir rapor talep etmeden mağdurun başörtüsü gerekçesiyle akran zorbalığına maruz kalacağının kabulünün hukuki temel ve gerekçelendirmeye dayanmadığı da ifade edilerek, sanığın eylemi ile öğrenciyi ayrımcılığa tabi tutarak isnat olunan suça yönelik kastın objektif olarak oluştuğunun açık göstergesi olduğunun anlaşıldığı aktarıldı.
Neler olmuştu?
Özel Çağdaş Okulları'nda depremzede bir öğrencinin başörtülü olduğu gerekçesiyle okula kaydının yaptırılmadığı ve başka bir okula kayıt olması için okul müdürü tarafından baskı yapıldığı iddiasını Eğitim-Bir-Sen Eskişehir 1 No'lu Şube Başkanı İbrahim Akar kamuoyu gündemine taşımıştı, Eğitim-Bir-Sen üyeleri okul önüne siyah çelenk bırakarak da tepki göstermişti.
Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığınca mart ayında yaşanan olayla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında ifadesi alınan özel okul müdürü İ.S. hakkında sevk edildiği Eskişehir 2. Sulh Ceza Hakimliğince adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar verilmişti.
Başsavcılık 1 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlamıştı
Cumhuriyet Başsavcılığınca, Hatay'dan kente gelen 15 yaşındaki depremzede öğrencinin başörtülü olduğu gerekçesiyle okula kaydının yapılmadığı iddiasına yönelik başlattığı soruşturma tamamlanmış, okul müdürü İ.S. hakkında "halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama" suçundan 1 yıla kadar hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame, Eskişehir 8. Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmişti.
İddianamede, mağdur velisinin öncelikle okula kayıt için tek başına müracaat ettiği, şüpheli okul müdürünün bunu olumlu değerlendirdiği ancak öğrencinin başörtüsü kullandığını gördüğünde okula kabul etmeyeceğini belirttiği aktarılmıştı.
Şüphelinin tavır ve sözleriyle başörtüsü üzerinden İslam dinine ait değerleri aşağıladığı belirtilen iddianamede, okul müdürünün mağdur öğrencinin barış esasına dayalı bir hukuk toplumunda yaşadığına dair duyguyu zedelediği, objektif olarak eylemin, söylenen sözlerin aşağılayıcı nitelikte olduğu ve kamu barışını da bozduğu, eylemin toplumda duyulması nedeniyle geniş kesimler tarafından infialle karşılandığı, AİHM uygulamasında da dinsel nefret söyleminin ifade hürriyeti kapsamı dışında kabul edildiği belirtilmişti.
İddianamede, deprem felaketi nedeniyle travma atlatarak Eskişehir'e gelen ve eğitim hakkından yararlanmak isteyen öğrencide, başörtüsü kullanması sebebiyle okula kabul etmeyen sanığın yeni bir travmaya neden olduğu kaydedilerek, "Müslümanlar tarafından kutsal sayılan başörtüsü değerine yapılan bu saldırıyla, şüphelinin üzerine atılı suçu işlediği, olayın gerçekleştiği kapısı açık olan okul müdürü odasının aleniyet koşullarını taşıdığı ve kamu barışının detaylı anlatıldığı üzere bozulduğu, olayın vahameti ve yaşı küçük kız çocuğu mağdurun olay nedeniyle yaşadığı travma gözetilerek alt hadden uzaklaşılarak cezalandırılması iddia ve talep olunur." ifadesi kullanılmıştı.
Hazırlanan iddianamenin idari ve disiplin yönünden Eskişehir Valiliğine, insan hakları ve ayrımcılık yönünden ise Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumuna gönderildiği bildirilmişti.