Eskişehir'de babasının etkisiyle 6 yaşında voleybola başlayan Zeynep Turkurkor, 17 yaşında Türkiye'nin üç büyük kulübünden teklif alarak Beşiktaş'a transfer oldu. Şu an İstanbul'da ailesinden ayrı bir şekilde yaşamını sürdüren Zeynep, voleybol kariyerinde büyük başarılar elde etmek için çalışmaya devam ediyor.
Zeynep’in babası Veysel Turkurkor, beden eğitimi öğretmeni olması nedeniyle kızının voleybol ile tanışmasında önemli bir rol oynadı. Kızının küçük yaşlardan itibaren voleybola olan ilgisini fark ettiklerini belirten Turkurkor, "Zeynep çok küçükken bu spora başladı. Benim beden eğitimi öğretmeni olmam ve voleybol branşına ilgim, onun bu alanda ilham almasını sağladı. Biz de fark ettikçe onu destekledik. Yaklaşık 6 yaşında başladı ve her gün antrenmanlara götürdük. Sonunda Tepebaşı Voleybol Kulübü’nde sporculuğa devam etti. Beşiktaş Kulübü’nden yetkililer Zeynep’i bir turnuvada gördü ve ardından transferi gerçekleşti," dedi.
Zeynep Turkurkor, babasının voleybol geçmişinden büyük ilham aldığını ve küçük yaşlardan itibaren bu spora olan hevesinin arttığını ifade etti. "Babamın eski voleybol anılarını ve fotoğraflarını gördükçe, voleybolu daha çok seviyorum. Babam anlatırken ben de heveslenip, sürekli ‘Ne zaman voleybola başlayacağım?’ diye ısrar ettim. Onlar da beni sonunda voleybol ile tanıştırdılar," diyen Zeynep, voleybolun sorumluluk bilinci kazandırdığını belirtti.
Eskişehir’deki kariyerinde birçok şampiyonluk elde eden Zeynep, "Tepebaşı’nda küçüklerde, yıldızlarda ve gençlerde her yıl Eskişehir şampiyonu olduk. Türkiye finallerine gidip başarılar elde ettik. Bu başarılar sayesinde Beşiktaş’tan teklif aldım ve transfer oldum," şeklinde konuştu. Beşiktaş'a transfer olduktan sonra İstanbul'a yerleşen Zeynep, ailesinden ayrılmanın başlangıçta zorlayıcı olduğunu ancak zamanla bu durumu kabullendiğini ve bağımsızlık kazandığını söyledi.
Zeynep’in eski antrenörü Fatma Çimenli, genç sporcuyu küçüklüğünden itibaren tanıdığını ve onun voleybolcu olma azmini yakından gördüğünü belirtti. "Zeynep bize geldiğinde çok küçüktü ve salona girdiğinde 'Ben voleybolcu olmak istiyorum' diyerek başlamıştı. Çok çalışması gerekiyordu ve hep azimle devam etti. Ortaokuldayken bile her hafta sonu sabah erken saatlerde salonda birlikte çalıştık. Hedefi çok belliydi ve her zaman çalıştı," dedi.
