Eskişehir Efsaneleri

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Herkesin hayatında iz bırakan insanlar olur. Kimi gelip geçer, kimi ise düşünce dünyanızda kalıcı bir etki bırakır. Bazen öyle biriyle karşılaşırsınız ki, yalnızca yolunuzu şekillendirmekle kalmaz, aynı zamanda kendi potansiyelinizi keşfetmenize de katkı sunar. Benim için bu anlamda derin izleri olan kişi; vizyonu, disiplini, öğretme azmi ve rehberliğiyle ilham kaynağı olan kıymetli hocam Prof. Dr. Zülfikar Bayraktar’dır. Onun bilgi birikimiyle donanmış rehberliğinde yer aldığım ilk çalışma ise Eskişehir Efsaneleri olmuştur. Bu eser, yalnızca bir kitap değil; aynı zamanda Eskişehir’in sözlü, yazılı ve dijital kültürel mirasına ışık tutan güçlü bir arşiv niteliğindedir. Bölge halkının belleğinde yaşayan, zamanla şekillenip bugüne taşınan efsaneleri bir araya getiren bu çalışma, bizi hem geçmişe hem de bugünün kültürel dokusuna yaklaştırıyor.

Kitapta Dini-Tarihi Şahsiyetler, Tabiat Oluşumları, Yatır-Türbe ve Tekke, Doğaüstü Varlıklar, Dönüşüm ve Yer Adları gibi ana başlıklar altında tasnif edilen efsaneler, okuyucuyu Eskişehir’in pek bilinmeyen yönleriyle buluşturuyor. Yunus Emre’nin sevgiyle örülmüş düşünsel dünyasında bir yolculuğa çıkıyor; Seyyid Battal Gazi’nin ruhani ikliminde Eskişehir’in geniş ufuklarına bakıyor; erenlerin, dervişlerin iz bıraktığı türbelerde maneviyatın izini sürüyorsunuz.

Sivrihisar kayalıklarının ardındaki efsanevi anlatılardan lületaşının insanoğluna armağan edilişine kadar uzanan bu anlatılar, yalnızca birer efsane değil; aynı zamanda geçmişle gelecek arasında kurulmuş kültürel bir köprüdür. Bu köşede yer alan her satırda, Eskişehir’in saklı kalmış zenginliklerini birlikte keşfedeceğiz. Belki bir efsane ile geçmişinize dönecek, belki bir anlatı ile kendinize dair bir şeyler bulacaksınız.

Kimi zaman bir güneş sadece doğmaz; anlatır, öğretir ve içimizdeki ışığı hatırlatır. Işığın kaynağı, yalnızca akademik bir çalışma değil; aynı zamanda kültürel mirasa duyulan derin saygının ve araştırma tutkusunun da bir yansımasıdır. İşte bu satırlar, o ışığın izini sürenlere ithaf edilmiştir.

Eskişehir Efsaneleri adlı çalışmada yer alan her anlatı, bu ışığın halkalarından biridir. O efsanelerden biri de Sivrihisar kayalarının efsanesidir…

Rivayete göre Mekke’ de Kâbe’nin inşaatında, bir taşın eksik olduğu duyulur. Bu eksikliği gidermek için dünyanın dört bir yanından kayalar toplanır. Her biri, kutsal görevi yerine getirmek üzere ayağa kalkar ve “Biz Mekke’ye varacağız, o eksik taşı yerine koyacağız” derler. Kayalar, tek sıra halinde dizilir, her biri büyük bir kararlılıkla yürüyüşe geçer. Sivrihisar’a geldiklerinde, gaipten beklenmedik bir ses duyulur; Mekke’deki o eksik taş bulunmuş ve çoktan yerine konulmuştur. Bu haber, kayaların yürüyüşünü durdurur. Her biri, Sivrihisar’ da tek sıra olacak şekilde kalakalır. Bu kayalar, bugün hâlâ Sivrihisar beldesinin çevresini saran kayalıkları oluşturur. O günden sonra, Sivrihisar’ın tepesine yerleşen bu kayalar, insanlara büyük bir mesaj iletir. Bu mesaja göre, “Taşların bile bir davetle ayağa kalkıp yürüdüğü bir yolda, insanın durması düşünülebilir mi?” İşte bu yüzden, kayaların üzerinde şu sözler yankılanır: 

“Taşlar kul olup gidiyor da kul gitmesin mi o yola? 

Kul, Hakk’a yürümesin mi, taşlar ayağa kalktıktan sonra?”. 

Bir başka rivayete göre ise Sivrihisar’ın kayaları, kutsal bir dokunuşla Mekke’ye benzetilir. Yükseklerden bakıldığında, bu kayaların bir bütün halinde “La ilahe illallah” yazdığına inanılır. Bu ilahi yazı, kayaların derinliklerine işlenmiş gibi görünür ve bu nedenle, Sivrihisar’ın üzerinde ilahi bir koruma vardır denir. Her taş, her kaya parçası, adeta yaşayan bir varlık gibi nefes alır; bir ruhu vardır ve bu ruh, Sivrihisar’ı gözetip korur. Tepelerin ruhu, bu topraklara maneviyat katar, göklerle yeryüzü arasında bir bağ kurar. Tepelerin eteklerinde bulunan mekânlar, iyeler tarafından korunur. Bölgede açıkta bulunan eşyaların zarara uğramadığı, kilitsiz kapıların bile emniyette olduğu anlatılır; hiçbir şeyin çalınmadığı, bu bölgenin kutsallığının herkes tarafından hissedildiği söylenir.

 

 

Yorumlar
Z
Ziyaretçi 1 gün önce
Tebrik ederim Hazal Hoca’m. Mükemmel bir yazı olmuş. Diliniz, anlatımınız farkınızı ortaya koyuyor. Bilgiler için çok teşekkürler. Daha nice yazılarınızı okumak dileğiyle. Sevgiyle kalın.
BEĞENME
0
CEVAPLA
Z
Ziyaretçi 1 gün önce
Çok güzel yaa. Sivrihisar ile ilgili değişik ve duymadığım bir hikaye. Elinize sağlık
BEĞENME
0
CEVAPLA