1 Mayıs Kime?

1 Mayıs yaklaşıyor.
Herkesin dilinde aynı sözler “İşçilerin bayramı”, “Emekçilerin günü”, “Alın terinin hakkı”. Güzel de, bir bakalım gerçekten kimin günü bu?
Etrafıma bakıyorum.
Devlet daireleri kapalı olacak, bankalar kapalı olacak, ofisler tatil olacak.
Bürokratlar evlerinde olacak. Masa başında çalışanlar izinli olacak.
Peki ya işçiler?
Sabahın köründe kalkan, şantiyeye giden, fabrikada tezgâhın başına geçen o insanlar?
Onlar için bugün yine hayatın en ağır haliyle devam ettiği bir gün olacak.
Gerçek işçi hâlâ sabahın ayazında, bir lokma ekmek için çalışacak.
Gerçek emekçi, hâlâ açlık sınırının altında ücretle yaşam mücadelesi verecek.
O çok konuşulan “emek ve dayanışma günü” onların gerçek hayatında yer bulabiliyor mu?
Ben bulduğunu sanmıyorum.
Bugün 1 Mayıs tatilinden en çok kimler yararlanıyor diye sorsalar, cevabı biliyoruz.
Makam odalarında oturanlar, sıcak ofislerinde çalışanlar, masa başında evrak çevirenler.
Yani 1 Mayıs, emeğin gerçek sahiplerinden çok, emeğin adını bilenler için bayram olmuş.
Dürüst olalım:
1 Mayıs’ı gerçekten işçiye, emekçiye bayram yapabildik mi?
Onlara adil bir yaşam sunabildik mi?
Yoksa sadece nutuklar atıp, gerçeği perdeleyip, tatili kutlamakla mı yetindik?
Ben bugün kendime şu soruyu soruyorum:
1 Mayıs kimin?
Ve cevap kendiliğinden geliyor:
İşçi ve emekçi dışında herkese.