Edinilen bilgilere göre, keşfedilen tayın iç organları, yele ve kuyruğu ile birlikte koyu kahverengi tüyleri de korunmuş şekilde günümüze ulaştı. En dikkat çekici bulgulardan biri ise, hayvanın kalp damarlarından sıvı kan örneğinin çıkarılmış olması. Bu, şimdiye dek keşfedilen en eski sıvı kan örneği olarak bilim dünyasında büyük heyecan yarattı.
Kuzeydoğu Federal Üniversitesi’nden Semyon Grigoryev öncülüğündeki Rus araştırma ekibi, Güney Kore’deki Sooam Biyotek Araştırma Vakfı ile ortak yürütülen çalışmalarda, bu antik atın klonlanması için girişim başlattı. Ancak şu ana kadar yapılan 20’den fazla denemede canlı hücre elde edilemediği öğrenildi.
Klonlama çalışmalarının halen devam ettiği, bilim insanlarının zamanla başarılı sonuçlara ulaşma umudunu sürdürdüğü belirtildi. Bu gelişmelerin, soyu tükenmiş canlı türlerinin genetik yapılarının daha iyi anlaşılması ve korunması açısından büyük önem taşıdığı ifade ediliyor.
Öte yandan uzmanlar, bu tür klonlama projelerinin yalnızca bilimsel açıdan değil, etik ve çevresel yönleriyle de değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
42 bin yıl önce yaşamış bu tayın, gelecekte klonlanarak yeniden dünyaya gelme ihtimali bilim dünyasında heyecanla takip ediliyor. Gelişmeler yakından izlenmeye devam ediliyor.