Ektaş, açıklamasında, İstanbul’da yaşanan gözaltı sürecinin ülke gündemini tekelleştirdiğini belirterek, “İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde olduğunu iddia ettiği yolsuzluklarla ilgili soruşturmasını tamamladı ve iddianamesini İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sundu. İddianame, kamuoyunda yeniden tartışmalara yol açtı,” dedi.
3800 sayfadan oluşan iddianamede, 143 eyleme dayalı suçlamaların yer aldığını ve İmamoğlu’nun örgüt kurucusu ve örgüt yöneticisi suçlamasıyla birlikte başka suçlamalara da muhatap olduğunu ifade eden Ektaş, iddianamenin şekli olarak Ceza Muhakemeleri Kanunu’na uygun olduğunu söyledi. Ektaş, iddianamenin delilleri metin içinde sunarak savunma ve yargılamayı kolaylaştırıcı bir yapı oluşturduğunu belirtti.
Ektaş, iddianamenin içeriği açısından da dolu ve ciddiye alınması gereken bir belge olduğunu vurgulayarak, “Tanık ifadeleri, MASAK raporları, tapu kayıtları gibi birçok delil iddianamede yer alıyor. Boş bir iddianame değil, etkili bir savunma gerektiren bir iddianame,” dedi.
Siyasetçilerin yargılandığı davaların doğası gereği siyasi olduğunu belirten Ektaş, vatandaşların suçların işlenip işlenmediğini görme hakkına sahip olduğunu söyledi. Ektaş, İmamoğlu’nun bugüne kadar kopuş savunması yaptığını ifade ederek, “Ancak yargılamada beraat için iddianamede yer alan delillere karşı uyum savunması yapması gerekiyor. Bu, suç teşkil etmeyen eylemleri ispatlama anlamına geliyor,” diye konuştu.
Ektaş, iddianameyle ilgili değerlendirmelerin delillerin kamuoyuna mal edilmesi ve tartışılmaya başlanmasıyla ilerleyen süreçte detaylandırılabileceğini sözlerine ekledi.
