CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan, Eskişehir Durum Muhabiri Suat Kaçar’a yaptığı açıklamada, İstanbul’daki eski CHP İl Başkanlığı binasının polis tarafından işgal edilmesini sert sözlerle eleştirdi. Arslan, bu sürecin yalnızca Cumhuriyet Halk Partisi’ne değil, ülkedeki tüm demokratik değerlere ve anayasal düzene yönelik bir saldırı olduğunu söyledi.
"Cumhuriyet Halk Partisi’ne yapılmış bir saldırı değildir"
Arslan açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Ne yazık ki hukukun üstün olduğu bir ülkeden söz edemeyince bunları konuşmak durumunda kalıyoruz. Aslında ‘çağrı heyeti’ olduğunu ifade eden, kayyum olarak da nitelenen kimselerle ilgili partimizin genel merkezi bir direniş sergiledi, bütün partili kadrolarımızla. Ardından da Genel Başkanımız, Genel Merkezimizin almış olduğu bir kararla İstanbul eski İl Başkanlığı binasını Genel Başkan çalışma ofisi haline getirdi ve İl Başkanlığı için başka bir adres bildirildi. Ardından da mahkemelerin almış olduğu ve Seçim Kurulu’nun almış olduğu kararlara rağmen aslında kayyumun ya da çağrı heyetinin yok hükmünde olmasına rağmen, ne yazık ki eski il binamız yani Genel Başkanlık çalışma ofisi hala polis tarafından işgal tutulmakta. Orada şu anda milletvekili arkadaşlarımız hafta sonuna kadar nöbet sistemini devam ettiriyor, çalışmalarını sürdürüyorlar. Hukukçu arkadaşlarımızla yine hukuk düzleminde haklarımızı aramaya devam ediyoruz. Genel Başkanlık çalışma ofisinin bir an önce boşaltılması ve teslim edilmesiyle ilgili izleyen günlerde bunun sonlandırılacağını düşünüyoruz.
Ama ne yazık ki Türkiye’de artık siyasi partilerin, demokrasinin, hukuk devletinin tümüyle rafa kaldırıldığı ve tümüyle otoriter bir rejime sürüklendiğimiz günlerde bu direnişimizi hiç hız kesmeden sonuna kadar sürdüreceğiz. Ve sonunda mutlaka demokrasiden, insan hak ve özgürlüklerinden, hukukun üstünlüğünden, katılımcı çoğulculuktan yana olan milyonlarca insanımızla bu süreci başaracağız. O direnişimiz kutlu bir zaferle sonlanacak. Geldikleri gibi de onları tarihin siyaset çöplüğünün dibine atmak boynumuzun borcu olacak. Polisin bizim iznimiz olmadan, bizim çağrımız olmadan kolluk kuvvetlerinin parti binasına girmesi ve orada konuşlanması zaten hukuken mümkün değil. Gerekçesi ne olursa olsun, eğer mahkemeler bir çağrı heyeti veya kayyum görevlendirmiş ise görev yapması gereken onlardır. O da tartışmalıdır. Polisin ya da başka kolluk kuvvetlerinin siyasi partilerin binasında asla ve kata yeri yoktur. Ama ne yazık ki şu anda partimiz işgal altında. O nedenle diyoruz ki bu saldırı sadece Cumhuriyet Halk Partisi’ne yapılmış bir saldırı değildir. Bu, ülkemizde faaliyet gösteren tüm siyasi partilere, demokrasimize, hukuka, adalete ve anayasal düzene yapılmış bir saldırıdır. Bu nedenle de omuz omuza, kol kola bütün yurttaşlarımızla bu saldırıyı püskürtmek için mücadelemizi sürdüreceğiz.”