Arıkan, öğretmenlerin aldıkları maaşların açlık sınırının hemen üzerinde, yoksulluk sınırının ise altında kaldığını ifade ederek, “Yeni başlayan öğretmen ve memur arkadaşlarımız maalesef bu şartlarda geçinmeye çalışıyor. Eskişehir’de 15 ile 35 bin lira arasındaki ev kiraları düşünüldüğünde bir öğretmenin ayakta durması, ev alması, hatta çocuk okutması dahi çok zor” dedi.
Ücra köylerde ve ulaşım imkânı kısıtlı bölgelerde görev yapan öğretmenlerin aynı maaşı aldığını vurgulayan Arıkan, doğu tazminatının kaldırılmasının da bu zorlukları artırdığını söyledi. Coğrafi koşulların ve yaşam şartlarının zorlaştığını belirten Arıkan, 2025 yılı itibarıyla bu sorunların çözülmediğini dile getirdi.
Eğitim sistemine ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Arıkan, Milli Eğitim Bakanlığı’nın liselerde “2+2, 3+1 ya da mevcut sistem” tartışmalarını bilimsel altyapı olmadan gündeme getirdiğini ifade etti. Arıkan, “Bir sistem getirilecekse önce fikri ve bilimsel altyapısı hazırlanmalı, pilot okullarda uygulanmalı ve başarılı olursa Türkiye geneline yayılmalı. Şu an yapılan ezbere bir sistem değişikliğidir” dedi.
Eskişehir özelinde eğitim yatırımlarının yetersiz kaldığını belirten Arıkan, kentte siyasilerin eğitime yönelik ilgisiz olduğunu savundu. Arıkan, “Yıkılan okulların halen tamamlanmadığını görüyoruz. Diğer illerde milletvekillerinin eğitim için yoğun çaba harcadığını gözlemliyoruz. Ancak Eskişehir’de aynı duyarlılığı göremiyoruz. Eğitim, siyaset açısından oy getiren bir alan olmadığı için gerekli özen gösterilmiyor” ifadelerini kullandı.
Arıkan, yapılması gereken okul yatırımlarının ve ödeneklerin geciktiğini, Eskişehir’in diğer illerin gerisinde kaldığını söyleyerek açıklamalarını tamamladı.