Büyükyayla ve Fethiye mahallelerinde başlayan yangın, ertesi gün Afyonkarahisar’ın İhsaniye ilçesine bağlı Sarıcaova Mahallesi’ne sıçradı. Yangını söndürme çalışmaları sırasında alevlerin arasında kalan 5 orman personeli ve 5 AKUT gönüllüsü şehit oldu. Çıkışından yaklaşık 4 gün sonra söndürülebilen yangında çok sayıda kurum ve kuruluş sahada çalışmalar gerçekleştirdi. Bu ekipler arasında yer alan DAK üyeleri de zaman zaman alevlerin arasında kaldı.
Yangın bölgesinde aktif görev alan DAK ekipleri, alanın yapısının müdahaleyi zorlaştırdığını belirterek, can güvenliğini her zaman ön planda tuttuklarını ifade etti. Alevlerin ortasında zorlu anlar yaşadıklarını anlatan ekip üyeleri, görev süresince karşılaştıkları riskleri ve verdikleri mücadeleyi kamuoyuyla paylaştı. DAK yetkilileri, yangın esnasında gösterdikleri çabanın sadece görev bilinciyle değil, aynı zamanda hayat kurtarma amacıyla olduğunu dile getirirken, benzer afet durumlarında dikkat edilmesi gereken hususlara da vurgu yaptı.

DAK Başkanı Erhan Önce, ilk görev noktalarının koordinasyon merkezinin sağ üst tepesi olduğunu belirtti. Yangının ortasında kalan 2 arazöz, 1 greyder şoförü ve bölge müdürünün olduğu ihbarı üzerine bölgeye ulaştıklarını söyleyen Önce, “Gittiğimizde hepsi sağdı, herhangi bir problem yoktu; fakat dumandan etkilenmişlerdi. Yardımda bulunduk ve güvenli bölgeye indirilmelerini sağladık. Sonradan kayıp olan greyder şoförünü de bulduk, o da güvendeydi ve sağlıklıydı, sadece dumandan etkilenmişti. Ona da su ve yemek yardımı yaptıktan sonra güvenli bölgeye indirdik” dedi. Koordinasyon merkezine tekrar döndüklerinde yeni görev talep ettiklerini belirten Önce, bu kez yangının sıcak bölgesinde arazöz şoförleri ve ormancılara ikmal yardımı yaptıklarını söyledi. DAK’ın esas görevinin arama ve kurtarma olduğunu hatırlatan Önce, yangın konusunda da eğitim ve sertifikalarının bulunduğunu ifade etti. Yangının büyüklüğü nedeniyle başlangıçta müdahaleyi uzman ekiplere bıraktıklarını belirten Önce, daha sonra gece saatlerinde Denizli ekibiyle ortak söndürme ve soğutma çalışmasına katıldıklarını söyledi.

Önce, “Onlardan bize 2 arazöz verdiler. Hortum sererek, söndüre söndüre ortalama 700 metre bir alanı kendi imkânlarımızla söndürdük” ifadelerini kullandı. yangının ilk anlarında 5 kişilik ekiple sahaya çıktıklarını ve daha sonra ikinci ekibi çağırdıklarını belirtti. Önce, “Hedefimiz güvenli ve temiz bir çalışmaydı; fakat bizden sonra maalesef istenmeyen, üzücü olaylar gerçekleşti. Bizim müdahale ettiğimiz örtü yangını, tepe yangınına döndü. Ondan sonra ben alanı terk ettim çünkü ekibimin, herkesin güvenliği benden sorumlu” dedi. Arazözdeki suyun bitmesiyle birlikte güvenli bölgeye çekilmek zorunda kaldıklarını ifade eden Önce, “Sürekli alevlerin içinde beklemek mümkün değil. Suyun gelmesini beklerken alevlerin arasında kalmamak adına güvenli bölgeye geçtik. En büyük zorluk alanın yapısıydı, yoksa yangından korkan insanlar değiliz. Çok üzülüyorum arkadaşlarıma, ailelerine başsağlığı diliyorum. Kalanlara Allah sabır versin” diye konuştu.
“Aşırı sıcak, cehennem gibi bir ortam, çok zor”

DAK Üyesi Gökhan Atilla ise yangın anında karşılaştıkları zorlukları anlatarak, “Hava sıcaklığı zaten 42 dereceydi, alevlerin içinde bu, 2-3 kat daha fazla artıyor. Aşırı sıcak, cehennem gibi bir ortam, çok zor. Zaten kayalık, çıkması zor bir yerdi. Hortumlar ağır oluyor. Sarp bir bölgeye çıkıyorsunuz, çıktığınızda karşınızda devasa alevler oluyor” dedi.
Atilla, Odunpazarı Arama Kurtarma (OBAK) ile birlikte gece saat 01.00’e kadar yoğun şekilde çalıştıklarını belirtti. Ertesi gün tekrar operasyona çağrıldıklarını dile getiren Atilla, “AKUT’çu arkadaşlarımızın kaybolduğu haberi geldi. Çok hızlı şekilde bölgeye gitmek üzereyken maalesef acı haberi aldık. Çok üzüldük, moral olarak da çok etkilendik. Ailelerine, AKUT ailesine, ormancılara, hepimizin başı sağ olsun. İnşallah ülkemizde böyle olaylar bir daha yaşanmaz” ifadelerini kullandı.
