Eskişehir Haber Eskişehir Durum Özel UNESCO Türkiye Millî Komisyonu Başkanı Prof. Dr. M. Öcal OĞUZ Eskişehir’de

UNESCO Türkiye Millî Komisyonu Başkanı Prof. Dr. M. Öcal OĞUZ Eskişehir’de

UNESCO Türkiye Millî Komisyonu Başkanı Prof. Dr. M. Öcal OĞUZ, Anadolu Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nün davetlisi olarak Prof. Dr. Taciser Tüfekçi Sivas Konferans Salonu’nda “Somut Olmayan Kültürel Mirası Neden ve Nasıl Korumalıyız?” konulu bir konferans gerçekleştirdi. Konferansa çok sayıda akademisyen ve öğrenciler katılım sağladı.

Prof. Dr. M. Öcal Oğuz, “Somut Olmayan Kültürel Mirası Neden ve Nasıl Korumalıyız?” başlıklı konuşmasında, Türkiye’nin UNESCO ile ilişkilerine, kültürel mirasın korunmasındaki sürece ve önemine dikkat çekti. Türkiye’nin UNESCO’nun kurucu üyelerinden biri olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Oğuz, UNESCO’nun temel amacının barışı inşa etmek ve sürdürülebilir kılmak olduğunu belirtti. Bu hedef doğrultusunda eğitim, bilgi ve iletişim, doğa bilimleri, kültür ile sosyal ve beşerî bilimler alanlarında gelişmeler sağlanmasının büyük önem taşıdığını vurguladı. Konuşmasında UNESCO’nun dünyanın geleceği açısından korunması gereken üç temel çeşitliliği esas aldığını ifade eden Prof. Dr. Oğuz, bunların kültürel çeşitlilik, biyolojik çeşitlilik ve jeolojik çeşitlilik olduğunu söyledi. UNESCO’nun bu çeşitlilikleri merkeze alan birçok program yürüttüğünü ve bu programların temelinde barışı tesis etme amacının yattığını belirtti. Somut olmayan kültürel mirasın korunmasında eğitimin kilit rol oynadığını vurgulayan Prof. Dr. Oğuz, özellikle genç kuşaklara yönelik farkındalık oluşturacak, eğitici ve bilgilendirici programların yaygınlaştırılması gerektiğinin altını çizdi. Bu doğrultuda folklorun yalnızca akademik bir çalışma alanı değil; aynı zamanda diplomatik, bürokratik ve hukuki bir değer olarak da görülmeye başlandığını dile getirdi. Prof. Dr. M. Öcal Oğuz, folklorun “eski kentin eski adetleri” gibi dar bir çerçevede algılanmaktan çıkartılması ve “yeni kentin kalkınmasını sağlayan kültürel lokomotif” olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirterek sözlerini tamamladı.

Konferans sonunda somut olmayan kültürel mirasımız ve bu mirasın önemli bir unsuru olan “Nasreddin Hoca Fıkra Anlatı Geleneği” üzerine kendisine yönelttiğimiz soruya, Anadolu Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zülfikar Bayraktar bu husustaki düşüncelerini, “Somut olmayan kültürel miras (SOKÜM), bir toplumun kimliğini, aidiyet duygusunu ve kültürel sürekliliğini sağlayan en önemli unsurlardan biridir. Bu miras; gelenekler, ritüeller, sözlü anlatımlar, halk bilgisi, el sanatları, müzik, dans, şifacılık, bayramlar gibi nesilden nesile aktarılan yaşantılara ve bilgi birikimlerine dayanır. SOKÜM, bir topluluğun kimliğini oluşturan değerlerin başında gelir. Dil, gelenek, müzik, inanç sistemleri gibi ögeler, toplumun kendini nasıl gördüğünü ve başkalarına nasıl tanıttığını belirler. Bu mirasın korunması, kültürel çeşitliliğin sürdürülmesini sağlar. Geleneksel bilgi ve beceriler, kuşaktan kuşağa aktarılarak hem geçmişle bağ kurar hem de geleceğe kültürel zenginlik bırakır. Örneğin, bir yöredeki halk dansları sadece eğlence değil, aynı zamanda tarihsel bir bellektir. SOKÜM, bireyleri ortak değerler etrafında bir araya getirir. Bayramlar, düğün gelenekleri, ortak ritüeller sosyal uyumu ve birlikte yaşamı teşvik eder. Somut olmayan miras aynı zamanda alternatif bir eğitim modelidir. Formal olmayan yollarla bilgi aktarımı yapılır. Örneğin, bir zanaatkârın çırağına el becerisi öğretmesi, geleneksel bir masal anlatıcısının çocuklara değer aktarması gibi. SOKÜM, kültürel endüstriler ve turizm için büyük bir kaynaktır. El sanatları, yöresel müzikler, halk oyunları gibi ögeler yerel ekonomiyi destekleyebilir ve kültür temelli kalkınma sağlayabilir. Somut olmayan miras, uluslararası alanda bir toplumun "yumuşak gücü" olarak da işlev görür. Bir ülkenin folkloru, müziği, mutfağı başka toplumlarla kültürel iletişim kurmasına olanak tanır. Bununla birlikte somut olmayan kültürel mirasımızın önemli bir parçası olan Nasreddin hocamızla ilgili olarak aslında söylenecek çok şey var.  UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Hükûmetler Arası Komitesinin 17. Oturumunun Fas’ın başkenti Rabat’ta 28 Kasım – 3 Aralık 2022 tarihleri arasında gerçekleştirilmesinin ardından “Nasreddin Hoca / Molla Nesreddin / Molla Ependi /Apendi /Afendi Fıkra Anlatma Geleneği” Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Türkiye’nin çok uluslu dosyası olarak Somut Olmayan Kültürel Miras Temsili Listesine kaydedilmişti. Bu sevindirici gelişme zengin, engin ve köklü sözlü geleneğimizin gelecek nesillere aktarılması ve tanıtılması açısından büyük bir öneme sahiptir. Ünü tüm dünyaya yayılmış olan Nasreddin Hoca ve Nasreddin Hoca fıkra tipi etrafında teşekkül eden Nasreddin Hoca fıkra anlatı geleneği her şeyden öte çok kültürlü dünyayı anlamamız açısından büyük bir öneme sahiptir. Yerel, ulusal ve evrensel değerlerle bezenmiş Nasreddin Hoca fıkra anlatı geleneği dünya edebiyatlarının neredeyse en soylu yapıtları arasında kendine yer bulmaktadır. UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Kıymetli Hocam Prof. Dr. M. Öcal Oğuz’un üstlenmiş olduğu misyon özellikle Türkiye ve Türk Dünyası açısından büyük öneme sahiptir. Kendisinin ve ekibinin yürütmüş olduğu başarılı çalışmalar sayesinde bugün birçok somut olmayan kültürel miras unsurumuzu Somut Olmayan Kültürel Miras Temsili Listesine kaydettirmek mümkün oldu. İnşallah yakın zamanda yayınlamayı planladığımız ve “Somut Olmayan Kültürel Mirasımız Nasreddin Hoca Fıkra Anlatı Geleneği” başlığını taşıyan eserimiz de kıymetli hocam Prof. Dr. Öcal Oğuz’un önsözüyle taçlanmış olacak. Bugün güzel Eskişehir’imizde kendisini ağırlamaktan büyük onur duyduk.” şeklinde ifade etti.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *