Çerkes el sanatlarını ve geleneksel kıyafetleri tanıtan Emine Marşan, kadın kostümlerinin geçmişten bugüne geçirdiği dönüşüme dikkat çekerek, “Eski zamanlarda bu kıyafetler pamuklu ve ketenimsi kumaşlarla dokunurdu. Günümüzde ise daha görsele dayalı kumaşlar kullanıyoruz ama bu kıyafetlerden asla vazgeçmiyoruz, hepsi hâlâ içimizde” dedi.
Günümüzde gelinlik formunda tasarlanan kadın kostümlerinin iki parçadan oluştuğunu belirten Marşan, iç elbise ve kaftanın gümüş kemerler ve baş aksesuarlarıyla tamamlandığını vurguladı. Gümüş işçiliğinin Çerkes kültüründe özel bir yere sahip olduğunu ifade eden Marşan, “Gümüşçülük bizim vazgeçilmezimiz. Çerkesler bu alanda her zaman çok başarılı olmuştur” diye konuştu. Bu kostümlerin günlük hayatta değil, daha çok düğün ve özel günlerde tercih edildiğini de sözlerine ekledi.

Kadın kıyafetlerinde zarafet öne çıkarken, erkek kostümlerinde savaşçı kimliğin belirginleştiğini söyleyen Marşan, bunun tarihsel nedenlere dayandığını ifade etti. Erkeklerin giydiği “Çerkeska” kıyafetinin at üzerinde rahat hareket edebilmek için tasarlandığını belirten Marşan, bu kostümün en önemli parçasının kama olduğunu vurguladı. Marşan, “Kama, Çerkeska’nın bir bütünüdür. Erkek nereye giderse gitsin, misafirliğe bile gitse kamasını yanından ayırmaz” dedi.

Çerkes el sanatlarında motiflerin taşıdığı anlamlara da değinen Marşan, zincir örme tekniğinin toplumsal birlikteliği simgelediğini belirterek, “Her ilmek bir bireyi temsil eder. Bu bireyler bir araya geldiğinde topluluğu ve birlikteliği anlatan bir zincir ortaya çıkar” ifadelerini kullandı. Güneş motifinin adalet, ışık ve yol göstericiliği simgelediğini, sonsuzluk düğümlerinin ise yaşamın sürekliliğini anlattığını dile getirdi.
Geçmişte eyer aksesuarı olarak kullanılan parçaların günümüzde takı ve aksesuar olarak yeniden yorumlandığını söyleyen Marşan, bu sayede kültürün modern yaşamda da görünür kılındığını belirtti. Çerkes düğmeleri, fişeklik motifli aksesuarlar, örgü kemerler ve deri kamçılar da bu el sanatlarının güncel örnekleri arasında yer alıyor.

Bu çalışmalar, derneklerin katkılarıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından somut kültürel miras kategorisine alınmış durumda. Özellikle Çerkes gümüş işçiliği, resmî olarak tescillenmiş önemli değerler arasında bulunuyor.
Çalışmaların yürütüldüğü mekân hakkında bilgi veren Mesut Barut ise, merkezin Odunpazarı Belediyesi tarafından Eskişehir Kuzey Kafkas Kültür Derneği’ne kültürel amaçlarla tahsis edildiğini belirtti. Barut, buranın yemek kültürü, el sanatları ve müziğin bir arada yaşatıldığı, ziyaretçilere açık bir kültür mekânı olduğunu ifade etti. Sabah 10.00 ile akşam 18.00 saatleri arasında açık olan merkezde gençlere yönelik eğitim çalışmalarının da yürütüldüğünü söyledi.
Yüzyıllardır yaşatılan Çerkes el sanatları, bugün hem geleneksel hem de modern yorumlarıyla kültürel belleği geleceğe taşımaya devam ediyor.
