Sakral Stimülasyonun bir nöromodülasyon tedavisi olduğunu belirten Dr. Sürme, yöntemin temelinde sinirler üzerine uygulanan elektriksel uyarının yer aldığını ifade etti. Bu sayede mesane, bağırsak ve pelvik taban fonksiyonlarının yeniden düzenlenebildiğini söyleyen Sürme, özellikle klasik tedavilerden fayda görmeyen hastalar için bu yöntemin önemli bir alternatif sunduğunu vurguladı.
Geniş Hasta Grubunda Kullanılıyor
Tedavinin yalnızca idrar kaçırma ile sınırlı olmadığını belirten Dr. Mehmet Beşir Sürme, ürolojik tedavilere rağmen idrar yapamama veya idrar tutamama şikâyeti olan hastaların yanı sıra dışkılama problemleri yaşayan, pelvik taban ağrıları bulunan hastalarda da uygulandığını söyledi. Kadın hastalarda vajinal kuruluk ve vajinismus, erkek hastalarda ise erektil disfonksiyon ve ejakülasyon bozukluğu gibi cinsel işlev problemlerinde de bu yöntemin etkili sonuçlar verdiğini dile getirdi.
İki Aşamalı ve Kapalı Yöntemle Uygulanıyor
Mesane pili tedavisinin iki aşamalı bir operasyonla gerçekleştirildiğini aktaran Dr. Sürme, işlemin kapalı yöntemle yapıldığını ifade etti. İlk aşamada hastanın kuyruk sokumu bölgesinden bir elektrot yerleştirildiğini, ardından geçici pil takılarak yaklaşık üç ila dört hafta boyunca hastanın takip edildiğini belirtti. Bu süreçte yapılan değerlendirmelerde şikâyetlerde yüzde 50 ve üzerinde düzelme sağlanması durumunda, lokal bir işlemle kalıcı pilin implante edildiğini kaydetti.

Başarı Oranı Oldukça Yüksek
Tedavinin en önemli avantajlarından birinin, kalıcı pil öncesinde deneme süreci sunması olduğunu vurgulayan Dr. Sürme, hastaların bu aşamada tedaviden fayda görüp görmediklerini bizzat deneyimleyebildiklerini söyledi. Yapılan ölçümler ve hasta geri bildirimleri doğrultusunda kalıcı pil takılan hastaların neredeyse tamamının tedaviden belirgin fayda gördüğünü ifade etti.
“Bu Şikâyetlerle Yaşamak Zorunda Değilsiniz”
Son olarak hastalara önemli bir mesaj veren Dr. Mehmet Beşir Sürme, uzun yıllar farklı merkezlerde tedavi görmesine rağmen sonuç alamayan birçok hastanın, yaşadıkları sorunları kabullenerek hayatlarına devam etmek zorunda kaldığını belirtti. Oysa gelişen teknoloji ve inovatif tedavi yöntemleri sayesinde bu tür şikâyetlerin büyük oranda tedavi edilebildiğini söyleyen Sürme, doğru hastada, doğru endikasyonla uygulanan bu tedavilerin başarı oranının oldukça yüksek olduğunun bilinmesi gerektiğini vurguladı.