Eskişehir Haber Eskişehir Durum Özel Balıkesir-Kütahya hattındaki deprem hareketleri magma ile bağlantılı mı? Uzman yanıtladı

Balıkesir-Kütahya hattındaki deprem hareketleri magma ile bağlantılı mı? Uzman yanıtladı

Son dönemde Balıkesir ve Kütahya hattında artan deprem hareketleri bölge halkında ciddi endişe yaratıyor. Küçük çaplı sarsıntıların sıklaşması “Büyük bir deprem kapıda mı?” sorusunu gündeme getiriyor. Bu gelişmeler ile ilgili konuşan ESOGÜ Jeoloji Mühendisliği Fakültesi öğretim üyesi ve volkan bilimci Prof. Dr. Özgür Karaoğlu, magma hareketleri ve bu hareketlerin depremlerle olan bağlantısını detaylı şekilde açıkladı.

Haberleri

Prof. Dr. Karaoğlu, öncelikle magma kavramına açıklık getirerek magmanın ne olduğunu anlattı. Karaoğlu: “Magma, yer kabuğunun derinliklerindeki mantodan ayrılarak kabuk içine yerleşen sıcak bir silika malzemesidir. Tamamen ergimiş magma yaklaşık 900–1300 derece sıcaklığa sahipken, kısmen ergimiş bölgeler 600–900 derece arasında bulunur. Bu magmalar her yerde görülmez, yalnızca bazı özel alanlarda mevcuttur.” dedi.

 

Magma hareketleri depremlerle ilişkili mi?


Magma hareketlerinin depremlerle doğrudan bağlantılı olduğunu belirten Karaoğlu: “Magma kabuk içerisinde hareket ederken kayaçları zorlar. Kırılgan kayaçlarda bu zorlamalar kırılmalara yol açar ve depremler meydana gelir. Bu depremler çoğunlukla küçük şiddetlidir; 2–3 büyüklüğünde olup hissedilmeyebilir. Ancak magma yoğunluğu ve viskozitesi yüksekse, daha büyük depremlere de neden olabilir.” ifadesini kullandı.

 

Balıkesir-Kütahya hattındaki depremler magma hareketiyle ilgili mi?
 

Bölgede yapılan araştırmalar kapsamında Prof. Dr. Özgür Karaoğlu ve ekibi, bölgenin daha güneyinde yer alan Kula civarında üç yıl süren bir TÜBİTAK projesi yürüttü. Proje kapsamında farklı yöntemlerle sismolojik incelemeler gerçekleştirildi, deprem istasyonları kuruldu ve elde edilen veriler detaylı şekilde analiz edildi. Bu çalışmalar sonucunda, Sındırgı depreminin güneydoğusunda 6–10 kilometre derinlikte bir magma ergiyik zonu tespit edildi. Karaoğlu, "Bu veri, bölgede meydana gelen deprem hareketlerinin magma kaynaklı olabileceğini gösteriyor. Ancak Simav ve çevresinin daha ayrıntılı incelenmesi gerekiyor" dedi.

Prof. Dr. Karaoğlu, özellikle Sındırgı, Simav ve son haftalarda Gördes civarında meydana gelen depremler üzerine yaptığı çalışmaları paylaştı. “Sındırgı’da yaklaşık 16.000 depremin kaydedildiği bir yarı elipsoidal alanda hareketlilik gözledik. Simav çevresinde de benzer bir durum mevcut. Bu depremler, mevcut fay sistemlerinin mekanizmasına uymayan bir karakter sergiliyor. Faylar üzerinde olsalar da çoğu fayın kendisinde değil, başka kırık sistemlerde meydana geliyor. Bu durum, magma hareketine bağlı deprem silsilesi hipotezini destekliyor.”

Prof. Dr. Karaoğlu, TÜBİTAK kapsamında yürütülen bir proje ile bölgedeki magma ergiyik zonunun 6–10 kilometre derinlikte bulunduğunu belgelediklerini belirtti. Ancak Simav dahil olmak üzere bölgenin daha detaylı incelenmesi gerektiğini vurguladı.

 

Büyük bir deprem kapıda mı?


Karaoğlu, magma hareketlerinin yüzeye ulaşması durumunda büyük depremlere yol açabileceğini belirtse de, şu an için böyle bir riskin söz konusu olmadığını ifade etti: “Simav Grabeni ve çevresinde meteorik ve yeraltı sularının yoğunluğu magma hareketlerini harekete geçiriyor ve fayların daha kolay kaymasını sağlayan bir ‘yağlama mekanizması’ oluşturuyor. Buradaki depremler, mevcut fay sistemlerinin dışında gerçekleşiyor. Yani normal fay hareketlerinin ötesinde başka güçler devrede.”

Prof. Dr. Karaoğlu, bölgedeki hareketliliğin sürekli izlenmesi gerektiğini belirterek, “Bölge hareketli ancak büyük felaket senaryoları şu an için söz konusu değil. Ancak magma ve akışkanların etkisi bilimsel olarak takip edilmeli” dedi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *