Gökhan Çınar FÜG programı ilk bölümü yayınlandı. Youtube’da Bana Göre TV kanalında yayına başlayan FÜG programı farklı bir konsepte sahip. Adından hareketle aslında kişinin geçmişini unutması ve hatırlamasıyla ilgileniyor.
FÜG’ün ilk konuğu Yasemin Sakallıoğlu oldu! Ünlü komedyen Gökhan Çınar’ın sorularına tüm samimiyeti ile yanıt verdi. Program 24 saat içerisinde 270 bin görüntülemeyi geçti.
İzleyicilerin aklına ise Füg ne demek? Füg ne anlama geliyor soruları takıldı. Gelin birlikte programın ismini taşıyan bu kavrama ve ilk bölümde Yasemin Sakallıoğlu’nun yanıtlarına göz atalım.
Füg Ne Demek? Gökhan Çınar’ın Programı Füg Ne Anlama Geliyor?
Psikolojide Dissosiyatif Füg anlamında kullanılmaktadır. Dissosiyatif füg; aslında bir unutkanlık türüdür. Ancak bu unutkanlık kısıtlı bir alana sahip değildir ve insanın yaşamına dair bir bütünlük içermektedir.
Füg; anıların, kişisel bilgilerin, tüm yaşama dair bilginin unutulmasıdır. Günümüzde de görülen bu sorunda sabah uyanan bir birey ailesini, kendisini, işini ve birçok işlevi unutmuş olarak hareket eder. Kimliğini unutan birey bu yüzden büyük dehşete kapılır.
Gökhan Çınar FÜG programını da bu konu üzerinden ilerletmektedir. Geçmişe dair en önemli günü unutmak, hatırlamak ya da hiç tanımadığı bir dünyaya uyunan konuğu için sorular sormaktadır. Gelin birlikte Yasemin Sakallıoğlu FÜG programında neler yanıtlamış bakalım.
‘’Her şeyi Unuturum Beşiktaş’ta Yağmurda Islandığım O Anı Unutmak İstemem’’
FÜG programında Gökhan Çınar konuğuna öncelikle ‘Unutmak mı hatırlamak mı?’ sorusunu yöneltiyor. Ünlü komedyen Sakallıoğlu ise ‘hatırlamak ve hatırlanmayı çok isterim’ yanıtını veriyor. Devamında gelen soru ise şu şekilde oluyor: ‘Tüm yaşamın boyunca var olanı unutsan ancak unutmak istemeyeceğin tek bir anı olsa bu ne olurdu?’
Yasemin Sakallıoğlu sorunun zor olduğunu belirtip cevap olan Beşiktaş’ta bir yağmur altında ıslandığı günü dile getiriyor. İlk komedi gösteri sonrası Beşiktaş sokaklarında elinde çiçekle yürürken işinden dolayı hissettiği ‘gurur’ ve ‘başarı’ duygusunu hiç unutmak istemiyor.
Ve FÜG oyunu seçimlerle, duygu ve düşüncelerle başlıyor.
Yasemin Sakallıoğlu füg yaşayan bir birey yerine geçiyor. Yeni yaşamında seçebileceği iki farklı hayat var:
Paris’te bir metro istasyonunda evsiz bir birey olmak mı yoksa Hindistan’da herkesin taptığı bir Hindu olmak mı?
Kendisi her iki seçeneğe çok sıcak bakmasa da Paris’te evsiz olmayı seçiyor. Önünde var olan zarfı açarak aslında yer aldığı hayatın ne kadar kötü olduğunu fark ediyor. Boynunda asla çıkarmadığı kolyesinin ise ona ‘geçmişe gidecek yolda kopya’ olacağını belirtiyor.
Silahlı Adam, Kolye ve Yaşlı Kadın Sarmalı
Silahlı bir adam yeni hayatında kolyesini zorla istiyor. Sakallıoğlu bu sırada kolyeyi vermek değil, kaçmayı tercih ediyor ve hızla koşuyor. Yolun sonunda bahçeli bir ev kapısı görüp içeri dalıyor.
Girdiği evde yaşlı bir kadın masada yemeğini yiyor. Artık hem kendisinin hem de kadının tehlikede olduğunu düşünüp üzülse de polisler gelip kurtarıyor. Aralarında geçen diyalog sonrası karar vermesi gereken bir ayrım geliyor:
Yaşlı kadının yanında kalıp kaybettiği kızının yerini doldurmak mı yoksa polislerle gidip bir merkeze yerleşmek mi?
Yasemin Sakallıoğlu başkasının hayatını yaşamak değil, kendi hayatının başrolünde olmak ve bir başkasının eksikliğini kendi olup dolduramayacağı için polislerle gitmeye karar veriyor.
Bu andan itibaren hikaye, seçenekler ve duygu yoğunluklu bir ilerleme başlıyor. Programın devamı için videodan izleyebilirsiniz: