Kendisine ait YouTube kanalında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik kullandığı ifadeler nedeniyle tutuklanan ve 4 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırılan gazeteci Fatih Altaylı hakkında gerekçeli karar açıklandı. Gerekçeli kararda, Altaylı’nın sözlerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın suikaste kurban gidebileceği ya da öldürülebileceği yönünde tehdit içerdiği ve düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği belirtildi.
Gazeteci Fatih Altaylı hakkında, 20 Haziran’da kendi YouTube kanalında yaptığı yayın nedeniyle soruşturma başlatılmış, Altaylı soruşturma kapsamında tutuklanmıştı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Temmuz ayında hazırlanan iddianamede, Altaylı’nın “Cumhurbaşkanını tehdit” suçundan 5 yıldan az olmamak üzere hapis cezası ile cezalandırılması talep edilmişti.
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 26 Kasım’da görülen karar duruşmasında Altaylı, “Cumhurbaşkanını tehdit” suçundan 4 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırılmış, adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağı gerekçesiyle tutukluluk halinin devamına karar verilmişti.
Mahkeme tarafından açıklanan gerekçeli kararda, Altaylı’nın yayında kullandığı ifadelerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın suikaste uğrayabileceği ya da öldürülebileceği yönünde tehdit niteliği taşıdığı vurgulandı. Söz konusu ifadelerin basın ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği kaydedildi.
Gerekçeli kararda, sanığın videoyu YouTube üzerinden herkese açık şekilde paylaştığı, kanalın bir milyondan fazla abonesinin bulunduğu ve videonun yüz binlerce kez izlendiği belirtildi. Bu durumun ifadelerin etkisini artırdığına dikkat çekildi.
Mahkeme, Altaylı’nın söylemlerinin nefret, ayrımcılık, düşmanlık ve şiddete teşvik edici nitelik taşıdığı kanaatine vararak, basın ve ifade özgürlüğü kapsamında kalmadığını değerlendirdi.
Kararda, sanığın “Cumhurbaşkanına yönelik tehdit” suçundan verilen cezanın Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddeleri uyarınca artırıldığı, cezanın sanığın geleceği üzerindeki etkisi dikkate alınarak indirim yapıldığı ve sonuç olarak 4 yıl 2 ay hapis cezasına hükmedildiği belirtildi. Sanığın gözaltı ve tutuklulukta geçirdiği sürelerin cezadan mahsup edilmesine de karar verildi.
Ayrıca, verilen ceza miktarı dikkate alındığında sanık hakkında kaçma şüphesinin bulunduğu, bu nedenle adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağı ve tutukluluğun devamının ölçülü olduğu gerekçeli kararda yer aldı.