Kuyumculukla Tanışma ve Kapalıçarşı Yılları
1960’lı yıllarda Mardin’de kuyumculuk yapan bir ailenin ferdi olarak dünyaya gelen Emil Güzeliş, kuyumculukla henüz 7 yaşında babasının yanında çalışarak tanıştı. Babasının telkâri ustası olduğu atölyede yaz tatillerini geçirirken bu mesleğe olan ilgisini ve yeteneğini geliştirdi.
Lise eğitiminin ardından İstanbul’a yerleşen Güzeliş, kariyerine Kapalıçarşı’da başladı. 1987 yılında Eminönü’nde Emil Kuyumcusu adıyla ilk mağazasını açarak perakende sektöründe deneyim kazandı. Bu süreçte pırlanta alanına yönelmeye karar verdi ve Türkiye’de henüz yeterince tanınmayan bu değerli taşın öncülerinden biri olmayı hedefledi.
Zen Pırlanta’nın Doğuşu
2000 yılında, pırlanta alanında bir dünya markası yaratma hedefiyle Zen Pırlanta’yı kuran Emil Güzeliş, 10 kişilik bir atölyede üretime başladı. Altın işindeki aile geleneğinden farklı bir yol seçen Güzeliş, pırlanta üretimi, pazarlaması ve ihracatıyla sektörde yeni bir sayfa açtı.
Zen Pırlanta, bugün 58 mağazasıyla Türkiye’nin en büyük pırlanta zinciri konumunda. Ayrıca, Ortadoğu’nun en büyük mücevher üretim kapasitesine sahip. Güzeliş’in liderliğindeki Zen Pırlanta, Kuveyt, Katar ve Dubai gibi Ortadoğu ülkelerinde, Kuzey Kıbrıs’ta ve son olarak Almanya pazarında önemli bir yere sahip. Amerika’ya ise toptan satış gerçekleştiriyor.
Pırlanta Akademisi ve Sektöre Katkıları
Emil Güzeliş, pırlanta sektöründe eğitimli iş gücünün önemini fark ederek, Türkiye’deki ilk Pırlanta Akademisi’ni kurdu. Dokuz Eylül Üniversitesi iş birliğiyle hayata geçirilen bu akademide, 3000’den fazla sektör çalışanına değerli taşlar ve pırlanta konusunda eğitimler verildi. Bu girişim, hem Türkiye’de mücevher sektörünün kalitesini artırdı hem de Güzeliş’in sektördeki liderliğini pekiştirdi.
Ayrıca, İstanbul Değerli Maden ve Metalciler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi olarak aktif görev alan Güzeliş, sektördeki gelişmeleri desteklemek için çalışmalar yürütüyor.
Zen Pırlanta: Bir Markanın Felsefesi
Zen ismi, Farsça’da "kadın", Hindistan’da ise "kendine giden yol" anlamına geliyor. Bu isim, Zen Pırlanta’nın hem kadınlara yönelik estetik anlayışını hem de yenilikçi vizyonunu temsil ediyor. Emil Güzeliş, Zen Pırlanta’yı sadece Türkiye’de değil, global pazarlarda da bir lider marka haline getirme vizyonuyla hareket ediyor.
Zen Pırlanta, üreten, pazarlayan ve ihraç eden bir marka olarak, sektördeki liderliğini sürdürüyor. Güzeliş’in bu başarıyı sağlayan yönetim anlayışı, kaliteyi ve inovasyonu önceliklendiren bir felsefeye dayanıyor.
Aile Hayatı ve Ortak Başarı
Emil Güzeliş, iş hayatındaki başarısını güçlü bir aile desteğiyle sürdürüyor. Eşi Şükran Güzeliş, televizyon gazeteciliği alanında eğitim aldıktan sonra Zen Pırlanta’da Yönetim Kurulu Üyesi olarak çalışmaya başladı. Şirketin iletişim departmanını yöneten Şükran Güzeliş, markanın tanıtımı ve pazarlama stratejilerinde önemli bir rol oynuyor.
Çiftin iki oğlu, Emil Ata ve İlyas, Güzeliş ailesinin iş hayatındaki yeni nesil temsilcileri olarak dikkat çekiyor.
Bir Vizyoner Olarak Emil Güzeliş
Emil Güzeliş’in kariyerinde öne çıkan en önemli özelliklerden biri, geleneksel kuyumculuktan modern pırlanta sektörüne yaptığı dönüşüm. Güzeliş, yalnızca bir iş insanı değil, aynı zamanda sektörde eğitime ve inovasyona verdiği önemle bilinen bir lider.
Kapalıçarşı’nın dar sokaklarından başlayan kariyerini, Avrupa ve Ortadoğu pazarlarına yayılan bir başarı öyküsüne dönüştüren Emil Güzeliş, Türk mücevher sektörünün modern yüzü olarak kabul ediliyor.
Sektöre İlham Veren Bir Lider
Emil Güzeliş, Zen Pırlanta ile yalnızca bir marka yaratmakla kalmadı; aynı zamanda pırlanta sektöründe yenilikçi bir yaklaşımın öncüsü oldu. Gelenekten geleceğe uzanan bu başarı hikayesi, Türk iş dünyasında hem ilham verici bir örnek hem de sürdürülebilir başarının bir kanıtı.