Bugün, uzun bir düşünme ve değerlendirme sürecinin ardından, Cumhuriyet Halk Partisi’ne katılma kararımı kamuoyu ile paylaşmak istiyorum. Ülkemiz son yıllarda büyük bir dönüşümden geçiyor. Ancak bu dönüşüm, ne yazık ki toplumsal huzurumuzu ve ekonomik dengemizi zedeleyen, halkı birbirine yabancılaştıran bir şekilde gerçekleşiyor. İnsan hakları, adalet ve eşitlik gibi temel değerler birer söz olmaktan çıkıp, günlük yaşamda herkesin hissedebileceği, somut adımlarla hayata geçirilmesi gereken prensiplere dönüşmelidir.
Fakat maalesef son yıllarda bazı güçler, bu değerleri kendi çıkarları doğrultusunda çarpıtarak toplumun geneline dayatmaya çalışıyor. Benim için her zaman ön planda olan, halkımızın refahı, özgürlüğü ve eşitliğidir. Bu değerlere olan bağlılığım, beni daha büyük bir platformda, daha güçlü bir şekilde topluma hizmet etmeye yönlendirdi. Memleket Partisi'ndeki süreç, bana önemli bir deneyim kazandırdı.
Ancak toplumun sorunlarına daha etkin çözümler üretebilmek, daha geniş kitlelere ulaşabilmek adına, Cumhuriyet Halk Partisi'nin vizyonunun ve halk odaklı siyaset anlayışının, benim için doğru bir yol olduğuna karar verdim. Bazı kesimler, halkın içinden gelen ve halkla özdeşleşmiş değerleri savunmanın, "güçlü olmayı" engellediğini iddia ediyor. Ancak güçlü olmak, halkın desteğiyle, toplumun her kesimine eşit mesafede durarak yapılır.
Cumhuriyet Halk Partisi yıllardır sosyal demokrasi ilkeleriyle, özgürlük ve adalet mücadelesini en yüksek sesle savunan bir partidir. Ben de bu partinin bir parçası olarak, bu değerleri daha geniş kitlelere taşımak için mücadele edeceğim. Psikolog kimliğimle, toplumun ruh halini, bireylerin yaşadığı zorlukları yıllardır yakından gözlemledim. Her gün, ülkenin dört bir yanından gelen acılarla, hayal kırıklıklarıyla ve umutsuzlukla karşılaşıyorum. CHP'nin ilkeleri, halkı önemseyen, insan haklarına saygılı ve eşitlikçi bir siyaseti savunduğu için, bu partide daha etkin bir şekilde halkımıza hizmet etmenin yolu olarak önüme çıkmıştır. Bu geçişi bir fırsat olarak değil, bir sorumluluk olarak görüyorum.
Birçok kesim, geçmişin ve geçmişteki yanlışların üstünü örtme çabasında olabilir. Ancak bizler, geçmişin acılarına bakarak, bu halkın daha adil bir gelecek hakkı olduğuna olan inancımızla hareket edeceğiz. Sözlerimi, bu kararımın sadece benim değil, hepimizin geleceği için atılmış bir adım olduğuna olan inancımla bitiriyorum. Cumhuriyet Halk Partisi’nin değerli üyeleriyle, halkımızla daha güçlü bir Türkiye için el birliğiyle çalışacağımıza olan inancım tamdır.
