Eskişehir Haber Eskişehir Siyaset Haberleri Nihat Çelik: “Bir Telefon İçin 2 Tır Patates Satmak Gerekiyor”

Nihat Çelik: “Bir Telefon İçin 2 Tır Patates Satmak Gerekiyor”

Saadet Partisi Odunpazarı İlçe Eğitim Başkanı Nihat Çelik, ekonomik sıkıntılara dikkat çekerek “Bir telefon için 2 tır patates satılıyor” dedi.

Haberleri

Saadet Partisi Odunpazarı İlçe Eğitim Başkanı Nihat Çelik, partisinin ilçe binasında yaptığı açıklamada hem ekonomik sıkıntılara hem de ülke gündemine değindi. Çelik, konuşmasında Filistin’de yaşanan olaylardan Türkiye’deki hayat pahalılığına kadar birçok konuya dikkat çekti.

GÖZLER GAZZE’DE, GÜNDEM TÜRKİYE’DE


Nihat Çelik, konuşmasının başında Filistin konusuna değinerek, “Filistin davasını savunmaya devam edeceğiz. Gözümüz, gönlümüz Gazze’de olsa da ülkemize dönen kıymetli vekillerimizden Allah razı olsun. Soykırımcı İsrail’in ne kadar korkak olduklarını hem gördüler hem de bizlere gördüklerini anlattılar. Özgür Filistin’e yakında kavuşacağımıza dair inancımız, bugün tek tesellimiz, yarın içinse en güçlü umutlarımızdandır” dedi.

Ardından Türkiye’deki ekonomik tabloyu değerlendiren Çelik, açlık sınırının eylül ayında 28 bin liraya yükseldiğini hatırlattı. “Cumhuriyet tarihimizde ilk kez açlık sınırı ile asgari ücret arasındaki fark bu kadar açıldı” diyen Çelik, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in enflasyon açıklamalarına da değindi. “Geçtiğimiz haftalarda Sayın Bakan Şimşek yine bizi şaşırtmadı. Eylül ayında yükselen enflasyon için ziraî don ve volkanik patlama açıklaması yaptı. Aslında denklemi çok basit: Enflasyon düşerse ‘program başarısı’, yükselirse ‘takvimsel ve iklimsel olaylar’ deniyor” ifadelerini kullandı.

“BİR TELEFON 2 TIR PATATES EDİYOR”


Nihat Çelik, vatandaşın yaşadığı ekonomik zorlukları örneklerle anlattı: “Bugün bir çiftçimiz, son model bir telefon alabilmek için tam 20 ton domates satmak zorunda. Yine son model bir telefon alabilmek için 50 ton, yani iki tır patates satmak gerekiyor. Bir telefon 2 tır patates ediyor. Bu ülkede asgari ücretli bir genç, evlenebilmek için 45 ay yemeden içmeden çalışmak zorunda. Emekli maaşıyla ise ne kira ödenebiliyor ne dolap doldurulabiliyor ne de memlekete gidilebiliyor.”

Vergi adaletsizliğine de dikkat çeken Çelik, “Türkiye’nin vergi gelirinin yüzde 85’ini dar gelirliler ödüyor. Vergiyi çiftçiler, asgari ücretliler, emekliler ödüyor. Holdingler ve finans kuruluşlarıysa her 100 liralık verginin sadece 15 lirasını veriyor. İşte Türkiye gerçeği. Bir tarafta alın teriyle geçinen milyonlar, diğer tarafta parasına para katan azınlıklar” dedi.

Çelik, konuşmasının devamında adil bir ekonomik düzen çağrısı yaptı. “Biz bu bozuk düzeni değiştirmek için çalışıyoruz. İnşallah adil bir düzenle bunu başaracağız. Bu cennet vatanın, bunu başaracak kaynakları var. Yeter ki bu kaynaklar yerinde kullanılsın, samimi bir iktidar iş başına gelsin. Yeter ki gerçek Milli Görüş iktidar olsun” diye konuştu.

Sokaklarda oluşan yasa dışı kazanç düzenine de değinen Çelik, “Adil bir ekonomik düzen kurmadığınız için sokaklar kendi düzenini kurdu. Yasa dışı kumar ağları, kolay para tuzakları gençler için cazip hale geldi. Bu durum artık bir ‘yeraltı istihdam ofisi’ gibi çalışıyor. Biz bu düzeni ortadan kaldırıp ülkeyi ‘yerüstü istihdam cennetine’ dönüştüreceğiz” ifadelerini kullandı.

Son olarak Türkiye genelinde yürütülen saha çalışmalarına değinen Çelik, “Hakikat artık çarşıda, pazarda, market raflarında. İnsanlarımız yeni bir adres arayışında. Biz her ay Türkiye’nin dört bir yanında yaptığımız ziyaretlerde bunu görüyoruz. Milletimiz değişim, gelişim ve umut istiyor. Biz bu umudun adresi olarak Saadet Partisi’ni inşa ediyoruz” dedi.

Çelik, sözlerini şöyle tamamladı: “Yarınların huzuru, adaleti, refahı ve barışı için bir davamız var. Burada şahsi çıkarlar için değil, memleketin selameti için bir araya gelenler var. Kapımız, gönlümüz herkese açık. Tüm kardeşlerimizi birlikte düşünmeye, üretmeye ve adil bir Türkiye’yi inşa etmeye davet ediyorum. Saadet Partimizi büyüterek milletimizle birlikte iktidara yürüyeceğiz.”

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *