Küçük tansiyon neden düşer sorusunun yanıtı; stres, anksiyete, aşırı egzersiz yapmak, kalp rahatsızlıkları ve ilaç kullanımı, şeklinde verilebilir. Bu nedenler, herkeste aynı etkiyi göstermemesine karşın küçük tansiyonun düşmesinin en önemli sebepleri olarak kabul edilir.
Tansiyon, atardamar duvarlarına kanın uyguladığı basınca verilen isimdir. Bu basınç iki farklı değerle ölçülür ve kişilerin kan basıncı hakkında fikir verir. Büyük tansiyon (sistolik), kalbin kasıldığı anda atardamarlarda oluşan kan basıncı iken, küçük tansiyon (diyastolik) ise kalbin gevşediği sırada oluşan kan basıncıdır. Sistolik tansiyonun normal değerleri 100-130 mmHg iken, düşük tansiyonun normal değeri ise 60-80 mmHg şeklindedir.
Küçük tansiyon; kalbin gevşemesi sırasında atardamarların duvarlarında oluşan basınçtır. Ölçümlerde ikinci değer olarak görülen bu basınç, sağlıklı insanlarda 60-80 mmHg arasındadır. Bu değerin belirtilen aralığın altında veya üzerinde olması, bir rahatsızlık olarak kabul edilir ve hızlı şekilde normal değerlere gelmesi için gerekli tedavi uygulanır.
Bu değer ile kalbin dinlenme evresi, damar direnci ve genel dolaşım sağlığı hakkında bilgi edinilir. Bunların haricinde ise özellikle yaşlılarda kardiyovasküler rahatsızlıklar, böbrek hastalıkları ve damar sertleşmesi hakkında da önemli bir işaret olarak kabul edilir. Bundan dolayı yaşlılarda küçük tansiyon neden düşer sorusunun önemi daha fazladır.
Tansiyon, atardamarlara yapılan kan basıncıdır. Bu basınç, kalbin kasıldığı ve gevşediği süreçte ölçülür ve iki farklı değer belirlenir. Sağlıklı insanlarda bu değer 11/7, 12/7, 10/7, 10/6 ve 11/6 gibi değerlerde olur. Yani büyük tansiyon 13 ile 10 arasında, küçük tansiyon ise 6 ile 8 arasındadır. Kan basıncının bu değerlerin altında olması, düşük tansiyon (hipotansiyon) olarak isimlendirilir. Küçük tansiyon 4 olduğunda söz konusu durumdan bahsedilebilir. Küçük tansiyon 5 olduğunda da kan basıncı düşük kabul edilir.
Düşük tansiyonun belirtileri kişiden kişiye göre farklılık gösterir. Ancak genel itibariyle tansiyon düşüklüğü olan kişilerde, aşağıda yer alan belirtiler görülür:
Belirtiler |
Açıklama |
Baş Dönmesi |
Hızlı hareketlerde ve ani kalkışlarda baş dönmesi görülür. |
Bayılma |
Kan basıncının çok hızlı bir şekilde düşmesi, beyne yeterli kan gitmesini engeller ve buna bağlı olarak bayılma (senkop) meydana gelir. |
Bulantı |
Düşük tansiyonu olan kişilerde görülen bir diğer belirti mide bulantısıdır. |
Bulanık Görme |
Söz konusu rahatsızlığa bağlı olarak bulanık görme veya çift görme gibi bozukluklar kısa süreli ortaya çıkabilir. |
Yorgunluk |
Bu kişilerde belirgin bir halsizlik ve yorgunluk vardır. |
Odaklanamama |
Beyne yeterli seviyede kan ve dolayısıyla da oksijen gitmediğinde mental fonksiyonlarda yavaşlama görülür. Buna bağlı olarak odaklanma ve konsantrasyon sorunları ortaya çıkar. |
Söz konusu belirtiler son derece ciddidir ve hastalara hızlı şekilde gerekli tıbbi müdahalelerin yapılması gerekir.
Küçük tansiyon neden düşer sorusunun farklı yanıtları vardır. Disyastolik kan basıncı olarak da isimlendirilen bu kavram, kalp gevşediğinde ölçülür. Küçük tansiyon düşüklüğüne neden olan hususlar şu şekildedir:
Bunların haricinde sinir sistemi hastalıkları, yaşam tarzı değişiklikleri ve iç hastalıkları da bazı kişiler için küçük tansiyon neden düşer sorusunun yanıtıdır. Yemek yedikten sonra düşen tansiyonun nedeni ise kan basıncını düşüren gıdaların etkisidir.
Küçük tansiyon neden düşer sorusunun bir diğer önemli yanıtı, tüketilen bazı gıdaların etkisidir. Bu gıdaların normal tüketimi çoğunlukla olumsuz bir etki yapmazken, aşırı tüketimi bazı kişilerde tansiyonun düşmesine yol açabilir. Söz konusu besinler aşağıdaki gibidir:
Limon, portakal ve greyfurt içerdiği yüksek orandaki potasyum ile dikkat çeker. Bu gıdalar ile alınan potasyum, sodyum dengesini düzenler ve tansiyonun düşmesini sağlar. Hipertansiyon hastalarının bu gıdaları sık sık tüketmesi tavsiye edilir. Ancak greyfurtun ilaçlarla etkileşime girme olasılığı çok yüksektir. Bu nedenle greyfurt tüketimine dikkat edilmelidir.
Brokoli, pazı ve ıspanak gibi yeşil yapraklara sahip bitkiler, magnezyum ve potasyum açısından zengindir. Söz konusu bitkiler, kan basıncını dengeleme konusunda etkilidir.
Kakao içerisinde bulunan flavonoidler, kan damarlarının genişlemesine neden olur. Böylece kan basıncı düşer. Bitter çikolatanın bu etkiyi yaptığı bilinmektedir. Düşük tansiyon neden düşer sorusunun yanıtları içerisinde de flavonoid içeriğe sahip gıdalar önemli bir yer tutar.
Karpuz, yüksek su içeriğine sahip besinlerdendir. Dehidrasyon kaynaklı olarak düşen tansiyonun dengelenmesinde önemli bir role sahiptir. Yüksek kan basıncını dengeleme etkisi vardır.
Kan akışını düzenleyen sarımsak, damarların genişlemesini sağlayarak yüksek tansiyona iyi gelir.
Kereviz içerisinde bulunan ftalidler, kan basıncının düşmesini sağlar.
Buradaki gıdalar, kesinlikle yüksek tansiyon durumunda uygulanacak tıbbi tedaviler değildir. Yüksek tansiyon, kalp krizi gibi çok ciddi riskleri içerir. Bu yüzden hastaların hızlı şekilde en yakın sağlık kuruluşuna başvurmaları gerekir.
Küçük tansiyon neden düşer sorusu, aynı zamanda tıbbi bir tedaviyi de gerektirir. Zira kan basıncının hızlı bir şekilde düşmesi, ölüm de dahil olmak üzere çok ciddi problemlere neden olabilir. Tedavi, sorunun arkasında yatan nedene ve şiddetine bağlı olarak farklılık gösterir. Acil müdahale edilmesi gereken durumlarda hastalara ilaç verilir.
Küçük tansiyon neden düşer sorusu kadar merak edilen bu konu, insan sağlığı için son derece kritiktir. Küçük tansiyonun 40 mmHg seviyesinin altına düşmesi, insan yaşamını tehdit eden bir durumdur. Benzer durum, büyük tansiyonun 70 mmHg seviyesinin altına düşmesi için de geçerlidir.
Küçük tansiyon neden düşer konusu ile ilgili sık sorulan sorular ve bunların yanıtları aşağıda yer almaktadır.
İlk olarak hastanın bilincinin açık tutulması ve daha sonra en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması gerekir. Zira tansiyon düşüklüğü, insan yaşamı için ciddi bir risktir.
Küçük tansiyonun 50 mmHg seviyesinin altına düşmesi tehlikelidir.
Baş dönmesi, mide bulantısı ve göz kararması başlıca belirtilerdir.
Farklı rahatsızlıklar, hormon değişiklikleri, ani kan kaybı ve yeteri kadar sıvı alınmaması, en önemli nedenlerdir.