TMMOB Eskişehir İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Salih Eğerci, 6 Şubat Depremleri’nin 11 ili etkileyerek büyük yıkımlara ve kayıplara neden olduğunu belirterek, resmi verilere göre 53 bin 537 kişinin hayatını kaybettiğini, 39 bin 441 binanın deprem anında yıkıldığını, 271 bin 892 binanın ise hasar nedeniyle kullanılamaz hale geldiğini hatırlattı. Eğerci, “Aradan geçen 2 yıla rağmen, depremde yaşanan kayıplara ve yıkımlara ilişkin birçok veri hala açıklanmamıştır” dedi.
“Depreme Hazırlık Yetersiz Kaldı”
Eğerci, afetlere yönelik merkezi yönetimlerin hazırlıklarının yetersiz olduğunu ve yerel yönetimlerin çabalarının etkisiz bırakıldığını belirtti. Deprem anında yeterli ekipman ve cihazların afet bölgelerine ulaştırılamadığını ve koordinasyon eksikliğinin büyük bir sorun olduğunu vurguladı.
Bu süreçte TMMOB ve bağlı odaların büyük çabalar harcadığını söyleyen Eğerci, 2 yılın sonunda hala aynı sorunlarla boğuşulduğunu ve bu durumun siyasi iktidarın depremi önleyici tedbirler almamasından kaynaklandığını ifade etti. Eğerci, “Deprem bölgesindeki insanlar eğitim, sağlık, barınma ve beslenme gibi temel haklardan mahrum kalmaya devam ediyor” dedi.
“Deprem Sonrası Kaderine Terk Edilen Vatandaşlar”
Depremzedelerin ağır kış koşullarında geçici barınma alanlarında veya hasarlı evlerin önüne kurulan çadırlarda yaşam mücadelesi verdiğini belirten Eğerci, “Sadece yıkılan illerimiz değil, koca bir ülke olarak hala enkaz altındayız. Üstelik bu enkazın altında devletin mekanizmaları ve kurumları da kalmıştır” dedi.
Siyasi iktidarın sürecin sorumluluğunu üstlenmek yerine eksiklikleri gizlemeye çalıştığını vurgulayan Eğerci, afetlerin felakete dönüşmesinin ardındaki temel nedenin rant ve piyasacı politikalar olduğunu belirtti. “Sermayenin kar hırsını insan yaşamının önünde tutan bu anlayışla depremlerden önce de sonrasında da gereken tedbirler alınamıyor” dedi.
“Bilimin ve Tekniğin Yol Göstericiliğinde Yeni Bir Model Şart”
Eğerci, TMMOB olarak her fırsatta şehirlerin yalnızca fiziksel olarak yeniden inşa edilmesinin yeterli olmadığını dile getirdiklerini söyledi. Sosyal ve kültürel dokunun korunması, halkın yaşam kalitesini artıracak dayanıklı ve güvenli alanların oluşturulması gerektiğini vurguladı.
Eğerci, TMMOB raporlarının ve önerilerinin dikkate alınmadığını belirterek, “Mühendislik ve mimarlık hizmetleri bir prosedür haline getirilseydi, bu acıların boyutu çok daha düşük olurdu” dedi.
“Yeni Bir Yapı Denetimi ve Risk Yönetimi Sistemi Gerekli”
Deprem risklerinin azaltılması için çağdaş bir “risk yönetimi” sistemi kurulması gerektiğini söyleyen Eğerci, yapı denetimi sisteminin TMMOB ve ilgili meslek odalarının etkin katılımıyla kamusal bir anlayışla yeniden düzenlenmesi gerektiğini vurguladı.
Son olarak Eğerci, “Depremlerde can kayıplarını önlemenin tek yolu, bilimsel ve teknik doğrular ışığında, kamucu bir yaklaşımla mühendislik ve mimarlık hizmetlerinin uygulanmasıdır” dedi. Ülkemizin bu büyük acıları hak etmediğini belirten Eğerci, “Türkiye’nin yıllar içinde enkaz altında kalmaması için bilimin, tekniğin ve doğanın sesine kulak verilmelidir” diyerek sözlerini tamamladı.
