Türkiye’de en fazla görülen üç Şap suşuna karşı geliştirilen aşıların bu yıl değişen suş nedeniyle yetersiz kaldığını belirten Kızılinler, hastalığın Doğu ve Güneydoğu’dan başlayarak Batı illerine kadar yayıldığını ifade etti. “Tepebaşı bölgesinde Beyazaltın, Gündüzler, Yakakayı, Kızılcaören, Çukurhisar, Karagözler, Turgutlar ve Alpu’da ciddi düzeyde enfeksiyon var” diyen Kızılinler, hastalığın hem fiziksel hem ekonomik açıdan büyük zararlara yol açtığını vurguladı.

Aşının uygulama süreciyle ilgili sorunlara dikkat çeken Kızılinler, “Temmuz ayında yeni suş izole edildi, ağustosta aşı uygulanmaya başlandı. Ancak bugün gelinen noktada hastalık, sanki hiç aşı yapılmamış gibi ilerliyor. Bu durumun ciddi biçimde incelenmesi gerekiyor” dedi.
“Veteriner Genel Müdürlüğü yeniden açılmalı”
Kızılinler, 1980’lerde kapatılan Veteriner Genel Müdürlüğü’nün yeniden kurulması gerektiğini belirtti. Ankara’daki Şap Enstitüsü’nün önemine değinen Kızılinler, “Orada çalışan uzmanlar çok değerli, ancak mevcut yapıyla bu hastalıkla mücadele edilemiyor. Aşının ikinci dozunun 21 gün sonra yapılması gerekirken bu uygulama eksik kalıyor” ifadelerini kullandı.
Hastalığın köylerde hızla yayıldığını ve bazı yerlerde ölümlerin başladığını belirten Kızılinler, “Vatandaşlar biyogüvenlik önlemlerine dikkat etmeli. Görünen o ki hastalık yıl boyunca devam edecek” dedi.
“Hayvan hareketleri gevşetilince salgın arttı”
Hayvan hareketlerinin kontrolsüzlüğünün salgının yayılmasında etkili olduğunu vurgulayan Kızılinler, “Kurban Bayramı öncesi kısıtlamalar gevşetildi, ardından hastalık hızla arttı. Avrupa’da bu durumlarda itlaf bile yapılabiliyor, bizde ise ekonomik nedenlerle bu önlem alınamıyor” diye konuştu.
Kızılinler, geçtiğimiz hafta hayvan pazarının açılmasının “hastalığın doğal seyrine bırakıldığı” anlamına geldiğini savundu. “Devlet artık sürü bağışıklığına yöneldi gibi görünüyor. Bu resmi açıklama değil ama sahadaki tablo bunu gösteriyor” dedi.
Son olarak Tarım Bakanlığı’na çağrıda bulunan Kızılinler, “Eğer aşılama ya da denetim sürecinde bir zafiyet varsa, bunun sorumluluğu alınmalı. Çünkü köylüler çok zor durumda. Hayvanlar hastalıklı, süt verimi düştü, ekonomik kayıplar ağır. Bu durum mutlaka yeniden değerlendirilmelidir” ifadelerini kullandı.