İYİ Parti Eskişehir İl Başkanı Serdar Ulucan, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik kriz ve adalet sistemine dair yaptığı açıklamalarda dikkat çeken mesajlar verdi. Ulucan, Türkiye’nin tarihi bir süreçten geçtiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Ülke olarak ileriki günlerimizde çok konuşacağımız tarihi bir süreçten geçmektedir. Tarihin en ağır ekonomik krizini yaşanan ülkemizde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yönetenler, emeklinin durumunu düzeltmek, işçinin yüzünü güldürmek, işsizlere iş bulmak, milletin efendisi köylümüzün tarım ve hayvancılık üzerine çalışmalarını desteklemek ve bu gibi durumlarda ki yanlışlıkları düzeltmek yerine, kendi taht ve saraylarını kurtarma yoluna gitmişlerdir.
İktidar sahipleri tahtını korumak için bir yandan bölücü teröristlerle pazarlık masalarında buluşmakta, bir yandan da bu durumlara tepki gösteren muhalefeti tutuklamaya başlamıştır. İki ay önce bir siyasi parti liderini sebep göstermeden, Silivri zindanlarına tutsak eden Saray zihniyeti, şimdi de milletin oylarıyla seçilmiş, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nı Silivri zindanlarına atmak istemektedir. Adaleti yere bir edenler, şimdi adalete saygı gösterilmesini istemektedir.
Biz İYİ Parti olarak elbette adalete saygı duyuyoruz. Ama bizim saygı duyduğumuz adalet Hazreti Ömer’in adaletidir, Saray’ın keyfi ve sözde olan adaleti değil. ‘Devletin dini madem adalettir, bu ülkeyi yönettiğini zannedenlere bu mübarek ayda sesleniyorum; adaletle hükmedin, adaletle yönetin; aksi takdirde hem ülkemize hem de inançlarınıza ihanet edersiniz…’”
Ulucan, yaşanan süreci geçmişteki Ergenekon ve Balyoz davalarına benzeterek şu değerlendirmelerde bulundu:
“Yaşadığımız süreç, her haliyle AKP’nin FETÖ terör örgütüyle iş birliği içerisinde yürüttüğü Ergenekon ve Balyoz süreçlerini hatırlatmaktadır. Yine keyfi tutuklamalar, yine ne olduğu belli olmayan gizli tanıklarla karşı karşıyayız. Bu ülkede PKK’lı bir teröristin gizli tanıklığıyla, dönemin Genelkurmay Başkanı’nın Silivri zindanlarına atıldığı hâlâ hafızalarımızda yerini korumaktadır. O günleri aratmayan şimdi yine benzer bir tiyatroyla karşı karşıyayız.”
Toplantı ve gösteri yürüyüşleri konusuna da değinen Ulucan, anayasal haklara vurgu yaparak şunları söyledi:
“Değerli Eskişehirliler, Anayasamızın 34’üncü maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkes, önceden izin almadan, silahsız, saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. Ancak yine geçmişten, özellikle de Gezi olaylarından hatırlıyoruz ki, barışçıl şekilde başlayan gösteriler kontrolden çıkabilmekte ve belli bölücü, provokatif mihrakların eline bırakılmaktadır. O günleri yine aziz Türk milleti olarak hep birlikte yaşadık, bugün ise geçmişimizden tecrübe alarak bu ceberut iktidara karşı gösterilen protestolarda kanun ve hukuk çerçevesinde sergilenecek tavırlarımız için çok önemlidir. Halkı sokağa davet edenler, toplumsal gösterilerin kontrolden çıkması durumunun sorumluluğunu da alabileceklerini unutmamalılar.
Bizler hukuku ve adaleti üstün sayarak Türkiye’de sokakların ateşe verilmesini, dükkânların yağmalanmasını ve polisimize saldırılmasını görmek istemiyoruz. Barışçıl gösterilere elbette itirazımız yok, ancak bu gösterilerin kontrolden çıkma ihtimalini de unutmamak gerekiyor.”
Ulucan, iktidarın muhtemel adımlarına dair de uyarılarda bulundu:
“Peki şimdi ne olacak? İktidarda kalmak için millî iradeyi bile hiçe sayan bu zihniyet, muhtemelen durmayacaktır. Sırada partilerin kapatılması, milletvekillerinin hapse atılması, sivil toplum kuruluşları, hatta özel şirketlere kayyum atanması gibi olaylarla önümüzdeki günlerde karşılaşabiliriz. Muhtemeldir ki Eskişehir’deki belediyelere de kayyum atamak isteyeceklerdir.”
Ulucan, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Önümüzde zorlu bir yol olduğunu unutmayalım. Hem ekonomide hem de siyasette Türk milletini daha kötü günlerin beklediğini gözlemleyebiliyoruz. Türk milleti olarak bu metanetli günlerden omuz omuza, tek yürek olarak devletimizin ilkelerine bağlı kalarak, sabrımızla ve aklımızla aşacağız. Muhtaç olduğumuz kudret, damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.
İYİ Parti olarak korkmuyoruz,
İYİ Parti olarak boyun eğmiyoruz,
İYİ Parti olarak itaat etmiyoruz.
Biz inanıyoruz ki demokrasinin mihenk taşı olan sandık önümüze geldiğinde, İYİ oynayanların değil, İYİ olanların kazanacağı günleri şimdiden görebiliyoruz.”