Candemir, 7 yıldır farklı zamanlarda basın toplantılarında, canlı yayınlarda ve sohbetlerde aynı konuyu dile getirdiklerini belirterek, “Ana arterlerde çok büyük sıkıntımız var, çok geç kaldık. Allah korusun, inşallah herhangi bir depremle şehir olarak karşılaşmayız, çok zor işimiz. Biz bunu söylemekten bıktık, bölge bölge de söyledik. Ne yazık ki Eskişehir’deki yapı stoğunun şehir merkezinde ana arterlerde olan kısmı 2002 öncesinde, 99 depremi öncesinde yapılmış binalar. Balıkesir Sındırgı’daki depremi hepimiz çok fazlasıyla hissettik. Yakın çevremizde olan depremleri de hissediyoruz. Dün de televizyonlarda uzmanların yaptığı araştırmalarda Simav’da bir deprem beklendiği ifade edildi. Her ne kadar bu fay hattı Eskişehir’den geçmese de yine de çok etkileniyoruz. 99 depreminde de bunu gördük, Gölcük’te olan depremden dolayı Eskişehir’de yıkılan binalarımız, kaybettiğimiz canlarımız oldu” dedi.
Deprem meselesini siyasi tartışma veya polemik olarak görmediklerini vurgulayan Candemir, “İnsan hayatından daha önemli hiçbir şey yok. Bizim birinci önceliğimiz insanların hayatına saygı duyabilmek. Bununla alakalı yerel yönetim, genel yönetim, bürokrasi… Daha önce de söylediğimiz gibi kentsel dönüşüm dediğimiz olay sadece belediyelerin baş edebileceği büyüklükte bir olay değil. Burada herkes taşın altına elini koymalı ama öncülüğü yapması gereken yerel yönetimler ortaya kentsel dönüşümle alakalı bir proje koymalı ki herkes burada üzerine düşeni yapmalı. Merkezi hükümeti de AK Parti olsun, biz olalım, diğer partiler de zorlamalıyız ki o desteğin verilmesi konusunda… Ama ne yazık ki bugüne kadar ciddi anlamda kentsel dönüşümle alakalı bir şey görmedik. Bizim için asıl riskli olan bölgeler ana arterler. Buraları bir an önce çözmemiz lazım. Bunlar da gerçekten belediyelerin imkanlarıyla çözülebilecek gibi değil” ifadelerini kullandı.
Eskişehir’in afete hazırlık konusunda geç kaldığını dile getiren Candemir, “İl Başkanı olduğum günden beri yılda 3-5 defa bunu gündeme getiriyoruz, defalarca söylüyoruz. Bunu siyaset üstü bir olay olarak görüyoruz. Ama en son Balıkesir depreminden sonra tartışmalara baktığımızda bunu siyasi polemik gibi algılamaya çalışan arkadaşlar var. Allah korusun yarın öbür gün bir kişinin canına bir şey gelirse hiçbirimiz bunun hesabını veremeyiz, en büyük vebal odur bence” diye konuştu.