Yedek, 12 Ağustos tarihinde Milli Parklar Genel Müdürlüğü ve ilgili müdürlükler önünde basın açıklaması yaptıklarını belirterek, yüzlerce itiraz dilekçesi verdiklerini ifade etti. Açıklamalarında ihalenin iptal edilmesi gerektiğini vurguladıklarını kaydeden Yedek, idarenin geri adım atmaması üzerine dava açtıklarını söyledi.
Eskişehir Barosu’nun daha önce Afyonkarahisar İdare Mahkemesi’nde dava açtığını hatırlatan Yedek, “Eskişehir Barosu’nun açtığı davada, hukuki menfaat yokluğu ve avukatlık mesleğini ilgilendirmediği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verildi. Biz ise hayvanlarımızın parası olan silahların bir meta olarak kullanılmaması için Eskişehir Ekoloji Derneği olarak dava açma girişiminde bulunduk. Ben de dernek yöneticisi ve aynı zamanda vekiliyim.” dedi.
22 Ağustos’ta ihale gerçekleştirildiğini belirten Yedek, öğrenme tarihlerinin 12 Ağustos olduğunu ve açıklamalarını da bu tarihte yaptıklarını söyledi. Kota uygulamasına dikkat çeken Yedek, “Eskişehir’de kızılgeyikler için 29 kota, Anadolu yaban koyunları için 1 kota belirlendi. Diğer illerle karşılaştırıldığında bu kota hiçbir bilimsel veriye dayanmadan yüksek şekilde belirlendi. Örneğin Ankara’da sadece 3 kızılgeyik kotası belirlendi.” ifadelerini kullandı.
Bakanlığın üreme dönemlerinde avlanmaya izin vermesini eleştiren Yedek, “Eylül ortası ve Kasım ortası hayvanların üreme dönemleridir. Bu dönemde vurulmalarına izin veriliyor ama ihale şartnamesinde böyle bir düzenleme yok. Ayrıca hangi yaşta, hangi cinsiyetten bireylerin vurulacağına dair hiçbir bilimsel veri bulunmamaktadır. Bakanlığın kendi envanterinde de bu hayvanların doğada kaç adet yaşadığına dair veri yoktur.” diye konuştu.
Halk arasında hayvanların üretildiği, kulaklarında seri numaraları bulunduğu ve rehber eşliğinde avlandıkları yönünde iddialar bulunduğunu da dile getiren Yedek, bu iddiaları doğrulayan hiçbir resmi veri olmadığını vurguladı. Yedek, “Uluslararası teamüllere göre bu kotalar, 3 yaş üstü sürü kurmamış erkek bireylerden oluşmalıdır. Ancak ihale şartnamesinde bu kriterler de yer almamaktadır. Dolayısıyla bizim için bu mesele artık bir katliam ihalesidir.” dedi.
Açtıkları davada mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı verdiğini belirten Yedek, “Bu karar alınmasaydı, dava süreci devam ederken hayvanlarımız silahla vurulabilirdi. Mahkemenin iddialarımızı yerinde bularak yürütmeyi durdurma kararı vermesi bizim için çok önemliydi.” diye konuştu.
Kararın nihai olmadığını da ifade eden Mert Yedek, şunları söyledi:
“Elbette bu davayı kazanmış değiliz, mücadelemiz devam ediyor. Bu kararın bozulma ihtimali var mı? Evet, var. Karar, davalı idarenin savunması alınmadan ivedilikle verildi. Çünkü eğer savunma beklenseydi hayvanlarımızın silahla öldürülmesi riskiyle karşılaşabilirdik. Mahkeme iddialarımızı yerinde bulduğu için oy birliğiyle karar verdi. Ancak yürütmeyi durdurma kararı nihai bir karar değildir; iptal edilebilir, hatta davayı kaybedebiliriz.”
