Yener Çalışkan açıklamasında, “Türkiye Maden İş Sendikası tarafından alınan ve Ankara, Balıkesir, Eskişehir ile Kütahya’yı kapsayan insanca yaşayabilecek bir ücret için aldıkları grev kararı, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından, ‘milli güvenliği bozucu nitelikte’ olduğu gerekçesiyle 60 gün süreyle erteleme adı altında yasaklanarak, grev hakkı gasp edildi” ifadelerini kullandı.
AKP iktidarının 23 yıldır emekçilerin en temel anayasal hakkı olan grevli toplu sözleşme hakkını sistematik şekilde yok saydığını dile getiren Çalışkan, “Milli güvenlik adı altında grevleri ertelemek veya yasaklamak, anayasanın 54. maddesini hiçe saymak, emekçilerin haklarını sermaye çıkarlarına feda etmektir” dedi.
Bugüne kadar 21 grevin “milli güvenlik”, “ekonomik ve finansal istikrar” gibi gerekçelerle yasaklandığını aktaran Çalışkan, grev yapabilen işçi sayısının 100 bini dahi bulmadığını söyledi. Çalışkan, iktidarın grev hakkını sadece göstermelik veya etkili olamayacak işkollarında kullanılabilecek bir hak olarak gördüğünü belirterek, “Bu tablo, Türkiye’de grev hakkının fiilen yok edildiğinin en acı kanıtıdır” dedi.

Anayasa Mahkemesi kararlarına da atıfta bulunan Çalışkan, milli güvenlik gerekçesiyle yapılan ertelemenin grev hakkının özüne dokunmasının hukuka aykırı olduğunu, bu müdahalenin toplu iş sözleşmesi hakkının özüne dokunduğunu söyledi. “Grev hakkı, Cumhurbaşkanı’nın iki dudağı arasında sıkıştırılamaz, bir ‘lütuf’ değil, anayasal bir haktır!” diye konuştu.
Açıklamasında, AKP iktidarının emekçilerin haklarını gasp ederken, sermaye sınıfına yönelik vergi affı, borç silme ve hazine garantili kâr transferleri gibi uygulamalardan geri durmadığını ifade eden Çalışkan, “Asıl milli güvenlik tehdidi, emekçilerin grev hakkı değil; kamu kaynaklarının yağması, yoksulluğun derinleşmesi, doğa ve yaşam alanlarımızın talanı ve adaletsizliğin tırmanışıdır” dedi.
Kamu emekçileri olarak grevli toplu sözleşme hakkı için yıllardır mücadele ettiklerini hatırlatan Çalışkan, Türkiye Maden İş Sendikası’nın Ankara, Balıkesir, Eskişehir ve Kütahya’daki grevinin yasaklanmasını kınadıklarını belirterek, “Bu yasak, sadece maden işçilerine değil, tüm emekçilere ve haklarına yönelik bir saldırıdır” dedi.
Kamu emekçileri olarak işçilerin insanca yaşayacak ücret taleplerinde tüm fiili ve meşru mücadelelerinde yanlarında olacaklarını ve dayanışma içinde hareket edeceklerini vurgulayan Çalışkan, “Tüm emekçileri, sendikaları, demokratik kitle örgütlerini bu haksız yasaklara karşı ortak mücadeleye davet ediyoruz. Grev hakkını savunmak, hepimizin ortak görevidir” diye konuştu.
Açıklama, “Birleşe birleşe kazanacağız. Yaşasın sınıf dayanışması. Toplu sözleşme hakkımız, grev silahımız” sloganlarıyla sona erdi.