CHP Odunpazarı Belediye Meclis Üyesi Uğur Yıldız, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü aramızdan ayrılışının 87’nci yılında saygı, minnet ve özlemle andı. Yıldız, ekonomideki çöküşe ve toplumsal yoksullaşmaya da dikkat çekerek, “Kriz kalıcı hale geldi, hükümetin tek amacı siyasi varlığını sürdürmek.” dedi.

“Atatürk’ü anmak bu ülkenin geleceğine sahip çıkmaktır”
Uğur Yıldız, dünyaya örnek olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dün düzenlenen törenlerle milyonlarca kişi tarafından anıldığını ifade ederek şunları söyledi:
“Ulu Önderimiz, ebedi ve tek Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü aramızdan ayrılışının 87’nci yılında saygı, minnet ve özlemle anıyorum. Atamızın ilkeleri, devrimleri ve düşünceleri her zaman yolumuza ışık tutmakta, hedeflediğimiz amaca yürürken bizlere rehber olmaktadır. Onun gösterdiği yolda yürüyen bizler, aklın ve bilimin rehberliğinde laik Cumhuriyetimizin değerlerini korumaya ve yüceltmeye devam edeceğiz. Çünkü Atatürk’ü anmak sadece bir görev değil, bu ülkenin geleceğine sahip çıkmaktır. Ancak bugün, Atatürk’ün hedef gösterdiği üretime dayalı, toplumsal kalkınmayı sağlayan ve bağımsız ekonomi anlayışından tamamen uzaklaşılmıştır. Üretimin yerine ithalatı, emeğin yerine faizi, yatırımın yerine borçlanmayı koyan iktidar politikaları, ülkeyi derin bir ekonomik çıkmazın içine sürüklemiştir.”
“Karşılıksız çeklerde korkunç artış yaşanıyor”
Ekonomik tabloya dikkat çeken Yıldız, Eskişehir Ticaret Odası tarafından yayımlanan Eskişehir Ekonomik Göstergeler Raporunu değerlendirdi. Rapora göre karşılıksız çek tutarındaki artışın tehlikeli boyutlara ulaştığını vurgulayan Yıldız, şu bilgileri paylaştı: “2025 Ağustos ayında 93 milyon 794 bin 216 lira olan karşılıksız çek tutarı, 2025 Eylül ayında 194 milyon 414 bin 208 liraya yükseldi. Geçen yılın aynı ayına göre yüzde 100,36, bir önceki aya göre ise yüzde 107,38 oranında artış yaşandı. Parası faizde olanın kafası rahat ama üretim yapan, istihdam sağlayan iş insanları alacaklarının peşinde koşmakta, borçlarını ödemek için çare aramakta ve düşünmekten adeta çıldırmaktadır.”
“Sanayici küçülüyor, finans sektörü büyüyor”
Ekonomideki dengesizliğin toplumsal refahı yok ettiğini belirten Yıldız, “Finans sektörü büyürken, sanayici ve emekçi küçülmektedir. Hükümetin elinde sadece enflasyon rakamlarına endeksli, kağıt üzerinde yürüyen bir ekonomi programı kalmıştır. Oysa bu rakamlar gerçeği yansıtmamakta, gıda fiyatlarında artış durmamakta, halkın cebindeki yangını gizlemeye yaramaktadır.”
Yıldız, Merkez Bankası’nın 2025 yılı için hedeflediği yüzde 5’lik enflasyon oranına rağmen, TÜİK’in açıkladığı yıllık enflasyonun yüzde 32,87, ENAG’ın verilerinin ise yüzde 60 olduğunu hatırlatarak, “Halk artık TÜİK’in rakamlarına inanmamakta, kimse bu rakamlara güvenip plan yapmamaktadır. Gerçekleri gizlemekle ekonomi düzelmez.” ifadelerini kullandı.
“Kriz kalıcı hale geldi”
Ülkenin ciddi bir ekonomik, siyasal ve sosyal kriz içinde olduğuna dikkat çeken Yıldız, “Bu kriz artık geçici değil, kalıcı bir hal almıştır. Hükümetin amacı milletin refahı, huzuru ve mutluluğu değildir; tek hedef, siyasi varlığını sürdürmektir. Alınan kararlar, yapılan uygulamalar bunu açıkça göstermektedir.”
“Meslek örgütleri ve odalar susmamalı”
Ekonomik sorunların çözümü için yalnızca siyasilerin değil, toplumun tüm dinamiklerinin sorumluluk alması gerektiğini belirten Yıldız, şu çağrıda bulundu: “Odalar, borsalar, meslek örgütleri yaşanan sorunlara karşı sessiz kalmamalıdır. Üyelerini ve kamuoyunu tarafsızca bilgilendirmeli, gerçekleri açıklamalı ve çarenin ne olduğunu da cesurca söylemeleri lazımdır. Tarımın, sanayinin, ticaretin ve insanın varlığı için gerekli her şey ekonomidir. Yokluğun ve yoksulluğun arttığı bir ülkede sosyal belediyecilik uygulamalarını eleştirmek yerine, çözüm üretmek için cesaret göstermek gerekir.”
“Demokrasi olmadan ekonomi düzelmez”
Yüksek faiz oranlarının yatırımın önüne geçtiğini, bankaların kar rekorları kırarken üreticinin ve tüketicinin faiz ve komisyon oranları altında ezildiğini ifade eden Yıldız, açıklamasını şu sözlerle tamamladı: “Gerçek kalkınma, ancak adaletin, yargı bağımsızlığının, temel hak ve özgürlüklerin korunmasıyla mümkündür. Anayasa Mahkemesi kararlarının yok sayıldığı, hukukun siyasallaştığı bir ülkede ekonomi düzelmez. Eğer kalıcı bir refah, güven ve huzur istiyorsak; adalete, demokrasiye, emeğe ve Cumhuriyetimizin kurucu değerlerine sahip çıkmak zorundayız.”