Basın açıklamasında konuşan platform temsilcileri, sokak hayvanlarının kentin yaşam alanlarının doğal bir parçası olduğunu vurguladı. Hayvanların yaşam hakkının “bir lütuf değil, doğuştan gelen temel bir hak” olduğu belirtilerek toplatma uygulamalarına karşı çıkıldı.
Hüseyin Karadayı: “Çözüm, yaşamı korumaktan geçer”
Eskişehir Çocuk ve Hayvan Hakları Savunma Derneği ve Eskişehir Hayvan Hakları Platformu üyesi Hüseyin Karadayı yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Sokak hayvanları bu şehrin toprağına, parkına, mahallesine bizler kadar aittir. Yaşam hakkı bir lütuf değil, doğuştan gelen temel bir haktır. Sokakları hayvanlara yasaklayan, onları toplayarak yok saymaya yol açan hiçbir düzeni kabul etmiyoruz. Gereken, yok etmek değil, bilimsel ve insani çözümler uygulamaktır. Gerçek çözüm, yaygın kısırlaştırma, aşılama ve kimliklendirmedir. Kontrollü besleme noktaları oluşturup, hayvan terkine ağır yaptırımlar ve üretimi durdurmayı öneriyoruz. Ve şeffaf rehabilitasyon hizmetlerine ağırlık verilmesini istiyoruz. Hayvanları aç bırakmak ya da yaşam alanlarından uzaklaştırmak sorun çözmez. Aksine hem insanlar hem hayvanlar için daha büyük riskler doğurur. Biz birlikte yaşamayı savunuyoruz.

Hatice Korkmaz: “Toplatılma Uygulamaları Hukuksuzdur”
Konuşmanın devamında Eskişehir Besleme Grubu üyesi ve hukukçu Hatice Korkmaz, sokak hayvanlarına yönelik toplama uygulamalarının ‘hukuksuz, vicdansız ve sonuçları ağır’ olduğunu belirterek düzenlemelerin acilen revize edilmesi çağrısında bulundu: “5199 sayılı yasa tüm yanlışlarına rağmen, halen hayvan refahını amaçlamaktadır. Ancak mevcut yasaya bile aykırı uygulamalar ile kanun, göz göre göre çiğnenmekte, kanunun korumakla yükümlü kıldığı hayvanlar, kamu eliyle zulme uğramaktadır.”
“Bu yıl sadece 1/10 oranında kısırlaştırma yapıldı”
Kısırlaştırmanın önemine vurgu yapan Hatice Korkmaz, konuşmalarının devamında şunları söyledi: “Popülasyon sorununu çözmek için yapılan yasal değişiklik, aksine popülasyonda artışa neden olmuştur. Nüfus dengesi ancak kısırlaştırma ile sağlanabilir ancak mevcut yasa, bunu neredeyse imkansız hale getirmiştir. DKMP raporlarına göre bu yıl yasa değişikliğinden sonra, geçmiş yıllarda yapılan kısırlaştırmanın 1/10 kadarı ancak yapılabilmiştir.”
“Önceden kısırlaştır yerinde yaşat formülü ile kısırlaştırma yapabilen belediyelerimiz, yeni yasa ile getirilen ‘kısırlaştır-tut formülü’ yüzünden aldıkları canları barınakta tutmak zorunda olduğundan ve barınak kapasiteleri fazlasıyla dolu olduğundan kısırlaştırmak için dahi köpek alamaz hale gelmiş, ve kısırlaştırma neredeyse tamamen durmuştur.
"Oysa kanun "köpekler toplanır" demiyor, bakımevine "götürülür" diyor, Yani öncelikle götürülebilecekleri, hayvan refahına uygun, sağlıklı koşulları taşıyan bakımevlerinin olması gereğine değiniyor, elverişli bakımevin yoksa 2029 başlayana kadar, yani daha üç sene, hayvan refahına uygun bakımevi yapmak için süren var diyor."
“Derhal toplatın çağrısı kanuna aykırıdır”
"Kanun böyle derken, ve kanuna göre ilgili bakanlık tarım orman bakanlığı iken, ilgili bakanlık bile olmayan İçişleri bakanlığının, realiteyi ve yereldeki şartları gözetmeksizin "derhal toplayın" yönündeki talimatı, kanuna aykırı yasak emirdir."

Nesrin Çiçek: “Göstermelik yaptığınız barınakları kaldırın”
Açıklamanın sonunda Eskişehir Çocuk ve Hayvan Haklarını Savunma Derneği Başkanı Nesrin Çiçek, sokak hayvanlarının toplatılmasına yönelik sert açıklamalarda bulundu: “Göstermelik barınaklar yaptınız. Kaldırın o kafesleri. Sosyal demokratlıktan, halktan bahsediyorsanız, yıkacaksınız o kafesleri. Yasanın tamamen çekin diye inatlaşmıyoruz. Yasanın kötü yanlarını tekrar ele alın diye sesleniyoruz buradan. Altyapısını kurmadan, yıllarca masa başlarında kısırlaştırmadınız.”
“Halkın eli sandıkta ağır olacak”
“Çocukları öldürdünüz, kadınları öldürdünüz, yasaları darmaduman ettiniz. Bunları kim çözecek? Meclise gönderdiğimiz vekiller çözecek. Sandıkta halkın eli ağır olacak. Buradan aynı zamanda Eskişehir'deki yerel yönetime seslenmek istiyorum. Omuz omuza bizle beraberdiniz. Sözde bu yasaya karşıydınız. Bizler halk olarak her şeyin farkındayız.”
Konuşmalarında çocuk ve kadınların ölümüne değinen Çiçek şunları aktardı: Üç şeyin masumiyet kurbanı vardır: bir, çocuklar dokunulmazdır. Kadınlarımız, çocuklarımız, köpürtme haberlerle, mezhepsel ayrımcılıklarla ayrıştırılarak bugüne kadar sokakta yürüyemez hale geldik, korkuyoruz. Çocukları öldürdünüz, kadınları öldürdünüz, yasaları darmaduman ettiniz. 84 tane çocuğumuz MESEM (Meslek Edindirme Okulları) adı altında işçi köleliğine müracaat edilerek, teşvik edilerek, güya meslek edindirilecekken 84 tane çocuğumuz bu sene katledildi.”
