Eskişehir Haber Eskişehir Gündem Gökten: ''Einstein’ın Dediği Gibi, Aynı Şeyi Yapıp Farklı Sonuç Bekliyoruz”

Gökten: ''Einstein’ın Dediği Gibi, Aynı Şeyi Yapıp Farklı Sonuç Bekliyoruz”

İnşaat Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi ve ESM Bursa Yönetim Kurulu Üyesi Oytun Gökten, “Asgari ücrette sorun zam değil, alım gücü düşüklüğü. 22 bin lirayla insanların geçinme şansı sıfır” dedi.

Haberleri

İnşaat Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi ve Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası (ESM) Bursa Yönetim Kurulu Üyesi Oytun Gökten, asgari ücret tartışmalarına dair dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu. Gökten, mevcut ekonomik politikaların çalışanlar için sürdürülemez olduğunu belirterek, Türkiye’de asgari ücretin hem alım gücü hem de yaşam standardı açısından Avrupa’nın en alt seviyesinde olduğuna dikkat çekti.

Gökten konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Tabii, asgari ücret her sene birçok kişi ve siyasi merkez tarafından konuşuluyor, gündem yapılıyor. Gündemde olması da gerekiyor. Ancak her ne hikmetse, hiçbir zaman istediğimiz verilere ve tatmine ulaşamıyoruz. Bunun sebebi şundan kaynaklanıyor: Yılın başında hükümetin ya da ülkeyi yönetenlerin asgari ücretle ilgili çeşitli tahminleri, öngörüleri oluyor. Fakat bu tahminlerin tutmadığını çok net bir şekilde görüyoruz. Ortadaki 22 bin liralık asgari ücretle insanların geçinme şansı sıfır. Aynı şeyi yapıp farklı sonuç beklemek, maalesef yanlış bir yaklaşım. Einstein’ın da dediği gibi, aynı şeyleri yaparak farklı sonuç beklemek akıl dışıdır.”

“Peki bu değişikliği nasıl yapabiliriz?

Öncelikle şunu ortaya koymak gerekiyor: Bizler hep eleştirel yaklaştık. Bunu sendikal kimliğimizle de yaptık, oda kimliğimizle de yaptık. Defalarca, her yerde eleştirilerimizi dile getirdik. Fakat artık sadece eleştirmek değil, çözüm üretmek zorundayız.” Örneğin, Asgari Ücret Tespit Komisyonu üç kişiden oluşuyor ve oy çokluğuyla karar alıyor. Neden oy birliğiyle almıyor? Bu zamana kadar oy çokluğuyla alınan kararlarda hem işveren ve hükümet tarafı hem de sendika tarafı masadaydı. Ancak işveren ve hükümet tarafı çoğu zaman ortak karar verip, sendikanın karşı oyuna rağmen süreci bitirdi. Oysa bu kararlar oy birliğiyle alınmalı. Hatta daha da genişletelim; diğer sivil toplum kuruluşlarını, demokratik kitle örgütlerini de işin içine katalım. Gerçek demokratikleşme böyle olur. Onların da görüşlerini alalım, sürece dahil edelim. Bence ancak bu şekilde doğru sonuca ulaşabiliriz.”

“İkinci önerim ise şu:

Bugüne kadar tüm ekonomik krizlerden tasarrufla çıkılmıştır. Tasarruf etmediğimiz zamanlarda, kriz kaçınılmaz olmuştur. Peki tasarruf yapmamanın veya ekonominin bu hale gelmesinin sebebi kimdir? İşveren mi, çalışan mı, yoksa ülkeyi yönetenler mi? Bunu da açıkça tartışmamız gerekiyor.”

“Bir diğer önerim de şu olacaktır:

Bu meseleyi bir konsensüsle çözmek zorundayız. Eğer toplumsal bir uzlaşıyla bu işi ele almazsak, hiçbir yere varamayız. Asgari ücrete verilen zamlardan ziyade, esas olan alım gücünü artırmaktır. Bana zam verme ama 22 bin lirayla geçen yıla göre daha fazla şey alabiliyorsam, zaten zamma ihtiyaç duymam. Bunun yolu da enflasyonu düşürmekten geçiyor. Yani asıl sorunumuz zam değil, alım gücü düşüklüğüdür.”

“Biz Avrupa Birliği’nin en düşük asgari ücretine sahip ülkelerinden biriyiz. Alım gücü açısından da aynı durumdayız. ‘Şampiyonluğu’ bırakmıyoruz. Örneğin Bulgaristan’da 550 Euro’dan başlayan asgari ücret, bazı ülkelerde 2 bin 900 Euro’ya kadar çıkıyor. Avrupa ortalaması 1400 Euro civarında. Bizde ise 500 Euro civarında. Alım gücü açısından da çok daha düşük bir seviyedeyiz.”

“Bir diğer önemli konu da şu:

Orta sınıf yavaş yavaş yok ediliyor. Eğer bu politikanın önüne geçilmezse, orta sınıfın erimesi ciddi bir sosyal patlamaya neden olabilir.

Ülkemizde teknolojik anlamda çok ciddi gelişmeler yaşanıyor: TOGG, Baykar gibi örnekler ortada. Bunlar elbette ülkemize değer katıyor. Ancak bu değerlerin toplumla adil bir şekilde paylaşılması gerekiyor. Bu da demokratik bir hukuk devletinin gereğidir. Bunu sağlayamazsak, istediğimiz kadar teknoloji üretelim, toplumsal refah sağlanamaz.”

“Biraz da mühendislik camiası açısından konuyu ele almak istiyorum.

Ben hem KESK’e bağlı SMSendikası Bursa Şube yöneticisiyim hem de Eskişehir İnşaat Mühendisleri Odası yöneticisiyim. 31 Temmuz 2012 tarihinde SGK ile bir protokol imzalandı. Bu protokol sayesinde mühendis, mimar ve plancıların istihdamı teşvik edildi. Beş yıl boyunca bu uygulama devam etti ve mühendisler asgari ücretin 2,5 ila 4 katı arasında ücretlerle çalışma imkânı buldu. Fakat 2017 yılında bu protokol SGK tarafından iptal edildi, 2023 yılında da Danıştay tarafından tamamen kaldırıldı. Bizler Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği olarak 2025 yılı için tavsiye niteliğinde brüt 70 bin TL asgari ücret belirledik.”

“Bizim hem TMMOB hem KESK olarak, hem de bu ülkeye gönül vermiş insanlar olarak ortak bir derdimiz var: Bu ülkeyi daha yaşanabilir hale getirmek. Erkek mühendis arkadaşlarımızın ‘kurye’, kadın mühendis arkadaşlarımızın ‘kasiyer’ olmasının önüne geçmek istiyoruz. Bunu kimseyi rencide etmek için söylemiyorum, ama eğitimli işsizlik artık ciddi bir sorun haline geldi. Bu noktada asgari ücret tartışmaları bir başlangıç olmalı. Umuyorum ki gerekli adımlar atılır, bizler de siyasetten bağımsız ama siyaseti yönlendiren toplumsal unsurlar olarak mücadelemizi sürdürürüz.”

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *