“Asrın Felaketi Değil, Asrın Katliamı”
Arıkfidan, depremlerin ardından yaşanan can kayıplarına ve hükümetin tutumuna dikkat çekerek, resmi rakamlara göre 50 bin, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un yerel seçimler dönemindeki açıklamasına göre ise 130 bin kişinin hayatını kaybettiğini belirtti. Depremlerin doğal bir afet olduğunu, ancak ihmaller nedeniyle katliama dönüştüğünü vurguladı.
“6 Şubat depremleri asrın felaketi değil, asrın katliamıdır. Bilim insanları ve meslek örgütleri, deprem riski taşıyan bölgelerde alınması gereken önlemleri defalarca bildirmesine rağmen hiçbir adım atılmadı. Tam tersine, rant kaygısıyla imar afları çıkarıldı” dedi.
“Hâlâ Konteyner Kentlerde Yaşam Mücadelesi Veriliyor”
Platformun açıklamasında, depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen bölgedeki sorunların devam ettiği belirtilerek, “Kentler hâlâ yaşanmaz durumda. İnsanlar hâlâ elverişsiz koşullarda konteyner kentlerde yaşam mücadelesi veriyor. Eğitim ve sağlık hizmetlerine erişim kısıtlı, işsizlik ve yoksulluk artmış durumda” denildi.
Açıklamada, deprem sonrası yapılan riskli alan ilanları ve acele kamulaştırma kararlarıyla afet koşullarının rant için fırsata çevrildiği ifade edildi. Ayrıca, bina yıkımları nedeniyle ortaya çıkan toz ve asbest sorununun yanı sıra denetimsiz hazır beton tesislerinin de halk sağlığını tehdit ettiği belirtildi.
“Unutmuyoruz, Affetmiyoruz”
Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformu, açıklamasında deprem sürecinde yaşanan ihmalleri tek tek sıralayarak, sorumluların hesap vermediğini vurguladı. “İnsan kaynağı ve teknik ekipmana sahip askeri ekiplerin bölgeye gönderilmemesi, arama kurtarma çalışmalarının geciktirilmesi, Kızılay’ın çadır satması, internet kısıtlaması gibi skandalların üstü örtülemez” ifadelerine yer verildi.
Son olarak, “Depremde hayatını kaybeden yurttaşlarımızı saygıyla anıyoruz. Unutmak yok, affetmek yok! Mücadelemizi sürdüreceğiz” denilerek açıklama sonlandırıldı.
