Eskişehir Haber Eskişehir Gündem Eskişehir Ekoloji Derneği’nden Dayanışma Kahvaltısı: “Doğayı Savunmak Sorumluluktur”

Eskişehir Ekoloji Derneği’nden Dayanışma Kahvaltısı: “Doğayı Savunmak Sorumluluktur”

Eskişehir Ekoloji Derneği tarafından düzenlenen dayanışma kahvaltısı, çevre ve yaşam alanlarına yönelik projelere karşı yürütülen mücadelenin ortak sesi oldu. Kahvaltıda yapılan konuşmalarda ekolojik yıkım, maden projeleri, hukuksal süreçler ve toplumsal dayanışmanın önemi vurgulandı.

Haberleri

Programın açılış konuşmasını yapan Eskişehir Ekoloji Derneği Başkanı Filiz Fatma Özkoç, katılımcıları selamlayarak, kahvaltının yalnızca bir buluşma değil, aynı zamanda ortak bir sorumluluğun ifadesi olduğunu belirtti. Özkoç, Eskişehir’in toprağının, suyunun, havasının ve yaşam alanlarının ciddi tehdit altında olduğunu söyleyerek, bu tehditlerin başında sermaye odaklı maden ve enerji projeleri ile iklim krizinin yarattığı ekolojik yıkımların geldiğini ifade etti. “Doğa kendisini savunamaz. Doğayı savunmayı biz insanların sorumluluğu olarak görüyoruz” diyen Özkoç, rant projelerine ve plansız politikalara karşı ortak bir vicdanla itiraz etmek için Eskişehir Ekoloji Derneği’ni kurduklarını dile getirdi. Tepebaşı, Mihalgazi, Sarıcakaya ve Kaymaz’da yaşananların yalnızca proje dosyalarından ibaret olmadığını vurgulayan Özkoç, bu süreçlerin çocukların geleceğini doğrudan etkilediğini söyledi. Özkoç, dayanışmanın umut olduğunu belirterek, bilim, hukuk ve halkın gücüyle mücadeleyi sürdüreceklerini ifade etti.

Kahvaltıda söz alan Eskişehir Ekoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Av. Mert Yedek ise yürütülen mücadelenin hem fiilî hem de hukuksal boyutuna dikkat çekti. Yedek, derneğin amacının doğa ve yaşam alanlarını hedef alan talan projelerine karşı fiilî ve meşru mücadeleyi büyütmek olduğunu belirtti. 

Açılan davalarla yalnızca bugünü değil, hukuksal anlamda tarihe not düşen bir takip yürüttüklerini ifade etti. Yedek, 2026 bütçesinin kamu yararından uzak olduğunu, “yeşil makyaj” adı altında sermayenin birikim projelerine alan açtığını söyledi. Av turizmi adı altında yaban hayatının tehdit edilmesine karşı açılan davaları, Alpagut-Atalan altın ve gümüş madeni projesine ilişkin hukuki süreçleri ve Kaymaz’daki altın madeni kapasite artışına karşı yürütülen davaları hatırlattı. Sarıcakaya ve Demirli mahallelerindeki projelere dair bilirkişi keşiflerine ve müdahillik süreçlerine de değinen Yedek, ekolojik yıkıma karşı mücadelenin sadece takipçisi değil, sahibi olduklarını vurguladı. 

Dayanışma kahvaltısına katılan Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ise konuşmasında Eskişehir’in geçmişte termik santral sürecinde önemli bir deneyim yaşadığını hatırlattı. Alpu Ovası’nın kazanılmasıyla birlikte Eskişehir halkının nasıl direnmesi gerektiğini öğrendiğini söyleyen Ataç, bu deneyimin bugün yürütülen ekoloji mücadelesine ışık tuttuğunu ifade etti. Belediyelerin hukuksal savunmalar yürüttüğünü belirten Ataç, halkın direncinin ise sürecin en önemli unsuru olduğunu dile getirdi. Köylülerin işe alım gibi yöntemlerle ikna edilmeye çalışıldığını vurgulayan Ataç, bunun ancak güçlü bir toplumsal direnç ve hukuki mücadeleyle aşılabileceğini söyledi. Ekoloji Derneği’nin kurulmasını “son derece gerekli” olarak nitelendiren Ataç, mücadeleye destek vermeye devam edeceklerini ifade etti.

Dayanışma kahvaltısı, doğa ve yaşam alanlarını savunma mücadelesinin ortak irade ve kararlılıkla sürdürüleceği mesajıyla sona erdi. Ekoloji Derneği yetkilileri ve katılımcılar, Eskişehir’in ekolojik geleceği için dayanışmayı büyütme çağrısını yineledi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *