Eskişehir Adliyesi’nde düzenlenen basın açıklamasında konuşan Yedek, TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda 20 Haziran’da kabul edilen teklifin, zeytinliklerden meralara kadar birçok doğal alanı madencilik projelerine açarak, geri dönülmez çevresel tahribatlara yol açacağını belirtti. Yedek, “Orman Kanunu, Zeytincilik Kanunu, Mera Kanunu ve Çevre Kanunu’nu tek bir torba yasayla fiilen hükümsüz hale getiren bu düzenleme, Anayasamızın 44., 45., 56., 63. ve 169. maddelerine açıkça aykırıdır” diye konuştu.
Avukat Mert Yedek, kanun teklifinin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bünyesinde kurulacak “Üstün Kamu Yararı Kurulu” aracılığıyla, başta IV. Grup madenler olmak üzere stratejik maden projelerinde diğer bakanlıkların izin süreçlerini by-pass edeceğini ve korunan alanların fiilen madenciliğe açılacağını ifade etti. “Artık milli park ya da SİT alanı bile olsa, kurumlar sessiz kalırsa ruhsat verilecek; ses çıkarırlarsa kurul bu yetkiyi devralacak. Bu, doğanın ve köylünün aleyhine bir süreç” dedi.
“Acele kamulaştırma ile köylülerin tarlası elinden alınabilecek”
Teklifin acele kamulaştırmayı genişlettiğini belirten Yedek, “Böylece Cumhurbaşkanı veya kurul kararıyla bir köylünün tarlası ya da merası anında elinden alınabilir. Bu da mülkiyet hakkı ve adil yargılanma hakkı açısından kabul edilemez” dedi.
Yedek son olarak, TBMM Genel Kurulu’nda teklifin kabul edilmemesi için çağrı yaparak, “Bu kanun teklifinde insan yok, çiftçi yok, ekosistem yok. Sadece maden ve enerji şirketlerinin kısa vadeli çıkarları var. Meslektaşlarımızı, sivil toplum kuruluşlarını, yurttaşlarımızı ve tüm siyasi partileri bu teklifin geçmemesi için mücadeleye davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.
