Tüm Emeklilerin Sendikası Eskişehir Şube Başkanı Ali Paşa Şanlı, emeklilerin ve asgari ücretlilerin giderek derinleşen bir geçim kriziyle karşı karşıya olduğunu belirterek, yaşanan sürecin açık bir hak gaspına dönüştüğünü söyledi. Emeklilerin ve asgari ücretlilerin sürekli gündemde olmasına rağmen somut bir iyileşme sağlanamadığını ifade eden Şanlı, emekli bir Yargıtay üyesi tarafından açılan ve halen devam eden davaya dikkat çekti. Davanın 15 gün ertelendiğini hatırlatan Şanlı, memur emeklilerinin seyyanen artışlardan yararlanması gerektiğini vurguladı. Memura verilen tüm artışların emekli memurlara da yansıtılmasının yasal bir gereklilik olduğunu dile getiren Şanlı, her bir memur emeklisinin bugüne kadar cebinden 400 bin liranın üzerinde kaybının yargı sürecinde değerlendirildiğini ifade etti.
“Bu bence bir hak gaspıdır”
Emeklilerin ve asgari ücretlilerin sürekli gündemde olmasına rağmen sorunların çözülmediğini ifade eden Şanlı, devam eden yargı sürecine dikkat çekerek “ Öncelikle şunu belirtmek istiyorum; emekliler sürekli gündemde, asgari ücretler de gündemde. Ama bir taraftan sizler de daha iyi biliyorsunuz, izliyorsunuz; emekli Yargıtay üyemizin açtığı bir dava vardı, o süreç devam ediyor. O mahkeme şimdi 15 gün ertelendi. Yani sonuçta buradan memur emeklilerinin seyyanen haklardan yararlanması lazım. Yani memura verilen bütün artışların emekli memurlara da verilmesi gerekiyordu. Bu anlamda devam eden bir yargı süreci var. Bu yargı sürecinin sonucunda her memur emeklisine, toplam bu zamana kadar cebinden alınan 400.000 liranın üzerinde bir birikimin olduğu yargı tarafından şu anda değerlendirilecek. Burada da baktığımız zaman hani ülkemizi yönetenlerin esasında adaletsiz davrandıklarını, yasalara uymadıklarını gösteriyorlar. Bu bence bir hak gaspıdır.
Ama diğer yana baktığımız zaman da her ne kadar Çalışma Bakanı, Maliye Bakanı görüşmeler devam etse de, asgari ücret komisyonları devam etse de şu görülüyor: Yine asgari ücretliler de, emekliler de açlık sınırının yarısının altında kalacaklar. Zaten uzmanlar açıklıyor; ülkemizde %80’in üzerinde bir çalışan açlık sınırının altında, kimisi de bunun yarısının da altında bir ücretle, bir aylık gelirle yaşamını sürdürmeye çalışacak. Yani 2026 yine bizler için bir mücadele yılı olacak. Ben her zaman söylüyorum; bu asgari ücretli çalışan işçiler için de geçerli, bütün emekliler için de geçerli. Çare emeklilerin kendisinde, asgari ücretlilerin kendisinde. Örgütlü olan işçi sendikaları, kendi sendikalarını bu konuda harekete geçirmeleri lazım. Mücadelelerini yükseltmeleri lazım. Biz emekliler de bu anlamda emeklilerin haklarına sahip çıkmaları için alandaki mücadelemizi 2026’da daha da yükselteceğiz. Ve sonunda, eninde sonunda mutlaka mücadele edenler kazanacaktır diye düşünüyorum. Çünkü emeklilerin sıkıntılarını sosyal medyadan siz de izliyorsunuzdur, basından da izliyorsunuzdur. Artık barınamadıkları için işte otel köşelerinde, en ucuz otel odalarında yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Böyle bir sıkıntılı süreci esasında ülkemizi yönetenler görüyor. Biz söylüyoruz; en yukarıdakilerin işte emeklinin 14 katı, 10 katından fazla maaş aldıkları böylesi bir durumda adaletli gelir dağılımından bahsedilemez. Bunu görmeleri gerektiğini düşünüyoruz. Bunu görmüyorlarsa bunun da hesabını mutlaka vereceklerdir. O da bizim açımızdan bir erken seçimi özellikle istiyorum. Çünkü sandık önümüze gelsin; ülkemizi yönetenlerden hesabını biz emekliler, asgari ücretliler soracağız.
Ali Paşa Şanlı: Ben şöyle diyeyim; özellikle ben asgari ücret konusunda örgütlü olan Türk-İş’tir, Hak-İş’tir, DİSK’tir, özellikle de memur kesiminde işte yetkili olan Memur-Sen... Hem memurların haklarını sadece sözde savunuyorlar, işçi sendikalarının başındakiler de kendi gelirleri yüksek olduğu için asgari ücretli çalışanların durumları konusunda gerekli tepkiyi gösterdiklerine ben inanmıyorum. Hani şu anda komisyona katılmamak çözüm değil. Bence örgütlü olan bu işçi konfederasyonlarının işçilerinin gerçekten de bu adaletli gelir dağılımına sahip olmaları için daha farklı, birlikte, örgütlü bir demokratik tepki göstermeleri gerektiğine inanıyorum. Yoksa sadece böyle açıklamalarla işçileri ikna edemezler, asgari ücretlerin asgari ücretini de arttıramazlar. Çünkü onlar kendileri sonuçta yukarıda istedikleri ücretleri alabiliyorlar, hem de haddinden fazla bir ücret alıyorlar. Bu anlam itibarıyla böyle bir eleştiriyi biz emekliler olarak yapıyoruz, örgütlü sendikalara da yapıyoruz" dedi.
