Geldiğimiz noktada çalışanların 12 saat çalıştırıldığını ve asgari ücretle sömürüldüğünü ifade eden Birsen, “Bir işletmede 4 kişinin yapacağı işi iki kişiye yaptırarak, onların sağlığı ile oynayacak derecede ağır şartlar sunuyorlar. Dünya Çalışma Örgütü’nün standartlarına hiç uymadan hâlâ çalışanları sömürmeye devam ediyorlar,” diye konuştu.
Bu uygulamaların bir çifte standart olduğunu düşündüğünü vurgulayan Birsen, “Türkiye’de daha ağır şartlarda çalışan kimsenin olduğunu düşünmüyorum. AVM’lerin, süpermarketlerin, büyük marketlerin daha iyi incelenerek, çalışanların Dünya Çalışma Örgütü standartlarında çalıştırılması için denetimlerin sıkılaştırılmasını her zaman söyledik, söylemeye de devam ediyoruz,” dedi.
Ne yazık ki bu yerlerin yeterince denetlenmediğini dile getiren Birsen, “Şartlara uygun işletmelere gidip denetimler yapılmakta, ancak şartlara uymayanlara maalesef denetimlerin yapılmadığını açıkça söyleyebilirim. İşletmelerimizde çalışanlar her gün denetleniyor. Maliye, SGK ve diğer kurumlar tarafından sürekli kontrol altındayız. Buna karşın büyük mağazaların, büyük marketlerin yeterince denetlenmediğini görüyoruz. Bunun düzeltilmesini istiyoruz,” ifadelerini kullandı.
Birsen, büyük mağazaların yalnızca işçileri değil, halkı da kandırdığını belirtti. “Raf kurnazlığıyla, reklam kurnazlığıyla halkımızı da aldatıyorlar. Özellikle semt pazarlarının kurulduğu günlerde süpermarketler, sebze ve meyveyi daha ucuza sattıklarını iddia ederek pazarcı esnafımıza karşı haksız rekabet uyguluyor. Bu ürünlerden ettikleri zararı diğer ürünlere yansıtarak, onları daha pahalıya satıyor ve halkı kandırıyorlar,” dedi.
Bu marketlerin, kendilerine mal ve hizmet sağlayan firmaları da sömürdüğünü ifade eden Ekrem Birsen, “Aşırı vadelerle mal alıyor, peşinmiş gibi göstererek valörden kazanıyorlar. Her türlü para kazanma hırsıyla tüm enstrümanları kendileri için uyguluyorlar. Bu durumun Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından ele alınması gerektiğini düşünüyoruz. Haksız rekabetin önlenmesi, çalışanların koşullarının düzeltilmesi ve halkın reklamlara kandırılmasının önüne geçilmesini buradan talep ediyoruz,” diye konuştu.
Kadın çalışanların da fiziksel kapasitelerinin üzerinde yük altına sokulduğunu belirten Birsen, “Kadın personellerimizin kaldıramayacağı yükler yükleniyor. Biraz evvel de söyledim; 4 kişinin işini 2 kişiye yaptırarak insanları daha çok çalıştırıyor, yoruyorlar,” dedi.
Dünya Çalışma Örgütü kurallarında kadınların daha hafif işlerde, erkeklerin ise daha ağır işlerde çalıştırıldığını hatırlatan Birsen, Türkiye’de bu kuralların uygulanmadığını, işçilere verilen görevi yerine getirmedikleri takdirde işten çıkarıldıklarını belirtti. Sendika kurulması durumunda ise mobbing uygulandığını gözlemlediklerini ifade etti.
“Tüm bu uygulamalar çalışanlarımız üzerinde büyük bir baskı yaratıyor. Eğer Avrupa Birliği’ne girmeyi hedefleyen bir ülkede bunlar yaşanıyorsa, oturup düşünmek gerekir,” diyen Ekrem Birsen, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu şartlar altında hem haksız kazanç elde eden AVM’lerin hem de esnafımızı mağdur eden haksız rekabetin önlenmesi gerekiyor. Hem çalışma şartlarının hem de ticari hayattaki standartların değiştirilmesi yönünde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden destek bekliyoruz.”