Eğitim-Bir-Sen Eskişehir 1 No’lu Şube Başkanı İbrahim Akar, Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyeleri tarafından okullara kesilen “katı atık toplama ücreti”ne ilişkin sert açıklamalarda bulundu. İbrahim Akar şu ifadeleri kullandı;
“Eğitim-Bir-Sen Eskişehir 1 No’lu Şube olarak, bugün Odunpazarı ve Tepebaşı ilçelerinde bulunan belediyelerin, okullardan “katı atık toplama ücreti” adı altında vatandaşlardan, esnaftan, resmi kurumlardan ve özellikle de okullardan almak istedikleri bedellerle ilgili açıklama yapmak üzere burada bir araya gelmiş bulunuyoruz.
Odunpazarı ve Tepebaşı Belediye Meclisleri, oy çokluğuyla aldığı kararlar doğrultusunda 2025 yılının ilk altı ayı için “katı atık toplama ücreti” adı altında herkese fatura kesmeye başlamıştır.
Öncelikle bu faturaların neyi ifade ettiğini tanımlayalım: Belediyeler, evlerin, okulların, ticari işletmelerin ve resmi kurumların çöplerini toplamanın bedelini vatandaşlardan ve kurumlardan talep ediyor. Yani, “Ben senin çöpünü alıyorum, sen de bunun bedelini bana ödeyeceksin” diyorlar.
Bu konu ilk kez gündeme geldiğinden bu yana özellikle okullar üzerinden tarafımıza birçok şikâyet ulaştı. Telefon, mesaj ve e-posta yoluyla çok sayıda geri bildirim aldık. Değerli basın mensupları, kesilen tahakkuk fişleri gerçekten akıl alır gibi değil. Öyle ki, okullar için kesilen bedeller 5 bin, 7 bin, 10 bin, 20 bin, 25 bin ve hatta 50 bin liraya kadar ulaşıyor. Bazı okul kantinleri için ise bu bedellerin 50 bin liranın dahi üzerine çıktığını görüyoruz.
Daha da çarpıcı bir örnek vermek gerekirse; Batıkent Mahallesi’nde bir esnaf arkadaşımız bana ulaştı. Elindeki “katı atık toplama bedeli takip fişi”ni bizimle paylaştı ve şunları söyledi: “Neredeyse bir aylık kira bedelim kadar bana çöp toplama ücreti fatura edildi.”
Açık konuşmak gerekirse, hem kurumlar, hem esnaf, hem de vatandaş bu kesilen faturalardan dolayı son derece rahatsız. Değerli basın mensupları, bu kesilen evraklar ne bir takip fişidir, ne bir vergi, ne bir harç, ne de katkı payıdır. Belediyeler eliyle kesilen bu faturalar düpedüz haraçtır.
Bu durum, bize Dede Korkut hikâyelerindeki Deli Dumrul’u hatırlattı. Ama inanın, Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyelerinin çöp toplama uygulamaları, Deli Dumrul’un bile aklına gelmeyecek bir tahsilat yöntemi haline dönüşmüş durumda. Deli Dumrul Gelsin de Eskişehir’deki belediyeleri görsün. Ahmet Ataç ve Kazım Kurt, bu konuda Deli Dumrul’u bile kendilerine hayran bırakacak uygulamaların altına imza atıyor.
Bu konu ilk gündemimize geldiğinde çevre illerdeki uygulamaları araştırdık. “Acaba bu sadece bize özgü bir durum mu, yoksa başka yerlerde de benzer örnekler var mı?” diye sorduk. Ancak emin olun, hiçbir belediye böyle bir uygulamanın kendilerinde var olduğunu söylemedi. Hatta bu sorumuza çok şaşırdılar. “Belediye, okulun önündeki çöpü toplarken para mı alır? Bunun faturasını okula mı keser?” diyerek hayretlerini dile getirdiler.
Onlara bu uygulama şaşırtıcı gelebilir ama biz Eskişehir’de artık bu tür şeylere şaşırmıyoruz. Neden mi? Sizler de hatırlarsınız; önceki yıllarda Odunpazarı Belediyesi, okulların önündeki sokaklara asfalt atmış ve bu asfaltın parasını okullardan tahsil etmeye kalkışmıştı. Üstelik tahsil etti de.
Dolayısıyla, okulun önüne asfalt döküp parasını isteyen bir anlayışın, okulun çöpünü toplarken de ücret istemesi artık bizi şaşırtmıyor. Türkiye’nin başka hiçbir yerinde uygulanmayan bu “katı atık toplama ücreti”, acaba belediyelerin ödeyemediği personel maaşlarını karşılamak için bir kaynak yaratma çabası mı, diye sormadan edemiyoruz.
Değerli basın mensupları, kıymetli Eskişehirliler,
Belediyeler, vatandaşa ve okullara hizmet etmek için vardır. Belediyeler, okulların bahçesine, çevresine, fiziksel koşullarına katkı sunmakla yükümlüdür. Eline geçen ilk fırsatta, yıllardır ertelenmiş ve hâlen 2026 yılı sonuna kadar ertelenmiş bir yasa maddesine sığınarak, okulların çöpünü toplama bedelini tahsil etmeye çalışmamalıdır.
Belediyeler, eğitimin yükünü hafifletmelidir; onun sırtına yük olmamalıdır. Bugüne dek kışın kar yağdığında okul yollarını temizlemekten kaçınan, okul bahçesinde ağaç budama ya da peyzaj gerektiğinde müdürlerden yazı üstüne yazı isteyen Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyeleri, çöp toplama işine gelince hiç beklemeden faturayı kesip “şak” diye göndermektedir.
Odunpazarı ve Tepebaşı’nda, hizmete gelince türlü bahanelerle geri duran, tahsilata gelince kolları sıvayan bir belediyecilik anlayışıyla karşı karşıyayız.
Tepebaşı Belediyesi’nin bağlı olduğu siyasi partinin il başkanı geçtiğimiz günlerde, Tepebaşı Belediyesi’nin “Türkiye’de parmakla gösterilecek kadar örnek bir belediye” olduğunu söyledi. Buradan kendisine sormak istiyorum: Türkiye’de parmakla gösterilmekten kasıt bu katı atık toplama ücreti midir? Çünkü ülke genelinde, Tepebaşı ve Odunpazarı Belediyeleri dışında hiçbir belediye, okuldan ya da vatandaştan çöplerini toplamanın bedelini tahsil etmek için böyle bir çaba içinde değil.
Buradan Odunpazarı ve Tepebaşı Belediye Başkanlarına çağrıda bulunuyorum: Almış olduğunuz bu yanlış karardan derhal dönün. Bu kararı gözden geçirin ve okullardan çöp toplama tahsilatından vazgeçin.
Ayrıca, kıymetli okul yöneticilerine de seslenmek istiyorum: Lütfen belediyelerin kestiği bu Deli Dumrul faturalarını ödemeyiniz. Eğer belediyeler bu paraları almakta ısrarcıysa, okulları icraya versinler, o yolla tahsil etsinler.
Okullarda su kartı ile su yüklemesi yapıyor. Çevre temizlik vergisi adı altında bir para da içinde ödeniyor. Bu çöplerin bedeli Eskişehir Büyükşehir Belediyesine bu şekilde ödeniyor. Şimdi okullar hem bu vergiyi ödüyor hem de ilçe belediyelerine ayrı bir ücret vermiş oluyor.
Ayrıca bu bir vergi değil. Belediye bu şekilde bir vergi alamaz. Bu bir harç da değil. Faturada yalnızca şunu yazmışlar: “Katı atık ücreti tahakkuk fişi.”
İşin daha ilginç tarafı şu. Bu durum özellikle okullar için büyük bir sıkıntı. Okullar bu tahakkuk fişine dayanarak ödeme yapacak, öyle değil mi? Peki, nereden ödeyecekler? Bakanlıktan bir ödenek isteyecekler. Diyecekler ki, Bana 26 bin lira tutarında bir fatura geldi, lütfen bu ödemeyi yapabilmem için ödenek gönderin. Ancak okulların şu anda bu kalemde talepte bulunabilecekleri bir ödenek türü yok. Çünkü bu bir vergi değil. Bu bir fatura da değil. Yalnızca oraya “tahakkuk fişi” yazılmış. Okul neye dayanarak ödenek isteyecek? Bakanlık bu fişi neye dayanarak değerlendirecek?
O yüzden bu uygulama, nereden baksanız tam bir tutarsızlık. Hani derler ya, “Nereden baksan tutarsızlık, nereden baksan abes.”
Bu yüzden buradan okul yöneticisi arkadaşlarıma sesleniyorum: Lütfen bu faturaları ödemeyin. Eğer belediyeler bu parayı almaya kararlıysa, versinler okulları icraya, icra yoluyla tahsil edebiliyorsa etsinler.”