Eskişehir Doğa ve Yaşam Platformu adına konuşan Filiz Fatma Özkoç, Eskişehir’in doğasını ve yaşam alanlarını tehdit eden madencilik projelerine karşı mücadelelerini sürdürdüklerini belirtti. Özkoç, “Çanakkale’den Kaymaz Mahallesi’ne her gün 149 kamyon ile 2 milyon 700 bin ton cevherin taşınacağı Koza Altın İşletmeleri A.Ş. tarafından yapılması planlanan altın-gümüş madeni projesine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından verilen ÇED olumlu kararının iptali için dava açtık,” dedi.
Açılan davalara Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, Kaymazlı vatandaşlar, Kaymazyayla Muhtarlığı, Sivrihisar Belediyesi, meslek örgütleri ve yurttaşların da müdahil olacağını belirten Özkoç, mücadelenin sadece çevreyi koruma değil, aynı zamanda yaşam ve adalet mücadelesi olduğunu vurguladı.

Özkoç, Kaymaz halkının yaklaşık 20 yıldır maden ocağına karşı direndiğini hatırlatarak, “Kronik hastalıklar ve kanserle mücadele eden halkımız su kaynaklarını kaybetti. Köylüler içme suyu ve tarımsal sulama için tankerlerle su taşımak zorunda kalıyor,” ifadelerini kullandı.
Sarıcakaya Altın Madeni projesine ilişkin Danıştay kararının da aleyhlerine bozulduğunu belirten Özkoç, bilirkişi keşfi sürecine katılarak itirazlarını yineleyeceklerini söyledi.
Beylikova’daki nadir toprak elementleri projesine de değinen Özkoç, “Torba yasa ile madencilik mevzuatının değişmesi ÇED süreçlerini askıya alma tehlikesi yaratıyor. Veriler kamuoyuyla paylaşılmadan projenin hayata geçirilmesi endişe verici. Ekolojik, sağlık ve çevresel etkiler göz önüne alınmadan bu projenin tartışılması doğru değildir,” dedi.
Özkoç, Eti Maden’in pilot tesis verilerinin halkla paylaşılması ve halkın katılımının sağlanması gerektiğini belirterek, “Eskişehir’in havasının, suyunun, toprağının kıymetini bilen Doğa ve Yaşam Platformu olarak doğamızın vahşi şekilde katledilmesine her zaman karşı duracağız,” ifadelerini kullandı.
Basın açıklamasının ardından konuşan CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü ise doğaya sahip çıkan tüm platform bileşenlerine ve Eskişehirlilere teşekkür etti.
Süllü, son 20 yılda Eskişehir’e 389 maden ruhsatı verildiğini belirterek, “Termik santrale karşı mücadele ettik, şimdi de altın madenleriyle kuşatıldık. Eskişehir büyük bir tehdit altında,” dedi.

Beylikova’da bulunan nadir toprak elementlerinin önemine değinen Süllü, “Bu rezerv, dünyanın ikinci büyük nadir toprak elementi rezervi. Ancak bu kaynakların küresel pazarlıklarda pazarlık konusu yapılmasından endişe duyuyoruz,” ifadelerini kullandı.
Süllü, ABD Kongresi’nde Beylikova’daki rezervin stratejik bir fırsat olarak değerlendirildiğini hatırlatarak, “Uranyum ve toryum gibi nükleer enerji kaynaklarının depolanması özel koşullar gerektiriyor. Tarım arazilerimizin ve su kaynaklarımızın kirlenmesinden korkuyoruz,” dedi.
Süllü ayrıca, “Erdoğan-Trump görüşmelerinde hangi çıkar ilişkilerinin kurulduğunu bilmiyoruz. Bu durum, nadir toprak elementlerinin başka ülkelerin çıkarına kullanılacağı endişesini artırıyor. Ancak biz Eskişehirliler olarak buna izin vermeyeceğiz. Toprağımıza, havamıza, suyumuza sahip çıkacağız,” diye konuştu.