Akmen, MESEM’in çocuk işçiliğini teşvik eden bir yapıya dönüştüğünü belirterek, çocukların fabrikalarda, atölyelerde ve sanayide “ucuz iş gücü” olarak çalıştırıldığını ifade etti. Uygulamanın çocukları erken yaşta üretime dahil ettiğini vurgulayan Akmen, iş sağlığı ve güvenliği açısından riskli alanlarda çalışan çocukların korumasız bırakıldığını söyledi.
MESEM kapsamında öğrencilerin haftanın dört günü iş yerinde, bir günü okulda bulunduğuna dikkat çeken Akmen, bu durumun çocukları okul kültüründen uzaklaştırdığını ve eğitimin gençler için özgürleşme alanı olmaktan çıkarıldığını dile getirdi.
Çocukların ucuz iş gücü piyasasının bir parçası hâline getirildiğini belirten Akmen, denetimsiz ortamlarda taciz ve kötü muamele gibi risklerle karşı karşıya kaldıklarını ifade etti. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) verilerine göre yılın başından Kasım ayı sonuna kadar 85 çocuk işçinin iş cinayetleri nedeniyle yaşamını yitirdiğini hatırlattı.
Her çocuğun yaşam hakkı olduğunu vurgulayan Akmen, çocukların iş yerlerinde değil okulda olması gerektiğini söyledi. Milli Eğitim Bakanı’nın “Eğitim mevzuata uygun” yönündeki açıklamalarının kamuoyunun vicdanını yaraladığını belirten Akmen, can kayıplarına yol açan MESEM’lerin kapatılması gerekirken yenilerinin açılmasının kabul edilemez olduğunu kaydetti.
“Çocuk İşçiliği Son Bulmalıdır”
Akmen, ÇYDD Eskişehir Şubesi olarak çocukların yaşam hakkının korunması ve güvenli bir gelecek için başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere tüm ilgili kurumları göreve davet ettiklerini ifade ederek, “Çocuk işçiliği son bulmalıdır. Her çocuk anayasal bir hak olan eşit ve nitelikli eğitime erişebilmelidir.” dedi.
