MHP Eskişehir İl Başkanı İsmail Candemir, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturmaya ilişkin açıklamalarda bulundu. Sürecin tamamen hukuki olduğunu vurgulayan Candemir, “Soruşturma gizlilik kararı kapsamında yürütüldüğü için elimizde net bilgiler yok. Ancak kamuoyuna yansıyan bilgilere göre çete suçu, irtikap ve ihaleye fesat karıştırma gibi ciddi iddialar gündeme gelmektedir. Bu açıdan bakıldığında süreç hukuki bir süreçtir, siyasi bir süreç değildir” dedi.
Candemir, bazı siyasi partilerin bu süreci siyasallaştırmaya çalıştığını ve sokak çağrıları yaparak gerilimi artırdığını belirtti. “Hepimiz hukuk önünde eşitiz. Soruşturmayı başlatan makam Cumhuriyet Başsavcılığı’dır. Özellikle vurguluyorum, bu unvanın verilme nedeni, savcının Cumhuriyeti korumakla görevli olmasıdır. Sizler bu süreci farklı noktalara çekmeye çalışıyorsunuz. Bunun bir geçmişi ve altyapısı olduğu açık. Nitekim Cumhuriyet Halk Partisi’nin önde gelen isimlerinden Sezgin Tanrıkulu, Halk TV’de yaptığı açıklamada bu süreci öngördüklerini ve önceden hazırlık yaptıklarını, temayül yoklamalarını bu amaçla düzenlediklerini açıkça ifade etmektedir” dedi.
Hukukun en temel ilkelerinden birinin herkesin eşit olması gerektiğini belirten Candemir, baroların bu konuda sorumluluk taşıdığını söyledi. “Ancak ne yazık ki Türkiye Barolar Birliği’nin talimatıyla tüm illerde barolar, ‘hukuk siyasallaşıyor’ gerekçesiyle açıklama yapmaktadır. Bu durum, aslında hukukun siyasallaştırılmasıdır. Ortada ciddi suçlamalar vardır. Suistimal, rüşvet ve çete suçlamaları. Suçlamaların doğru olup olmadığını süreç sonunda hep birlikte göreceğiz. Bu nedenle sakin kalmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Gençleri provoke etmenin ve insanları sokağa çağırmanın kabul edilemez olduğunu vurgulayan Candemir, geçmişte yaşanan olaylardan ders çıkarılması gerektiğini söyledi. “1980 öncesinde bu ülke 5 bini aşkın gencini kaybetmiştir. Sokağa çağırırken daha dikkatli olunmalıdır. Ortada siyasi bir gerekçe yoktur. Gözaltı süresi tamamlandığında şüpheliler mahkemeye sevk edilecek. Gizlilik kararı kalktığında her şey daha net anlaşılacaktır. Bu mübarek günlerde polis ile vatandaşı karşı karşıya getirmeyelim. Öğrencileri tahrik etmeyelim. Geçmişte bu sıkıntılar yaşandı. Artık hukuka saygı duyulması gerekiyor” dedi.
Hukukun herkes için eşit işlemesi gerektiğini belirten Candemir, “Beğendiğiniz karar çıktığında ‘yaşasın hukuk’, beğenmediğinizde ise ‘hukuk siyasallaştı’ demek çifte standarttır. Bugün yürüyen süreç tamamen hukuki bir süreçtir. Cumhuriyet Halk Partisi’nin kendi üyelerinin savcılığa yaptığı başvurular ve şikâyetlerle başlatılmıştır. Bu sürecin Cumhur İttifakı’yla ya da AK Parti’yle bir ilgisi yoktur. Gerçekler mutlaka gün yüzüne çıkar. Hepimiz biraz daha sabırlı ve sağduyulu olmalıyız” ifadelerini kullandı.
Üniversitelerde huzurun bozulmaması gerektiğini belirten Candemir, “Son birkaç gündür yapılan çağrılarla birlikte bazı illerde valilikler gösteri ve yürüyüşleri yasaklamıştır. Siyasi partilerin elbette gösteri yapma hakkı vardır. Ancak bu gösterilerin güvenliğini sağlamak ve çıkabilecek olayların sorumluluğunu taşımak da partilerin yükümlülüğündedir. Henüz netleşmemiş bir süreç üzerinden gençleri tahrik etmek doğru değildir. Bu tür girişimlerin topluma hiçbir faydası olmaz. Siyaset sokaklara insanları çağırmak değil, sokaktaki sesleri Meclis’e taşımaktır” dedi.
Seçim süreciyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Candemir, erken seçim iddialarına da yanıt verdi. “Seçim tarihi bellidir. Seçim 2028 yılında yapılacaktır. Seçim kararı ya TBMM tarafından ya da Cumhurbaşkanı tarafından alınabilir. Bu karar alındıktan sonra YSK takvimi açıklar ve adaylık süreci başlar. Ortada seçim yokken, tek adaylı temayül yoklaması yapılmasının bir anlamı yoktur. Bu durum siyasi değil, tamamen göstermeliktir” diye konuştu.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin 100 yıllık bir parti olduğunu ancak bir kişinin etkisi altına girdiğini belirten Candemir, Gezi olayları benzeri durumların tekrar yaşanmaması gerektiğini söyledi. “Bu ülke sahipsiz değildir. Kimse devletten büyük değildir. Eğer bir suç işlenmişse hukuk gereğini yapar. Herkes hukuk önünde eşittir. Hiçbirimizin dokunulmazlığı, suç işleme özgürlüğü ya da kamu malını peşkeş çekme hakkı yoktur. Suçsuz olanlar da hukuk önünde haklarını arayacaktır. Sokak eylemleriyle sonuç alınamaz. Türkiye, üçüncü dünya ülkesi değildir. Bölgesinde lider ülke olma yolunda ilerleyen güçlü bir devlettir” dedi.
Son olarak, toplumsal gerilim yaratmanın kimseye fayda sağlamayacağını vurgulayan Candemir, “Toplumun sinir uçlarıyla oynamak, insanları tahrik etmek kimseye fayda sağlamaz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin geleceği bir kişinin siyasi kariyerine feda edilemez. Siyaseti hukuk ve kanun çerçevesinde yapmalıyız. Hiçbirimiz hukuktan üstün değiliz. Seçilmiş olmak, bizlere bu sınırları aşma hakkı tanımaz. İddianame açıklandığında süreç daha iyi anlaşılacaktır. Suç işleyen cezasını çeker, suçsuz olan da aklanır. CHP ve beraberindeki gençlerin diğer gruplara karışmasıyla yaşanan karmaşa da bu sürecin bir parçasıdır. Bu olayların organizatörü kimdir? Sokak çağrısını yapan kimdir? Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı’nın Saraçhane’de yaptığı çağrı açıkça ortadadır. Milliyetçi-Ülkücü Hareket sokağa inmeyecektir. Devletin polisi, askeri ve savcısı görevini yapmaktadır, yapmaya da devam edecektir. Biz sokakta olmayacağız. Hukuk ne gerekiyorsa yapacaktır. Bekleyelim ve görelim. Biraz daha sabırlı ve sakin olalım” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.