Eskişehir'in Tepebaşı İlçesine bağlı Yeşiltepe Mahallesi'ndeki sulama kanalına düşüp hayatını kaybedenlerin sayısının artmasıyla ve öne çıkan atık sorunlarıyla mahalleli tarafından kanalın kapatılması için çağrıda bulunulmuştu.
Saadet Partisi Eskişehir İl Teşkilatı ve mahalleliler, şimdiye kadar can pazarı ve atık deposu haline gelen sulama kanalı ile ilgili hiçbir çalışma yapılmamasına tepki gösterdi.
Saadet Partisi Tepebaşı İlçe Başkanı Muhammed Ali Köse, Yeşiltepe Mahalle Muhtarı Meryem Kuş Açıkgöz ile bir araya gelerek mahallelinin şikayetlerini ve taleplerini dile getirerek kanalın kapatılması için imza kampanyası başlattı. Aynı zamanda vatandaşlar Partinin "dert duvarı"na kanal ile ilgili yaşadıkları sorunları yazdı.
Kanal önünde basın açıklamasını gerçekleştiren Köse, şunları söyledi:
"Vatandaşlarımızın yoğun olarak ikamet ettiği bölgelerde suyun ıslah edilmesi olmazsa olmazdır. Aksi takdirde hayat olan su, hayatımızın sonuna neden olabilir. Kaldı ki, bu ve benzer acı hadiseleri yaşadık. Evlatlar yitti, babalar gitti. Kim bilir duymadığımız ne canlar yandı! Tüm bu acı hadiselere rağmen maalesef ciddi bir tedbir alınmadı. Kanalın kendisi değil, kanalın üstü mutlaka ama mutlaka kapatılmalıdır. Uluönder Mahallesi’nden Sakintepe Mahallesi’ne kadar olan kısım tamamen kapansın demiyoruz. Akarbaşı Mahallesi’nde olduğu gibi çevresini birinci derecen etkileyecek olan kısımların üstü kapatılmalıdır."
Kanalın yarattığı tehlikeye dikkat çeken Köse, "Çocuklarımız için hayati bir tehlike söz konusudur. Çocuklarla birlikte yetişkinler içinde tehlikeli olabilmektedir. Hayatın kendi olan su, hayatlara mal olmasın. Kanallar 'katil', 'mezarlık' olarak anılmasın istiyoruz. Birisi kanala düşse çamura ve yosunlara takılsa bırakın kurtulmasını cesedini bulmak bile zorlaşır" ifadelerini kullandı.
Kanalın aynı zamanda sağlık açısından da sorunlar yaşattığını belirten Köse, "Kanalın zaman zaman durgunlaşması sonrasında başta sinek olmak üzere ciddi bir haşere problemi söz konusudur. Zamanında ve etkili bir ilaçlama yapılmazsa kanala yakın bölgelerde yaşayan vatandaşlarımızın sağlığı ve yaşam kaliteleri olumsuz etkilenmektedir. Bulaşıcı hastalık ve salgın gibi durumlarda özellikle yaşlı ve çocuklar açık hedef haline gelmektedir. “Kanalın Üstü Kapansın” haklı talebimiz, bu talep karşılanmadığı müddetçe canların yanmaya devam edeceği unutulmamalıdır. Ekonomik ve bürokratik sorunları aşmak adına Bakanlık, Müdürlük ve Belediye bir araya gelmeli ve kanalın üstü kapatılmalıdır.
Muhtar Açıkgöz ise, şöyle konuştu:
"Bu kanal bir gün kapatılacak, o gün bugün olmalı. 10 yıldır verdiğimiz savaşın haddi hesabı yok. Hala neden kör, sağır, dilsizler. Hala bizi neden duymuyorlar? Bir tek yetkili gelip de 'acınızı yürekten paylaşıyoruz, bunda bizim de suçumuz var' deme lütfunda bulunmadı? Biz artık bu işleri layıkıyla yapacak insanlar arıyoruz. Anadolu Üniversitesi'nin pis suyu ile tarlalar sulanıyor. Biz de onları yiyoruz. Sağlık elden gitti. 10 yıldır vermiş olduğum cenaze sayısını ben unuttum. Eğer bu cenazelerden biri bir bürokratın çocuğu olsaydı şimdiye 50 kere kapanırdı. Biz insan değil miyiz? Enes'le başladım, 10 yaşındaydı. Enesler ölmesin diye yürüyüşler yaptık. Ondan sonra o kadar çok ölümler aldık ki. Her birinde ben vicdan azabı yaşadım. Bizi yönetnler vicdan azabı almadı mı? Başlarını yastığa nasıl koyuyorlar?"
Açıkgöz, "Kanalımız kapansın. Her şeyden önce canlar gitmesin ve sağlıklı beslenmek için. Atıkların, pisliklerin suyuyla bizim domatesimiz, biberimiz sulanmasın. Covid'e gerek yok, Covid'i biz yapıyoruz" sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.