Birleşik Metal-İş Sendikası Kadın Komisyonu adına konuşan Ayla Pehlivan ve Duygu Yeşil, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında yaptıkları açıklamada, kadınların evde, işte ve sokakta maruz kaldığı şiddete karşı ses yükseltmeye devam edeceklerini söyledi.
Açıklamada, 25 Kasım’ın, Dominik’te diktatörlüğe karşı mücadele ederken katledilen Mirabel Kardeşler’in anısına ilan edildiği hatırlatılarak, “Mirabel Kardeşler’in mücadelesi, erkek şiddetine ve ataerkil kapitalist düzene karşı yürütülen mücadelenin sembolü oldu” denildi.
Kadına yönelik şiddetin politik olduğuna vurgu yapan Pehlivan ve Yeşil, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin ve hükümetin muhafazakâr söylemlerinin kadınların yaşamlarını ve çalışma koşullarını olumsuz etkilediğini belirtti.
Birleşik Metal-İş Kadın Komisyonu, çalışma yaşamında şiddet ve tacizi önlemeyi hedefleyen ILO’nun 190 sayılı Sözleşmesi’nin Türkiye tarafından hâlâ onaylanmadığını hatırlatarak, işyerlerinde şiddetin yanı sıra ev içi şiddetin de kadınların istihdama katılımını ve ekonomik bağımsızlığını doğrudan etkilediğini ifade etti.
Açıklamada ayrıca, Dilovası’nda Ravive Kozmetik’te hayatlarını kaybeden Tuğba Taşdemir, Nisanur Taşdemir, Cansu Esetoğlu, Hanım Gülek, Esma Gikan ve Şengül Yılmaz’ın kayıt dışı ve güvencesiz koşullarda çalıştırıldığı hatırlatılarak, “Bu iş cinayeti, devlet–sermaye–ataerki üçlüsünün kurduğu görünmez iş birliğinin ürünüdür” ifadeleri kullanıldı.
Sendika üyesi kadınlar, kimsenin kadına yönelik şiddeti görmezden gelme hakkı olmadığını belirterek, tüm demokratik kitle örgütleri, sendikalar ve siyasi partileri kadına yönelik şiddet ve tacize karşı harekete geçmeye çağırdı.
Komisyon, taleplerini şöyle sıraladı:
• ILO 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi’nin onaylanması,
• İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Kanun’un etkin uygulanması,
• İşyerlerinde şiddete karşı önleyici politika ve prosedürlerin oluşturulması,
• Ev içi şiddete maruz kalan kadın işçiler için destek mekanizmalarının hayata geçirilmesi,
• Cinsiyetçi iş bölümü ve her türlü ayrımcılığın sonlandırılması,
• Ücretsiz kreş ve bakım hizmetlerinin yaygınlaştırılması,
• Nafaka hakkına yönelik müdahalelerin son bulması,
• “İyi hâl” ve “tahrik” indirimlerinin cinsiyetçi uygulamalarına son verilmesi,
• Sokakların daha iyi aydınlatılması ve akşam saatlerinde ücretsiz kamu ulaşımının sağlanması,
• Devletin şiddet ve tacizle mücadele için bütçe ayırması.
Son olarak kadınlara çağrıda bulunan Komisyon, “Eşit, özgür ve sömürüsüz bir düzen kurmak için örgütlenmeli ve dayanışmayı büyütmeliyiz. Yaşasın kadın dayanışması, yaşasın örgütlü mücadelemiz” ifadelerine yer verdi.
