Son günlerde Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi öğrencileri, kampüslerindeki güvenlik önlemleri, toplu taşımada yaşanan ani değişiklikler ve yurt girişlerindeki kısıtlamalar nedeniyle büyük bir huzursuzluk yaşıyor. Öğrenciler, bu durumların akademik ve psikolojik süreçlerini derinden etkilediğini belirtiyor ve bu sebeplerle derslere odaklanmanın giderek daha zor hale geldiğini ifade ediyor.
Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencileri, bu sorunların yanında üniversite hayatlarında özgürlüklerinin kısıtlanmasından endişe ediyorlar. Öğrenciler, akademik başarılarının özgür bir ortamda daha verimli olacağına inanıyor ve bu ortamın, polis barikatlarıyla değil, özgür düşüncelerin gelişebileceği bir kampüs ile sağlanabileceğini vurguluyorlar. Bu sebeple, toplumsal sorumluluk bilinciyle hareket etmek isteyen öğrenciler, anayasal hakları olan barışçıl protestoların önemini kabul ediyor.
25 Mart Pazartesi günü itibarıyla Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi öğrencileri, kampüslerindeki özgürlüklerini savunmak ve aynı zamanda ODTÜ’lü arkadaşlarının çağrısına kulak vermek adına derslere katılmama kararı aldılar. Öğrenciler, akademik sürecin aksamasının önüne geçebilmek için ödev teslim tarihlerinin ertelenmesini ve devamsızlık haklarında esneklik sağlanmasını talep ediyorlar.
Bu hareket, yalnızca bir ders boykotu değil, aynı zamanda öğrencilerin toplumsal bilinçlerini ve haklarını savunma mücadelesi olarak da görülüyor. Öğrenciler, bu süreçte üniversitenin özgür kimliğinin korunması gerektiğini savunuyor ve bu yüzden "Polis varsa, şiddet varsa, ders yok!" diyerek özgür üniversite hakları için seslerini yükseltiyorlar.
Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencileri, aynı zamanda bu süreçte herhangi bir çatışmaya yol açmamaya, sakin ve disiplinli bir şekilde hareket etmeye özen göstereceklerini belirtiyorlar. Güvenlik görevlileriyle yaşanacak herhangi bir münakaşaya girmemek ve kampüs içinde huzursuzluk yaratmamak için dikkatli olacaklarını da ekliyorlar.
Sonuç olarak, öğrenciler bu eylemin yalnızca kendi haklarını savunmak için değil, özgür düşüncenin gelişebileceği, polis barikatlarından uzak bir kampüs ortamı oluşturulması için bir çağrı olarak da görüyorlar. Üniversiteler, öğrencilerin özgürce düşünce üretebileceği, bilimsel araştırmalar yapabileceği ve toplumsal sorumluluklarını yerine getirebileceği mekanlar olmalı. Öğrenciler, bu süreçte öğretim üyelerinin de desteğini bekliyorlar.
