Programın başında Odunpazarı Kent Konseyi’ne teşekkür eden Babacan, “Bu buluşmayı sağladıkları için, bizleri sizlerle bir araya getirdikleri için, değerli başkanım nezdinde Odunpazarı Kent Konseyi’ne özellikle teşekkürlerimi sunmak istiyorum” dedi.
“Sadece Türkiye değil, bölgemiz de zor bir dönemden geçiyor”
Konuşmasında hem Türkiye’de hem de bölgede yaşanan krizlere dikkat çeken Babacan, “Zor dönemlerden geçiyoruz. Yani sadece Türkiye kendi içinde bir kriz yaşamıyor. Hukuk ve adalet krizimiz var, eğitimde kriz var, sağlıkta kriz var, ekonomide ise büyük bir kriz söz konusu. Bununla birlikte içinde bulunduğumuz coğrafya da zor günlerden geçiyor” ifadelerini kullandı.
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını hatırlatan Babacan, “Artık soykırım diye adlandırdığımız bir izolasyonla, her gün ölümle karşı karşıyalar” dedi. İsrail’in Suriye ve son olarak İran’a yönelik saldırılarını da değerlendiren Babacan, “Üç gün önce de başladılar, İran’a büyük bir saldırı yaptılar. Gelinen noktayı artık savaş olarak adlandırabiliriz. Ve bu savaşın bölgesel olma ihtimali de var. Allah korusun, ateşin yayılma riski çok yüksek” diye konuştu.
“Türkiye kendi sorunlarını çözebilecek potansiyele sahip”
Türkiye’nin büyük bir potansiyele sahip olduğunu vurgulayan Babacan, “Türkiye gerçekten çok büyük ve güzel bir ülke. Büyük zenginliklere sahibiz. Ama belki de en büyük zenginliğimiz insan kaynağımızdır. Avrupa’nın en büyük ve en genç nüfusuna sahibiz” dedi.
Türkiye’nin tarım ve sanayide yaşadığı sıkıntılara dikkat çeken Babacan, “Avrupa’nın en geniş topraklarına, en büyük tarım alanlarına sahibiz. Ama bu büyük ülke canlı hayvan ve et ithal etmek zorunda kalıyor. Sanayicilerimiz ise yatırım yaptıklarına pişman” ifadelerini kullandı.
“Hukuk ve adalet ekmek ve su gibidir”
Sorunların temel kaynağının kötü yönetim ve hukuk-adalet krizi olduğunu belirten Babacan, “Sokaktaki vatandaşımıza sorun, yüz kişiden en az ellisi ‘geçim’, ‘enflasyon’, ‘pahalılık’ diyecek. Ancak bu sorunların temelinde yatan esas mesele hukuk ve adalet krizidir. Çünkü hukuk ve adalet demek; bir ülke için ekmek ve su demektir” diye konuştu.
Adaletin sadece yargı ile sınırlı olmadığını kaydeden Babacan, “Adalet sadece yargının adil ve hızlı çalışması değil, aynı zamanda sosyal adalettir. Eğitimde, istihdamda, ticarette fırsat eşitliğidir. Bugün ise Türkiye’de alın terinin ve helal kazancın hiçbir değeri kalmamıştır” dedi.
“Gençler umutsuz, bu tablo yazık değil mi?”
Gençlerin ülkeden umudunu kestiğini belirten Babacan, “18, 20, 25 yaşındaki bir genç Türkiye’de hiçbir şeyin iyiye gittiğini görmeden büyüdü. ‘Ben başka bir ülkede yaşamak istiyorum’ diyor. Ama her isteyen gidebiliyor mu? Hayır. Bu güzel ülke, gidemeyenlerin ülkesi haline geldi” ifadelerini kullandı.
“Çözüm bellidir: Adalet, ehliyet-liyakat ve istişare”
Türkiye’nin kötü yönetildiğini ve çözümün belli olduğunu dile getiren Babacan, “Devlet yönetimi çok ciddi bir iştir. Doğru kararları zamanında aldığınızda sorunlar çözülür. Bunun için üç temel ilkeye ihtiyaç vardır: Adalet, ehliyet-liyakat ve istişare” dedi.
Odunpazarı Kent Konseyi’nin çalışmalarını da örnek gösteren Babacan, “Kent konseyi tam da bu amaca hizmet eden bir sistemdir. Odunpazarı Kent Konseyi’ni bu anlamda tebrik ediyorum” diye konuştu.
“Çiftçimizi desteklemeden sorun çözülmez”
Tarım politikalarına yönelik eleştirilerde bulunan Babacan, “Çözüm bellidir: Kendi çiftçimize destek vereceğiz. Yem ve gübrenin maliyetinin yarısı devlet tarafından karşılanmalı. Elektrik ve mazot uygun şartlarda sağlanmalı. Borçlar yapılandırılmalı, sulama yatırımları tamamlanmalı” önerilerini sıraladı.
“Türkiye’nin temel sorunu kötü yönetimdir”
Türkiye’nin temel sorununun kötü yönetim olduğunu vurgulayan Babacan, “Üzülerek söylüyorum, Türkiye’deki sorunlar artarak devam edecek. Çünkü yöneten anlayış değişmedikçe sorunlar çözülmeyecek. Ama inşallah düzgün bir yönetim işbaşına geldiğinde bu sorunlar çözülecek. Ve biz bunu başaracağız” dedi.
