30 Ekim Çarşamba günü 3054 lira seviyelerinde olan has altın fiyatları, 31 Ekim'de 3009 liraya kadar gerileyerek yatay bir seyir izlemeye başlamıştır. Bu süreçte, altın fiyatlarında yatay bir hareketlilik gözlemlenirken, 1 Kasım ile 5 Kasım tarihleri arasında bu seviyelerde dalgalanma sürdü. Yatırımcılar için bu sakin seyir, Amerikan Birleşik Devletleri'nde gerçekleşen başkanlık seçimlerinin etkilerini barındırıyor. 6 Kasım tarihine geldiğimizde ise altın fiyatlarında daha sert bir düşüş yaşandı ve bu durum piyasalarda büyük bir şaşkınlıkla karşılandı. Altın fiyatları 2900 lira seviyelerini görerek beklenmedik bir şekilde geriledi. Bu düşüş, piyasalarda panik satışlarının artmasına ve altın fiyatlarının yukarı yönlü ivmesinin tersine dönmesine neden oldu.
Amerikan başkanlık seçimleri sırasında Donald Trump'un zafere yaklaşması, sadece ABD iç pazarında değil, tüm dünya piyasalarında da önemli dalgalanmalara yol açtı. Bu durum, özellikle ABD dolarının güçlenmesiyle daha belirgin hale geldi. Mart 2020'den beri döviz piyasalarında görülen en büyük yükselişi kaydeden Amerikan doları, Trump'un başarıya yaklaşmasıyla birlikte ciddi bir artış gösterdi. Amerikan dolarını euro ve yen gibi diğer gelişmiş para birimleriyle karşılaştıran dolar endeksi ise yüzde 1,63 oranında yükselerek piyasalarda yankı uyandırdı.
Trump'un seçimlerden net bir zaferle çıkması halinde doların bu yükseliş trendini sürdürebileceği de finansal analistlerin ortak görüşlerinden biri olarak öne çıkmaktadır. Şu bir gerçek ki, döviz piyasalarındaki bu hareketlilik, altın fiyatları üzerinde de doğrudan bir etki yaratmış, özellikle döviz kurunun oynak olduğu bu dönemde altın yatırımcıları için endişe verici bir atmosfer oluşturmuştur. Ancak unutulmamalıdır ki, altın tarih boyunca her zaman "güvenli liman" olarak adlandırılan, yatırımcıların kriz ve belirsizlik dönemlerinde başvurduğu en değerli maden olarak kendini kanıtlamıştır. Kısa vadede dalgalanmalar görülse de, altının orta ve uzun vadede her zaman kazandıran bir enstrüman olma özelliğini koruduğunu belirtmek gerekir.
Şu an içinde bulunduğumuz dalgalı piyasa koşullarında, altın fiyatlarında biraz daha gerileme olasılığı öngörülmektedir. Bu noktada yatırımcıların panik yerine sükûnetle hareket ederek piyasa koşullarını ve fiyat seviyelerini dikkatle takip etmeleri önem arz etmektedir. Altın fiyatlarındaki bu gerileme, aslında yeni yatırımcılar ya da mevcut yatırımcılar için bir alım fırsatı anlamına da gelebilir. Zira altının uzun vadede değer kazanma potansiyeli, bugünün fiyatlarıyla kıyaslandığında gelecekte daha fazla kazanç elde edilmesine olanak sağlayabilir. Altın piyasasında orta vadede kar elde etmenin daha hızlı bir yolu olduğu gerçeği de göz ardı edilmemelidir.
Bu nedenle, bana göre, altın fiyatlarında olası bir düşüşte bu fırsatın kaçırılmaması gerektiğini ifade etmek istiyorum. Piyasaları yakından takip ederek olası bir düşüş sürecinde mutlaka altına yönelmek, bu alım fırsatını değerlendirmek, gelecekte yaşanabilecek olası bir yükselişten faydalanma potansiyeli doğuracaktır. Yüksek dalgalanmalar görülen bu tür piyasa koşullarında sakin kalmak, belirsizliklerin yatırım fırsatına dönüşmesini sağlayabilir.
Kısaca özetlemek gerekirse, altın fiyatlarında yaşanan bu gerileme, piyasalarda şaşkınlıkla karşılansa da uzun vadede alım fırsatları sunmaya devam edecektir. Altının kriz ve belirsizlik dönemlerinde yatırımcılar için en güvenli liman olma özelliğini koruduğunu unutmadan, bu fırsatları değerlendirmek önemlidir. Yatırımcıların dikkatle piyasa takibi yapması ve uygun alım zamanlarını değerlendirmesi halinde, altın ile sağlanacak kazancın çok daha belirgin hale gelebileceği unutulmamalıdır. Altın piyasasında yaşanabilecek her düşüş, gelecekte daha büyük bir yükselişin habercisi olabilir ve bu fırsatları iyi değerlendiren yatırımcılar kazanan taraf olabilirler.